-8-

1.3K 418 88
                                    

Sesizliğin son basamağı.Yanlızlığında.Bir yanda Ateş.Ellerini uzatmış beni sonsuzluğa çağırıyor. Diğer yanda hayatımı mahfeden Ege.Napmalıydım? Hep boşlukta kalıp iki yoluda tercih etmemelimiydim? Uğultular.Kulağımda çınlayan uğultular.Ateşin sesi.Güneyin sesi.Egenin sesi.Fazla sesizim.Konuşamayacak kadar ahmak ve terbiyesizim.Hatalar yaptım.Geri dönüşü olmayan hatalar hemde.Küçüklüğümdeki gibi özür dileyip herşeyin bitmesini isterdim.Aşık olmamak.Aşkı tatmamak isterdim.Hep o cıvıl cıvıl renklerin ardından koşan küçük kız olmak isterdim.Hüsran.Şuan hüsrana uğruyorum.Aynalar yalan söylüyor ben halla saçlarını toplayamayan küçük kızım.

Gözlerimi açmaya çalıştıkça kulaklarımdaki uğultular beynimi işgal ediyor.Sondamıyım peki? Asla. Gözlerimi zorlukla açtım. Kafamın ağrısı bedenimi elle alırken telefonumun melodisi beni karşıladı. Telefonu yatağın içinde derin bir arama sonucu buldum.

-Efendim.

-Deniz ben Havle. İstanbuldayım ben yerini söylermisin?

-Mesaj atarım.

deyip kapattım. Yeri msj olarak attıktan sonra banyoya gidip kendime baktım. Fazla yorulmuştum. Aynı Egenin bahsetiği gibi zordu. Peki Ege nesen intikam almak iştemişti? Veya kimden almak iştemişti? Kafamı kurcalayan bunca soruyu kapının açılması bölmüştü. Odama doğru ilerleyip silahımı aldım. Yavaşca kapının arkasına sinerken adımlar bana yaklaştı, yaklaştı ve en son bir çığlık ve silah sesi kapladı ortalığı. Kafamı yavaşca vurduğum kişiye çevirdim. Bu Havleydi. Lanet olsun onun gelecek oldunu unutmuştum. Karşımda kolunu tutup ağlayan Havleye yaklaşıp

-Sen kapı çalmazmısın kızım

dedim. Gözlerini sinir ve acıyla bana cevirip

- Beni vuracağını düşünememişim demeki Deniz hanım.

Alayla sırıtıp

- Düşüneceksin artık. Bizde böyle şekerim.

O da sırıtıp ayağa kalktı. Birkaç sargı bezi getirip kolunu sardım. Bunu yapacağımı düşünmüyordum.Bu yapacaklarımın en üst seviyesindeydi. Evet bu intikam beni baya yormuştu.

-      Deniz çok yorgun görünüyorsun

Dedi. Beni süzen siyah gözler. Dudaklarım hafif yana kıvrılarakda bu düşüncesini bütünleştirdi.

Umursamayarak masama oturdum. Anıma yaklaşıp elinde tutuğu birkaç belgeyi bana uzattı.

-Bunlar belki işine yarar. Bu arada bana herşeyi anlatacaksın Deniz.

Elindeki belgeleri alarak ona döndüm. Meraklı gözler  beni süzerken ona bakıp gülümsedim.

-      Bu arada  Antalya biraz karıştı Deniz.

-      Nasıl yani ?

-      Şöyle ki dedikodular başladı senin hakkında ve artık durdurulamayacak bir seviyede.

-      Biliyormu peki?


Bana baktı ve endişeli bir sesle

-      Bilmiyorum ama öğrenmişe canını yakacak Deniz.

-      O biliyor Havle.

Dedim sanki bir şarkının melodisini mırıldanırcasına kısık çıkan sesimle.

-      Bu nasıl olabilir? Peki sen nasıl öğrendin?

-     Öğrendim işte Havle hem boşver.
-      Nasıl boşver ya? Deniz farkındamısın bilmiyorum ama o bir katil!

Katil sözcüğünün üzerini iyice vurgulamıştı benlime.

-      Havle bak uzatmayalım ben halletmey çalışıyorum. Sana söz veriyorum her şey eskisi gibi olacak.

-      Deniz sen çıldırmışın. Bu intikam senin bedenine işlemiş. Bu ne ya ne eskisi gibi olacak? Çocuk seni bulmuş iste sana zara verecek Deniz.

-      Havle yapma böyle lütfen.

-      Yapma böyle mi?  Hani beraberdik?

-      Havle!

Yanımdan geçip gitti ve ben izledim aynı eski benliğimin beni terk etmesi gibi. Havle gitmişti. Bu zorlu ve rekabetli yolda tek kalmıştım. Yapa yalnız.

                                       ***

Saat belki gece yarısını geçmişti bilmiyorum. Bir mesaj sesi geldi. Telefona yavaşca uzandım. Ve işte o an pişman oldum. Herşeydden. Dibi gözükmeyen bir kuyuya taş atmıştım evet ama bu bu çok fazlaydı. Bu olamazdı dimi?

"Basit  bir intikam oyunu için tüm sevdiklerini kaybetmeyi göze aldıysan kaybet. Aynı şuan Havleyi kaybetiğin gibi."

-İntikam- (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin