NYMPH | KJM

81 12 5
                                    

-Bu hikaye benim one shot serisine başlamadan bir sene önceki yazdığım ve kapak bile yapmadığım hikaye. Winona serisinin ilki bu hikaye aslında yani yaklaşık iki senelik bir geçmişi var... Baekhyun'un fic'ini sevdiğiniz kadar bunu da sevin lütfen. Sizleri seviyorum. Şimdiden smutumsu yerler için özür dilerim. 💛 Keyifli okumalar. 🌸-

¦ One Shot
¦ Kim Junmyeon - EXO
¦ 5646 Kelime. (Not hariç) 

Geceyi aydınlatan ay ışığı altında karşısındaki saraya bakıyordu Junmyeon. Hava sıcaktı ve deniz durgundu. Bu gece herkes kendi dünyasına çekilmiş, dinleniyordu.

Prenses ne yapıyordur acaba diye geçirdi içinden Junmyeon. Uzun saçlarını mı tarıyordur yoksa yatarken giyeceği geceliği mi seçiyordur ? Belki de çoktan uyumuştur, dedi seslice kendi kendine ve kulaç atarak suyun içinde ilerlemeye devam etti.

• •

Sabah olduğunda Kral David, kahvaltısını Kraliçe Rosé, kızları Winona ve Noura ile yapmıştı. Kahvaltıda konuşulan konu ise her zaman ki gibi Su Altı İmparatorluğu'ydu.

• •

Kral David'in babası ve amcası, zamanında bu topraklar için çok fazla kan dökmüş, bu muhteşem su kaynağı için çok fazla mücadele vermişlerdi. Yıllar süren savaş sonunda amcasını ve ailesini kaybetse de, David pes etmeyip genç yaşında kılıcını kuşanmış ve yeminini etmişti.

Eğer o yaşında bunları yapmayıp kardeşleri gibi oyun peşinde koşsaydı, şimdi ne bir ailesi olurdu ne de sarayında çalışırken ona dualar eden çalışanları. Çünkü David, o savaşta oyun oynayan kardeşlerini de kaybetmişti.

Su Altı İmparatorluğu ise suya hükmedebilen bir devletti. Çeşitli güçleri olan, geçmiş zamanda da isimleri Su Bükücü olarak geçen büyük bir İmparatorluktu.

Onlar, ülkelerinin üzerinde ticaret hanları kurulmasın, yaşam alanları olan deniz kirlenmesin diye ellerinden geleni yapmışlardı fakat; savaş mağlubiyetini kabul etmek zorunda kalınca hiçbir söz söyleme hakları kalmamıştı.

Nitekim; geçen yılların ardından Kral David'in fazlası ile anlayışlı ve iyi kalpli bir hükmeden olduğunu düşünmeye başlamıştı Su Altı İmparatorluğu'nun temsilcisi. Çünkü savaş sonrasında bile iki arkadaş gibi konuşup, fikirlerini düzgünce beyan etmişlerdi birbirlerine. Onun bu saygısına karşılık değerli bir hediye vermeliyim diye düşünüyordu Kim Jung Shin.

Oturduğu tahtından kalktı ve elindeki asasını iki kez yere vurdu. Asanın zeminle buluştuğunda çıkardığı sesi duyan elçi Junmyeon hemen askerler yardımı ile açılan devasa büyüklükteki kapıdan içeri girmiş ve İmparatoru'nun önünde başını eğip, kuyruğunu arkasına doğru kıvırmıştı.

- Beni emretmişsiniz Efendim...

- Doğrult belini deli oğlan ! Burada başbaşayız.

- Peki babacığım. Ne istemiştiniz ?

İmparator Kim Jung Shin yerinde biraz kıpırdandı ve tok sesiyle konuştu.

- Kral David için değerli bir hediye göndermeyi düşünüyorum. Ancak bu değerli hediye ne olabilir, bilemedim. Sen gençsin, bu işlerden anlarsın.

- Teveccüğünüz babacığım.

- Genç olmasam da hâlâ anneni nasıl mutlu ederim biliyorum elbet... Ancak şânı yüksek mertebeye erişmiş bir krala ne hediye gönderilir Junmyeon ? Sen bir elçisin, çok diyarlar gezdin, bu yüzden sana soruyorum, dedi ve güldü yaşlı adam.

Babasının gülüşüne karşılık oğlu da gülümsemişti.

- Bir kral için ülkesi, devleti ve şânı önemlidir elbet. Ancak değerli bir hediye emsali isterseniz benden, önerim; parlak yakutlar ile süslenmiş bir kuşak ve üzerinde sudan hafif, mercandan parlak bir kılıç olacaktır, babacığım.

N. | KJM [ONE SHOT]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin