16 Temmuz 2021
Kyeongdeon Kasabası'nda güneş kavurucu sıcaklığını hissettiriyor, bu sıcak havaya rağmen hafif esen rüzgar kasaba halkını biraz olsun mutlu edebiliyordu.
Kulaklığını kulağına takıp koşuya çıkan Lalisa ise bu güzel havaya rağmen somurtuyor, ne yaparsa yapsın yüzü gülmüyordu. Nereye baksa O'nun yüzünü görmek kalbini sıkıştırıyor, ağlama isteğini arttırıyordu.
Ağacın üstünde, duvarlarda, yerlerde kafasını çevirdiği her yerde Chungha'nın kayıp afişleri vardı. 1 yıl olmuştu neredeyse. 13 yıllık arkadaşından ilk kez bu kadar ayrı kalmıştı ve O'nun gidişi sayesinde diğer üç arkadaşıyla da aralarına mesafe girmişti. Sanki hepsi birlik olup Lalisa'yı terk etmişlerdi.
Chungha kaybolduktan sonra Jisoo Londra'ya gidip üniversitesinin 3. senesini orada okumuştu. Rosé ise 3. yılı için Gangam'a gidip tam burslu olarak yüzme dersleri almış, çeşitli yarışmalara katılmıştı. Rosé'nin maddi durumu pek de kötü sayılmazdı fakat söz konusu Lisa, Jisoo veya Jennie olduğunda bu maddi fark oldukça belli oluyordu.
Rosé'nin ailesi küçük bir kafe işetiyordu ve bu kafenin hemen üst katında evleri vardı. Jisoo'nun ise babası namı oldukça yayılmış bölüm başkanıydı, annesi de özel bir lisede resim öğretmeniydi. İki katlı, küçük bir bahçesi olan güzel bir evde yaşıyorlardı.
Jennie'nin annesi bankada müdürlük yapıyordu ve babasının kendine ait bir şirketi vardı. Fakat babası ve annesi birkaç yıl önce kasabada büyük ses getirecek şekilde ayrılmışlardı. Daha doğrusu Jennie'nin babası annesini aldatmış ve başka bir kadından çocuk bile yapmıştı.
Üstüne karısına tekmeyi basıp, metresiyle evlenmişti. Ve bu zamana kadar çalışma gereği duymayan Bayan Kim kızına daha iyi bir gelecek verebilmek için sabah akşam sürekli çalışmıştı. Şimdi eski evleri kadar büyük olmasa da büyük, iki katlı ve bahçeli şirin bir evde yaşıyorlardı.
Lisa'nın ise annesi avukat, babası namı ta Seul'e kadar yayılmış bir savcıydı. Büyük bir villaları vardı. Ayrıca Lisa'nın kendinden üç yaş büyük, hukuk fakültesinden yeni mezun olmuş bir ablası da vardı. Lisa ablasını severdi -biraz aptal olduğunu düşünürdü, orası ayrı-
Lisa yere düşen afişlerden birini alıp üzüntü ve biraz da öfkeyle eve yürüdü. Annesi ve babası bahçede kahvaltı yapıp yüzlerinden eksik olmayan gülümsemelerle sohbet ediyorlardı. "Ah hayatım, erken dönmüşsün."
Lisa elindeki afişleri masanın üstüne bırakıp ifadesiz suratıyla annesine baktı. "Bu..." dedi yutkunup dolan gözlerini elinin tersiyle silerken. "Ne zaman bitecek?"
Bayan Manoban'ın yüzündeki gülümseme yerini endişeli bir ifadeye bırakırken sandalyesinden kalkıp kızının yanına yaklaştı. Yanağına küçük bir öpücük kondurup kızının akmak üzere olan yaşını sildi. "Annecim lütfen yine reddetme, seni böyle görmeye dayanamıyorum. İstersen birkaç yıllığına yurtdışına gidebilirsin. Buna ihtiyacın var."
Kafasını iki yana salladı genç kız. "Ondan kaçmam imkansız. O her zaman burada ve burada." dedi işaret parmağıyla ilk önce kafasını ve sonra kalbini gösterirken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pretty Little Liars °bangtanpink
De TodoBir sırrım var. Bunu saklayabilir misin? Saklayacağına yemin et. Mezara kadar saklayabilmek için, Cebine kilitlesen iyi edersin. Sana söylüyorsam, seni tanıyorumdur. Söylediklerimi kimseye söylemeyeceksin. Çünkü iki kişi sır saklayabilir, Fa...