Canavarın Doğuşu

20 3 0
                                    

Saat 14.25

Doktor Tristessa Valentina Ivory'nin Muayene Odası

Tristessa ya da diğerlerinin bildiği adıyla Doktor Ivory, elindeki, zamanla kağıdı sararmış ve yazıları silikleşmiş olan mektuba bakıyordu. Yazılan cümleleri sindirmeye ve bunu yazanın kim olduğunu umut ederek bulmayı hedefliyordu. 

Ben yoktan var olan, var olanı var eden ve yok edenim. Kısacası ben sizim. Hepiniz bedeninizde siz isteseniz de istemeseniz de benden birer parça taşıyorsunuz. Kiminiz boyun eğerek bana itaat ediyor, kiminiz ise karşı çıkıyorsunuz. Çok yakında, çok yakında gösterecek, benimle tanışacaksınız. 

-M.

Bunun bir şaka olduğunu, yine aklı yerinde olmayan bir hastasının yazmış olabileceğini düşünerek kağıdı avucunda buruşturdu ve altında, masanın hemen sağ ayağının arkasındaki çöp tenekesine attı. 

"Tess?" 

Kafasını kaldırdı ve onu kapıda bekleyen eşine gülümsedi. Fakat kafası karmakarışıktı. Biraz dinlenmenin kendisine iyi geleceğini düşündü.

"Café de Garrick'de bir çay içebiliriz diye düşündüm."

Café de Garrick, Tess ile Victor'ın ilişkilerinin başladığı yerdi. 

"Çok iyi olur," dedi Tessa ve ayağa kalktı önünde her yere dağılmış olan dosyaları toparladı. Ardından paltosunu aldı ve Victor ile birlikte dışarı çıktılar.

"Söylesene," dedi Victor. "Nedir seni bu kadar yoran?"

Tessa derin bir nefes aldı ve bir müddet sessiz kalma hakkını kullandı. Ardından omuzlarını silkti. "Yorgun değilim, Victor. Sadece insanlara acıyorum."

"İnsanlara asla acıma Tessa, asla küçük görme, dertlerini asla hafife alma. Çünkü o insanlar bu hayatın darbelerini yemiş, tecrübeli insanlar."

Victor, yürürken durdu ve cebinden birkaç bozuk para çıkarttı ve paraları dilenci kadına verdi.

Ardından Café de Garrick'e girdiler. 

"Merhaba Victor, merhaba Tessa," dedi Garrick. "Bir Earl Grey bir de Irish Breakfast Tea." 

"Her zaman," dedi Victor ve gülümsedi.

"Söylesene Tessa, ne zaman benim hastalığım iyileşecek," diye sordu Garrick.

Garrick, Tessa'nın eski bir hastasıydı. "En kısa zamanda iyi olacaksın, buna inan, Garrick," dedi Tessa ve çay dolu kupasına uzandı. "İnanmak başarıyı getirir."

"Bir English Breakfast Tea," dedi kapüşonlu çocuk göz teması kurmadan.

"Hayhay," dedi Garrick ve çocuğa çayını koydu ve uzattı. Ardından Tessa'ya dönerek yeni nesli asla anlayamadığını söyledi.

Tessa ve Victor yine her zamanki yerlerine oturdular. 

"Söylesene Tess," dedi Victor. "Neyin var?"

"Bir şeyim yok, sadece," aklına mektup geldi. "Victor, sana bir şey anlatacağım ama aramızda kalacağına söz ver."

"Seni dinliyorum, Tess," Victor geriye yaslandı ve ellerini masanın üstüne koydu. "Sana asla ihanet etmem."

Tessa, mektuptan, mektupta yazılı olanlardan bahsetti. Hatta mektubun sağ köşesinde, altın renkli mürekkeple yazılmış olan 'M' harfini de ekledi.

"Bu hangi hastan ise seninle oyun oynuyor."

Tessa'nın masanın üstüne koyduğu telefonunun ekranında bir mesaj belirdi. Mesaj gizli numaradan gelmişti.

Tik tak, tik tak,

Oyun başlayacak.

Tik tak, tik tak,

Haydi zevk almaya bak.

-M.

Grendel'ın HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin