Kitabını açarak masaya oturdu.Hayatında sevdiği şeylerden biri de kitap okumakdı.Kimsesiz olduğu zamanlarda onu yalnız hissetdirmeyen tek şeydi kitap.Aklını dinlendiren tek şeydi.
Kahvesinden bir yudum alarak karşınındaki kıza döndü.Küçüklüğünden beri yanında olan tek kişiydi.O olmasaydı belki şuan olduğu yerde bulunmayabilirdi.Bakışlarını karşısında yemek yiyen kızdan çekip kafede gezdirdi.Bu kafede geçti çocukluk yılları.Bu kafe ona ev sahipliği yaptı.
"Bakıyorum Kızı kestiriyorsun gözüne?"
Karşısındaki kızın sesi gelince bakışlarını yine ona çevirdi.Ne dediğini anlamadığı için tek kaşını kıza kaldırdı."Ne saçmalıyorsun?"
Kız gülmeye başladı.Bazen ona gerçekten sinir oluyordu Seokjin.En olmadık durumlarda gülmeye başlayıp alay edip dururdu."Bazen çok sinir bozucu oluyorsun Seulgi"Kız kendini toparlıyıp karşınındaki adama döndü.
"Yani yalan değil güzel kız.İnkar edemezsin."
Kızın gösterdiği yöne doğru döndü Seokjin.Bir kız elinde çay ile onlara bakıyordu.Kız gerçekten Seulgi'nin dediği gibi güzel bir kızdı.Kızın ayağa kalkması ile utançtan kızarmış yüzü ile önüne döndü.Tabiki Seulgi yine kahkaha patlatmayıda unutmadı.
Utançtan kızın yanlarına geldiğini bile fark etmemişti.Hemen bakışlarını çaprazındaki kıza çevirdi.Ona bakması ile kız da bakışlarını Seokjin'e çevirdi.Küçük bir gülümseme ile Jin'e baktıktan sonra Seulgi'ye dönüp konuşmaya başladı.Bu harekete karşı Seokjin tek kaşını kaldırarak Seulgi'ye baktı.
"Ah doğru"dedi Seulgi.Tabiki Jin bir şey anlamamıştı.Kendisi her ne kadar zeki olsada kafası pek fazla şeye basmıyordu."Bu jisoo,Benim sınıf arkadaşım."
Seokjin aydınlanmış bir şekilde kıza dönerek elini uzattı."Kim Seokjin"Kızda uzatılan eli sıktı."Kim Jisoo"
-----------------------------------------------------------
Birbirlerine el salladıktan sonra Seulgi ve Jin kafeden çıktı.Yol boyu çok sessiz geçti.Bundan sıkılmış olucak ki Seulgi konuştu."Ee bakalım sonunda birini buldun mu?"
"Ne?"
Seulgi alayla güldü.Bazen Jin'in safa yattığını düşünüyordu.
"Jisoo diyorum sanki sizle işler yürür ha?"
Seokjin ona tiksinir bir şekilde baktı.Evet itiraf etmesi gerekir ki Jisoo gerçekten güzel bir kızdı.Ama sorun şu ki o kızlardan hoşlanmıyordu.Seulgi'ye kafasını çevirdiğinde kız ona meraklı bir o yandan da umutlu gözler ile bakıyordu.Jin dudağını ısırdı.Seulgi onun her zaman biriyle olmasını istemişti.Ama tabiki bu biri bir kızdı.
Jin iç çekti ve konuşmaya başladı"Biliyorsun... Ben kızlardan hoşlanmıyorum..."Seulgi'nin parıldayan gözleri bir anda söndü.Somurtarak önüne döndü.Onun bu halini gören Seokjin Tam bir açıklama yapmaya karar verirken Seulgi konuştu.
"Sadece senin için en iyisini istiyorum Jinnie.Tokyo'da böyle yaşayamazsın biliyorsun....Bu onlara göre kötü bir şey."
Evet biliyordu.Bu zamana kadar Seulgi'nin yapmaya çalıştığı hepsi Jin'in iyiliği içindi.Savaştığı her şey onun içindi.Ama bunu yapamazdı.Savaştığı her şeyi yıkmak istemiyordu.Ama sevmediği insanlarlada birlikte olamazdı.Yapamazdı.
Seokjin'in huysuzlaştığını hisseden Seulgi hafifce yanındaki adamın saçlarını karıştırırken konuştu.
"Ama her ne olursa olsun her zaman yanında olucam bunu da asla unutma"
Seokjin burukça gülümsedi.Biliyordu her zaman olamıyacaktı yanında yeri geldiğinde bu büyük kuralı çiğnediğinde kalkıp onu savunamıyıcaktı.Biliyordu bu duygulu sözlerin ardında küçük her şeyden korkan bir kız vardı.Ama yinede onu kötü günlerde bulan kıza gülümsedi.
"Unutmam"
Evet öncelikle okuduğunuz için teşekkür ederim.Bu fikir aslında uzun zamandır aklımdaydı ama dün Tokyo ghoul'un mangasını tekrar bitirince neden bunu bir fice dönüştür müyorum dedim.
Ay pörpıl yu💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tokyo Ghoul~Taejin
FanfictionTokyo ghoul animesini bilmeyen yoktur diye sanıyorum.Ondan esinlenerek yaratıldı bu hikaye.Hikaye anime ile aynı değildir sadece ghoul kavramını aldım Özet yapmakta iğrençim onun için okuyun bakın