0,1

73 3 0
                                    

Bu gece caddeler fazla kalabalıktı. Bu da benim için daha fazla yemek demekti. Etrafta dolaşan insanlar fazla neşeliydi. Bana nazaran. Karnımın guruldamaya başladığını hissettiğim de ister istemez sırıtmıştım. Önümden toplu bir kız grubu geçtiğinde vücutlarını süzüp hangisinin daha uygun olabileceğini kestirmeye çalışıyordum.. Hiç biri bana göre değildi. Omuz silkip şansımı bu sefer ıssız bir ara sokakta deneyecektim. Uzun bir süre yürüdükten sonra önüme çıkan ilk ara sokağa girdim ve arkası dönük hızlı adımlarla yürüyen daha lise öğrencisi bir kız bulmayı açıkçası beklemiyordum. Bu saatlerde genellikle bu tür ara sokaklarda yiyişen çiftler ve uyuşturucu satıcıları bulunuyordu. Omuz silkip arkasından sessiz adımlarla yürümeye başladım. Bir süre sonra sokağın sonuna geldiğimizde sokak iki yola ayrılıyordu ve bu işini bitirmem için oldukça iyi bir zamandı. Etrafa hızlıca göz gezdirip kimsenin olmadığını gördüğümde sırıtıp  genç kız ile aramdaki mesafeyi o fark etmeden çoktan kapatmıştım bile. Ses çıkartmaması için elimle sıkıca ağzını kapatıp ardından kendimi tutamayıp gülmeye başladım. "Yazık oldu."
.
.
.
.
Cesedi sokaktan geçen insanların görmemesi için kuytu bir köşeye çekip çoktan yemeye başlamıştım bile. Tanrım dana önce hiç bir şeyden bu kadar çok zevk almamıştım. Eti tam bana göreydi. Yumuşak ve lezzetli. Kanının kokusu ile bir an bayılacağımı zannetmiştim. Keşke yediğim tüm yemekler bu kadar lezziz olsa. Tıka basa doymuştum ama daha fazla yemek, yemek istiyordum.

Kalan et parçalarını yanımda getirdiğim gazeteye güzelce sarıp cebimden çıkarttığım poşetin içine koydum ve ağzımı elimin tersi ile silip gidecekken adım sesleri duymuştum. Adım seslerine kulak verip etrafı kokladım ve rahatlayarak arkamı döndüm. Görüş açıma giren beden ile gülümseyip hızlıca yanına gittim.

"San! Seni görmeyeli çok uzun zaman olmuştu. Nerelerdeyin dostum özlettin kendini."

hızlıca kollarımı boynuna sarıp ellerimi yumuşak saçlarının arasına daldırdım. çok geçmeden karşılık vermesi ile gülümseyip kafamı omzuna yaslamıştım.

"sekizinci bölgede avlanırken yakalandım."

dediği şey ile buz kesmiştim ve hemen ondan ayrılıp bakışlarımı yüzüne çıkardım.

"orası Wooyoung'un avlanma bölgesi değil miydi? tanrım! en azından başına büyük bir bela açmamışsın."

"başıma büyük bir bela açmadım fakat Wooyoung bana pis işlerini yaptırdı."

anladığımı belirtmek istercesine başımı salladım.

"pekâlâ sonra bu durumu daha detaylı konuşuruz benim evime gidelim hem Jimin de orada."

san tamam anlamında başını salladığında koluna girip çoktan eve doğru yürümeye başlamıştık.

san:

Wooyoung:

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Wooyoung:



Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 28, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

tHe dEvìŁHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin