"YAH KIM SEOKJIN!"
Jisoo ortalıkta bağırıyorken koşuyordu Jin.Telefonu alındığı için kızan bir adet Jisoo da onu kovalamaya çalışıyordu."Ah hadi sadece ablamı arıyıcam"Ama verdiği cevap Jisoo'yu tatmin etmemişti.
"Olmaz ver şu telefonu"
Yenilmenin verdiği üzüntü ile telefonu Jisoo'ya uzattı.Zaferi kazandığı için Jisoo'nun gözleri parıldıyordu.Kafede karşılaşmalarından sonra Seulgi sayesinde çok kez görüşmüşlerdi.İlk başlarda yakınlık göstermek istemeyen Jin sonradan bir çok ortak noktalarının olduğunu fark etmişti.
Ve şimdi Kitap evinde Jisoo'yu bekliyordu.Seulgi yine onları ekerek buluşmaya katılmamıştı.Fark edebiliyordu Seokjin.Seulgi'nin Jisoo ile arasını yapmaya çalıştığını.Her seferinde bir şeyler yapsalar sürekli Jisoo'yu çağırması.Salak değildi Seokjin.Zaten bunu bir salak bile anlardı.
Yine derin düşüncelerine dalmış olucak ki telefonuna mesaj geldiğini fark etmemişti.
Chu
Hey gerçekten çok üzgünüm.Çok kötü bir şekilde hastalandım.Belki sonra yaparız bu işiJinnie
Herşey yolunda mı?Chu
Evet her şey yolunda sorun etmene gerek yok keyfine bak.Bu gerçekten garipti.Daha sabah konuştuklarında böyle bir şeyi yoktu.Hatta çok enerjikti.'belki yeni hasta oldu'diye düşündü seokjin.Yerinden kalkıp kütüphaneden çıktı.Tam evine varmışken aklına gelen fikir ile gülümsedi.Jisoo'çorba yapabilirdi.Seulgi onlar küçükken sürekli yapardı.
Hemen eve girip üstünü değiştirdiğinde yola koyuldu.Ama Jin'in unuttuğu bir şey vardı.'Ben Jisoo'nun evini bilmiyorum?' O an bilmediği için kendine bin kere sövdü.Hemen Seulgi'yi arayıp bin bir laftan sonra evin adresini alabildi.
-------- ------------ ---------------- ---------------------
Elindeki telefona baktı Seokjin.Olması gerekn adres her halde buydu.Kapının önüne geldiğinde utanmış halini gizlemeye çalışıyordu.Böyle durumlarda gerçekten çok utanırdı.Hemen acele etmeden kapıyı çaldım.Karşısında hasta bir Jisoo görürmeyi beklerken başka birini gördü.
Soğuk bakışları üzerinde hisseden Jin açıklama yapmasına ihtiyaç olduğuna karar verdi.
"A-ah ben galiba yanlış geldi-"
"Seokjin?!"
Gelen sesle başını çeviren Jin karşısında hasta olmayan bir jisoo gördü.Hatta hayır hastalıkla alakasi bile yoktu.
"Kim bu?"
Seokjin yüzünü bu tanımadığı çocuğa çevirdi."Hasta olduğunu duydum.Onun için çorba yapmaya karar vermiştim ama..."Çocuk tek kaşını kaldırdı"hasta? o has-"
Sonra durdu.Çünkü şuan sadece bu akşam işini bitireceği çocuğa açıklama yapıyordu."O hasta değil şimdi gidebilirsin"dedi sert tonuyla.Seokjin şaşırmıştı ama Çocuğun kapıyı yüzüne kapamasına daha çok şaşırıp kızmıştı.
Sinirlerinin yükseldiğini hisseden taehyung arkasını kardeşine dönmeden önce konuştu.
"Bunun işini bu akşam hallediyoruz"
Bu sözleri duyan Jisoo'nun gözleri dolmuştu.Jin diğer insanlar gibi değildi.O Jisoo'yu anlayan tek insandı.Ve Taehyung'a yem gitmesini istemiyordu.
"Hayır"
Verilen cevapla şaşıran taehyung yüzünü Jisoo'ya döndü."Anlamadım?"
İç çeken Jisoo en kırılgan sesiyle konuştu?."Onu yemek istemiyorum...Kimseyi öldürmek istemiyorum.."Taehyung odaya bir kahkaha patlattı.Her ne kadar gülsede birazdan sinir küpü olucaģını Jisoo biliyordu.Abisi sinirlendimi başka birine dönüşürdü.
"Sen şaka yapıyor olmalısın bu insan parçasını mı savunuyorsun?!"
"Sadece o da Değil ben kimseyi öldürmek istemiyorum!"
Ağlıyordu ve taehyung kardeşinin ağlamasından nefret ederdi.Onu ağlatan herkesi ortadan kaldırmak isterdi.Ama bu sefer yapmadı.
"Lütfen abi... bizde diğer iyi ghoullar gibi olalım lütfen.."
Taehyung kardeşine baktı.Hala bahane uyduruyordu Jisoo.Onlar buydu.İnsan yemek için yaratılmış pis canavarlardı.
Hiçbir şey demeden arkasını dönüp evden çıktı taehyung.
Eh biraz kısa ama olsun
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tokyo Ghoul~Taejin
FanfictionTokyo ghoul animesini bilmeyen yoktur diye sanıyorum.Ondan esinlenerek yaratıldı bu hikaye.Hikaye anime ile aynı değildir sadece ghoul kavramını aldım Özet yapmakta iğrençim onun için okuyun bakın