-5-

1.3K 491 70
                                    


Aslında en zor olan şeydir ayrılık. En acıtan şeydir.3 ay tam tamına 3ay onsuzluk ve onun güzelliğinden yoksun. Ateş benim için umut kapılarını tamamıyla açan varlıktı. Belki de onda öğrendim umucu. Umut, gelecekten olan beklentilerindir. Peki, benim gelecek hakkında en ufak bir umudum var mı? Yok! Ben hep tek kızdım. Ne bir arkadaş, ne bir kardeş vardı beni hayata bağlayacak. Güvensizlikti aslı başınca sorun. Ateş bana umut, aile, arkadaş, sevgi kavramını aktardı. Tek tutunduğum dal da uçup gitti hazin elerimden. Tek gerçeğim yalnız olduğumdu artık. Karanlık bir odada yanlız başına, korkularıyla bırakılmış küçük bir kızdım. Oysa korkularınla baş başa kalmak ne demekti? Belki de para her kapıyı açmıyordu. Hayır, para sadece maddi kapıları açıyordu, manevi kapıları ise asla. Elinden oyuncağı alınmış küçük bir kızdım artık. Yanlız ve kötü küçük kız.

(...)

-Sıkılmadın mı?

Dedi. Sanki halinden memnun değil hatta bıkmış gibi.

-Hayır.

Gözleri şaşkınlıkla açıldı bana doğru gelerek salıncağı durdurdu.

-Cidden çok farklısın.

Gülümseme sırası bendeydi. Ama bu samimi olmazdı o yüzden kıkırdadım. Ben ayağa kalkarken bana bir adım atı ve

-Gözlerin

Dedi.

-Gözlerin yeşil bir ormanı anımsatıyor. O kadar güzel ki her baktıkça o orman beni içine çekiyor. Ve en güzel yerinde beni terk ediyor.

Bir adım daha yaklaştı.

-Sadece gözlerin değil. Dudakların. O kadar güzel kıvrımları var ki öpmek istesem sanki solacak, tükenecek gibi hissediyorum. Ve kalp. Kalbin o kadar temiz o kadar saf ki bazen bana cennetten gönderilmiş bir melek sanıyorum. Ama sen güzelliğinin farkında değilsin. İşte bunu seviyorum.

Ona doğru yaklaştım ve şımarık bir küçük çocuğun "baba gelmiş" deyip sarılışı gibi Ateşe sarıldım ve.

- Senin gözlerinde güzel ayrıca kalbinde bir de ne demiştin? Dudakların.

Kahkaha atmaya başladı ve

-Dudaklarımı güzel buluyorsun yani?

Rengim sarıdan mora, mordan maviye, maviden de koca bir domatese dönüştü.

-Şey ıhhhmm ben öyle şey işte...

-Çok safsın cümlelerini bile düşünmeden söyleyen yaramaz küçük bir kız...

(...)

-Maraba Güney. Öncelikle buraya geldiğin için sağol. Biliyorum buraya neden çağırdığımı merak ediyorsun. Sana açıklayacağım ama önce bir şeyler içelim.

Garsona çağırdım kendim ve Güney için 2 kahve istedim. Garson elindeki kahveleri özenle bırakırken tebessüm edip "Afiyet Olsun''dedi. Tepkisiz kalınca çekip gitti. O gidesiye kadar sesiz kalmıştık. İlk sözü başlatan o oldu.

-Deniz beni buraya çağırma sebebi ne?

Bana sökül der gibi bir bakış atı. Ama ifadem tam gaz yerindeydi. Tek bir mimik bile oynatmadan konuşmaya başladım.

-Bak Güney bildiğin gibi ateş vurulalı 3 ay oldu. Ve hiç kolay bir süreç geçirmedim. Bildiğin gibi polis sadece araştıracağız deyip toz oldu. Yani katil hala bulunamadı. Elimde bazı ipuçları var. Eğer yakalarsam bu işi çözeceğim. Ve burada sana da düşen bir görev var.

-İntikam- (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin