Onlar Gerçekler

6.2K 62 34
                                    

• İnsanlara gizli olan varlıklara cinler denir. Bu görünmeyen ve kendilerini gizleyen güçler; gören, işiten, düşünen bilinçli varlıklardır.
• Şeytan (iblis) lanetlenmeden önce cinlerin ileri gelenlerinden biriydi.
• İnsanları korkutmak cinlerin en büyük eğlenceleridir.

• Cin, insana ‘Ben ’ diyerek kendini gizler. Zihinde sürekli konuşur. İnsana sürekli aynı şeyleri söyleyerek o’nu bir psikolojiye sokar. Zamanla tekrarlarına ikna eder. Alıştırır ve yıldırır.

• Cinlerde mantıksal bütünlük, akılcılık, nezaket ve kontrol yoktur. Düşünce, davranış, dikkat ve konuşmalarda kontrolsüzlük şeytani cinlerle beraber olunduğunuzun bir kanıtıdır. 

• Cinler havada rüzgar gibi, bir şekilde su gibi akarak gider. Ateşin hareketlerine sahiptirler. Bunu yavaş hallerinde kısa mesafelerde yaparlar. Dünyanın öbür ucunda bir yere gitmek istediklerinde bir anda orda olurlar. Gideceği yeri bilmesi ve istemesi yeterlidir. Tanrı onlara ışınlanmak diye tabir ettiğimiz birtakım özellikler vermiştir. Yaradılışları ve yapıları gereği bunu yapabilmektedirler. İnsanlar da ölünce bu ruhul özelliklere kavuşmaktadır. Cep telefonundan bir sinyalin dünyanın öbür ucundaki bir telefona anında ulaşması gibi de düşünülebilir. 

• Cinler güneş ve yağmurdan korunma amaçlı ağaç altlarını, Kaya ve taş altlarını dinlenme yerleri olarak kullanırlar. Karanlık yerlerde gezerken orada olduğunuzu bildirecek sesler çıkartın (mantıklı şeyler söyleyin. -Çekilin, izin istiyorum, ben geliyorum. Allah büyüktür gibi) yere tükürmemeye ve de elinizdeki cisimleri yerlere atmamanızda fayda vardır. Onlar haşere ve böcek halinde de bulunmaktadırlar.

• Telepati, telekinezi tamamen cinlerden faydalanmadır. Uzaktaki biriyle düşünsel konuşma olayı cinlerin aracılığıyla gerçekleşmektedir. Çok hızlı hareket etmeleri bir saniye içinde dünyayı birkaç tur atmaları nedeniyle bunları yapması mümkündür. Yaradılışları itibariyle bunlar insana olağan üstü gelebilir ancak bunlar gayet doğal ve basit şeylerdir. 

• Gerilmek cinlerdendir. Bedende şekil alma halidir. Uygun şekilde yerleşme halidir. Sık gerilme şeytani cinlerin sürekli bedende yer değiştirdiği veya bedenden gidip gidip geldiği anlamını taşımaktadır. Başka işleri için de bedenden çıkıp tekrar tekrar gelebilir. Bu gelme ve yerleşme hallerinde gerilmeler kasılmalar gerçekleşir.

• Cinler insanın beş çıkıntısından girer. Eller, ayaklar ve baştan giriş yaparlar. Bu uzuvlar bedene giriş yollarıdır. Genelde ellerde parmak uçlarındaki tırnaklardan, ayaklarda topuklardaki yarıklardan, başta enseden, kulak çevresinden, saç diplerinden giriş yaparlar. Bu durum bazen kaşıntılarla kendini gösterir. Cinler genelde insana giriş için sol tarafını tercih ederler. Cinler çeşitli yöntemlerle bedene girerler. İncelerek yani iğneden bin kat daha incelerek deri gözeneklerinden içeri girerler. Bazen bu girişlerde sivrisinek sokmasından daha hafif ve kısa kaşıntılar yaşanabilmektedir. Saçta, topukta, kolda kaşıntılar bunlardan kaynaklıdır. Cinsel ilişki sonrası ya da hafif soğuk bir ortamda insanın sırtına atlayarak yıldız yağmuru gibi bütüncül bir giriş yapabilir. Bir titreme, çırpınma, silkelenme gibi hareketle girişleri hissedilir. Çok insanda bu üşüme olarak algılanır. Gerçekte öyle değildir. 

• Soğan, sarımsak kokusu cinlerin en çok hoşlandıkları kokulardır. Bu kokudan beslenirler. Kokulu bir insanın yanına üşüşürler. Soğan kokulu insan normalden biraz fazla sinirli ve tepkili olur.

• ESNEMEnin uykuyla hiçbir ilişkisi yoktur. Esnemek tamamen cinlerdendir. Esnemenin nedeni uyku değildir. Belki sonucunda bedene giren cinler ağırlık ve uyku oluşturabilir. Esnemenin temelinde şeytani cinin sizi etkileme veya bir eyleme sevk etme çabası vardır. Size yönelik bir düşüncenin başlamasıyla ortaya çıkmaktadır. Herhangi birisi ister iyi ister kötü niyetle olsun; sadece size baktığı anda bile size doğru yola çıkan bir şeytani cin vardır. Bunlara beyaz cüce, beyaz yılan da denilmektedir. Bu şeytani cin insanın giriş kapısı olan ağızdan esnemeyle içeri girer. Bunların görevleri vardır. Küçük vesveselerle küçük günahlara yöneltmektir. Bunlar genellikle hapşırılarak dışarı atılırlar. Güçlü değildirler. Verdikleri düşünceleri birkaç defa reddettiğinizde vücudu kendiliğinden de terk ederler. Vesveseleri, güçsüz, basit, sıradan da olsa süreklilik taşır. Ve insan psikolojisi gereği sürekli uyarılma o kötü şeye alıştırır. Bir insan bir kalabalıkta size bakınarak araması anında içinden geçirdiği bu eylem sonucunda kendisinden beyaz bir şeytan aranan insana doğru gider. Giriş için ağız giriş kapısını kullanır. İnsanın ağzı açılır ve içeri doğru hava gibi akar. İnsanın ciğerine yerleşir. Kalbin oraya burnunu dayar. Zamanla insana birtakım vesveseler verir. Küçük günahlar işlemesini sağlar. Bu günahlar süreklileşir ve süreklileşen günahlar çok sayı teşkil ederse büyük günahlara kapı açar. Küçük ve iyi niyetten doğan şeytan zamanla insanı sapkın hale getirebilir. 

• NAZAR: Şeytani cinler, insanı kullanarak madde üzerine etki etmektedir. Nazar bunlardan biridir. Nazarın kaynağı maddeci ve şekilci cinlerdir. Nazar, kendisinin olmayan güzel bir şeyi aşırı beğeni ve istek sonucunda oluşan yıkıcı şeytan gücüdür. Herhangi bir şeyi çok beğenmek ve beğenilme içerikli düşünce geçirmek ve gözle o şeye bakmakla ortaya çıkan yıkıcı enerji gücüdür. İnsan bu düşünceyi o anda onaylarsa baktığı şey insan dahi olsa zarar görür. Bu zarar düşüncenin ve niyetin gücüne göre değişim gösterir. Ama insan o anda o düşünceyi desteklemez Allah’ım sen onun güzelliğini arttır. Gibi düşünce taşırsa veya o düşünceyi yıpratacak olumlu bir düşünce uygularsa ‘yıkıcı nazar’ etkisini gösteremez. Mesela insan boş bir anında şeytanın etkisiyle geçirdiği ‘of ne güzel araba’ düşüncesini geçirdiği anda arabaya da bakmışsa artık araba tehdit altındadır. Öncelikle şunu bilmelisiniz. Düşünce insandan çıkmamıştır. Düşüncenin kaynağı şeytani cinlerdir. İnsan o anda bu düşünceyi onaylarsa Araba artık tehdit altındadır. Yıkıcı bir güç görevlenmiş olur. Birkaç şeytan hemen görevlenir. Ve hiç ummadığınız bir şekilde bir kaza meydana geliverir. Olayın şartları çabuk oluşturulursa siz olaya şahit olursunuz. Ama kaza bir saat sonra bile siz görmeden de meydana gelebilir. İnsan bu ilk düşünce zihinden ‘of ne güzel araba’ geçtiği anda -ne var herkes de böyle güzel araba var’ deseydi ya da farklı olumsuz bir düşünceyle aşırı beğeniyi yıpratsaydı, yıkıcı güç(maddeyi ve olayları etkileyen şeytani cinler) araba için görevlenmemiş olacaktı.Bazı insanların nazarı daha çabuk değmektedir. Bunlara şeytanın etkin olduğu bedenler diyebiliriz. Veya maddeci şekilci ve çıkarcı insanlar da diyebiliriz. Ama insanların çoğu geçici olarak bu durumu yaşarlar.

CinlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin