Soonyoung saatine bakıp yanındaki yapışkan kızın Jihoon gelmeden bir an önce gitmesini istiyordu ki duaları kabul olmamış gibi görünüyordu.
Masaya vurulan elle kendi kendine "Yine başlıyoruz." diyerek o tarafa döndü ve elin sahibine baktı ama Jihoon bu sefer beklediği gibi yanındaki kıza değil direkt olarak kendisine yöneltmişti kızgın bakışlarını.
"Kalk oradan."
"Ne? Ben mi?" dedi Soonyoung şaşırarak. Jihoon kızların kalkmasını sağlayıp kendisi yanına otururken bu sefer neden Soonyoung'un kalkmasını istiyordu ki?
"Evet, sen. Kalk oradan şimdi!"
Soonyoung anlamaz bir şekilde kalkacakken kız araya girdi.
"Biz konuşuyorduk burada yalnız."
"Artık konuşmuyorsunuz."
Kız sinir olmuş bir şekilde hafif güldü.
"Sana ne oluyor acaba?"
"Asıl sana ne oluyor? Bize karışma."
"Burada birilerine karışan kişi sensin. Hem o da hem yerinden kalkmıyor hem de benim dediklerime itiraz etmiyor."
"Ne?"
"Ne?"İkisi de aynı soruyu sorarken Jihoon'un kırgın bakışları çok kısa süre içinde kızdan Soonyoung'a dönse de Soonyoung'un ilk odak noktası bir süreliğine kız olmuş ve ona "Ciddi misin?" der gibi bakmıştı. Jihoon'a döndüğü sırada ise onun beklemeden uzaklaşmaya başladığını görmüş ve hemen kalkıp peşinden gitmişti.
"Jihoon lütfen, yine benzer şeyler yaşamak istemiyorum."
"Ben de istemiyorum ama bıktım artık Soonyoung, bu dört oldu ve sen hiçbirinde hiçbir zaman hiçbir şey söylemedin."
Bir adım uzaklaştı ve Soonyoung'a izin vermeden devam etti.
"Şimdi dersim var, gitmeliyim." diyerek oradan uzaklaştı.
~~~
Soonyoung filmi izleyemeden uyuyan Jihoon'u kucağına alıp odaya götürdü ve yatağa yatırıp düzgünce üstünü örttü. Uyumasını fırsat bilerek dudağına uzun bir öpücük bırakıp odadan çıkmak için yataktan kalktı. Bir iki gündür Jihoon onu umursamıyor ve yanında yatmasını izin vermiyordu ama film izlerken ona yanaşması ve şu angideceği sırada kolunun tutulmasıyla bu sürecin bittiğini anlamıştı.
"Yanıma gel. Ben de filmdeki gibi uyumak istiyorum."
"Ne?"
Jihoon gözlerini aralayıp sorarcasına ona baktı.
"Ne ne? Neden öyle bakıyorsun?"
Soonyoung güldü ve sırıtarak kulağına yaklaştı.
"Yalnız orada uyumuyorlardı."
"Ne?"
"Daha başka şeyler yapıyorlardı."
Elini Jihoon'un bluzunden içeri sokup tenini okşamaya başladı.
"Ama istersen biz de yapabiliriz."
Jihoon söyleyiş şeklinin aksine duygu dolu gözlerle bakan Soonyoung'a döndü ve yutkundu. Bir iki saniye sonra ise ona uzanıp dudaklarını birleştirerek cevabını vermiş oldu.
~~~
"Eğer bir daha sana yanaşmakta ısrarcı bir kız olursa ona ne olduğunu öğreteceğim." dedi ve bir cevap beklemeden kaldırdığı yüzünü tekrar Soonyoung'un çıplak göğsüne gömerek kendini uykuya bıraktı.
~~~
Jihoon saate bakıp dans dersinin bir dakika önce bittiğini görüp içeri girdi ve diğerlerin çıkmış olduğunu düşüncesinde yanıldığını gördü. İçeride o girerken eşyasını alıp çıkan biri haricinde amacı belli olacak şekilde dar ve kısa giyinmiş bir kızla Soonyoung vardı ve kız oralı bile olmayıp telefonuyla uğraşan Soonyoung'un dibine girmiş durumdaydı.
Jihoon'un geldiğini fark eden Soonyoung kızı umursamadan ona gülümsedi ve Jihoon'dan da kıza neler yapacağını belirten bir gülüş aldı. Jihoon yanlarına gelip kızı süzdü.
"Az önce neden Soonyoung'un dibindeydin?"
Kız kaşlarını çatıp ona baktı.
"Sana ne bundan?"
Jihoon az öncekinin tam aksine ciddi bir ifadeyle kıza baktı.
"Ondan uzak duracaksın."
"Sen kimsin ki böyle konuşabiliyorsun acaba? Sana ne oluyor?"
Jihoon beklediği sorunun gelmesi üzerine alayla gülüp Soonyoung'a döndü.
"Öğreteceğimi söylemiştim." diyip Soonyoung'u kendine çekerek dudaklarını birleştirdi ve bir süre sonra ayrılıp birleştirdiği ellerinin parmaklarını kenetleyerek kıza döndü.
"Kocasıyım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hatırlayacak Tek Şey//SoonHoon
FanfictionSöyleyeceği şeyi unutsa da hatırladığı ve her zaman da hatırlayacağı tek bir şey vardı: Jihoon'u ne kadar çok sevdiği...