prologue

282 17 76
                                    

12 Ağustos 2019
00.28

Rüzgar havanın soğukluğunu anlatmak istiyormuşçasına bağırıyor, yağmur damlaları camlara vurup hoş olmayan sesler çıkarıyordu.

Kyoeongdan Kasabası'nda böylesi kasvetli bir gecede kız gecesi yapıp, doyasıya içmek için ıssız sayılabilecek dağ evine gelebilecek kadar aptal yalnızca bir kız grubu vardı.

"Bence korku filmi izlememize gerek yok, Jisoo ile aynı odada bulunmak bile yeterince ürkmeme neden oluyor. Baksana şunun suratına."

Rosé iki kolunu birleştirip her zaman ki huysuz ifadesini yüzüne yerleştirdi. Rosé pek gülmeyen, hatta çoğunlukla somurtan biriydi. Öyle ki okulda birkaç kez kendisi hakkında buz kraliçesi dendiğini duyar gibi olmuştu.

Jisoo İtalya'dan özel getirdiği fondöteni özenle yüzüne sürmüş ve büyük bir heyecanla kızlara göstermişti. Sonuç ne miydi? Lisa ve Jennie ağızları açık kalmış, hiçbir şey söyleyememişlerdi ve Rosé ise her zamanki donuk ifadesini yüzüne yerleştirmiş, Jisoo'nun bir ruha benzediğini söylemişti.

Ee haksız da sayılmazdı aslında. Jisoo'nun esmer yüzüne göre oldukça açık bir tona sahip olan fondöteni, Miss Korea'nın korku filminden çıkmış bir hayalete benzemesine neden olmuştu.

"Lisa aç artık şu filmi." diye hayıflandı Jennie. Bir yandan da elindeki mısırları yiyiyordu.

"Jennie haklı Lisa hızlı ol, sen de yemeyi kes Jennie. O sana şişman dediğinde üzülüyorsun ama zayıflamak için de hiçbir çaba göstermiyorsun."

Jisoo'nun sözleri yüzünden ortamda kısa süreli bir sessizlik oluştu. Aslında Jennie oldukça güzel bir kızdı. Uzun kahverengi saçları, güzel bir suratı ve tatlı mı tatlı gummy gülümsemesi vardı. Tek sorunu biraz fazla olan kilolarıydı.

Ardından Jennie'nin düşüncelerini eski anıları işgal etti. O Jennie'ye şişman olduğu için yemeyi kesmesi gerektiğini, aksi takdirde kendiyle arkadaş olmaya layık olmadığını söylediğinde yalnızca bir haftada üç kilo vermeyi başarmıştı.

Sonrasında annesinin kendi elleriyle yaptığı o güzelim kurabiyelerin kokusunu alıp mutfağa koşmuş ve verdiği kiloları geri almıştı.

"Nerede kaldı bu kız?" diye hayıflandı Lisa filmi açmayı başarıp koltuğa otururken. "Bilmem," dedi Jisoo, açıkçası gelmesini de çok istemiyordu. Malum her ağzını açtığında birilerin kalbini ya kırar ya da sinirleniri bozardı. "Belki de bize kim olduğunu bir türlü söylemediği gizli sevgilisinin yanındadır." diye devam etti Jisoo.

Kızlar koltuğa oturup beklemekten sıkıldıkları içi dayanamayıp başlattıkları Çığlık filmini izlerken birbirlerine sarılmış, korkularını az da olsa azaltmaya çalışıyorlardı. Filmin ortalarına doğru aniden çalan telefon sesiyle kızlar çığlığı basıp yerlerinden zıplamışlardı.

Lisa çalan telefonunu sehpanın üzerinden aldı. Arayanın 'Özel numara' olması kısa bir süreliğine kaşlarını çatmasına neden olsa da aramayı cevapladı.

"Alo?" dedi az önce izlediği filmin etkisinde kaldığından elleri titriyordu. Bir süre karşı taraftan ses gelmeyince rahatszıca yerinde kıpırdandı Lisa.

"Alo?"

"Sizin gibi dört güzel kızın gecenin bu vaktinde burada bir başına bulunmaları çok kötü."

Pretty Little Liars °bangtanpinkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin