ikincil tür hatalar

7 1 0
                                    

bazı zamanlar vardır yaptığımız hataları af ettirmenin bir yolu yoktur. olmamış gibi yapmak yaptığımız hatayı kedinin üstüne yıkmak çözüm değildir. keşke çözüm olsa keşke bazı zamanlarda olan hatalarımızı küçük kardeşimizin üstüne atabilsek. keşke büyükçe hatalarımızın bedeli de büyümesi. Belki de büyüyen hataların bedelinden çok artık sorumluluklarının alınmasıdır. önceden yapılan hatalar da alınması gereken sorumluluk annemizin bir kaç nasihatini dinlemek ve belki de bir kaç küçük terliğinden kaçmaktan ibaretti. düşününce ne güzel zamanlarmış. keşke şimdide pişman olunca anne terliği yesek. keşke af edilmek istediğimiz insanlar hatalarımız affetmek için terlikleri eline alsa.

''özür dilerim gerçekten pişmanım. beni affetmen için on yüz milyon terliği yemeye hazırım.''

fakat artık işler böyle değil. büyümek yaptıklarının sorumluluklarını almak demek. büyüdükçe aldığın sorumluluklar artıyor. artık iyi ya da kötü yaptığın her şeyin sorumluluğunu alman gerekiyor. işin kötü yani bu aldığın sorumlulukla bitmiyor her geçen gün büyüyor büyükçe sorumluğun da artıyor. ilginç olan sanırım sorumluluk alma seviyesinin bitmemesi. ne kadar büyürsen büyü sorumlulukta senle artıyor kaçışı yok. bu yüzden ne kadar büyürsen büyü hep dünü özlüyorsun istersen 7 yaşında ki dünü olsun ister 15 ister 20 yaşında olduğun dünü. çünkü dün verdiğin hiç bir kararın sorumluluğu bu kadar büyük değildi bu yüzden dün verdiğin her karar daha iyiydi.

hatalar diyorduk. hatalar. elbette büyük hatalarımızın sorumlukları da artık boynumuzun borcu. fakat bazı hatalar, bazı hatalar insanda sürekli ağlama isteği uyandırıyor. insan gerçekten pişman oluyor.
  insan hata yapınca iki şeyden dolayı çekinir. bir hata yapmıştır ve sorumluluk almak bedel ödemek yorucu ve rahat düzenini bozmak gibi geliyordur. yaptığı hata gözünden pekte önemli değildir. yani ya ders çalışmamıştır sınav kötü geçmiştir ve yahut bilemiyorum bunlar basit düzlemde sorulardır. belki bir bardağı kırmıştır kendine ait olmayan; ikinci tür ise en ağırıdır sanırım. ve sanırım bu dünyada ki cehennemdir. bu öyle bir azaptır ki ne kızabilirsiniz ne küse bilirsiniz ne de af dileyebilirsiniz ne de bir daha böyle bir hata yapmam diye söz verebilirsiniz. karşınızda ki sana bir daha nasıl güveneceğim dediyse zaten orada o anda dünyada ki bütün harfleri bütün kelimeleri toplayıp onu inandıracak monologlar yazmak isteyip de sadece sustuğunuz da, sanki bütün dünya dili sessizlik olmuş ve siz bu dilin en iyi hatibi olmuşçası sustuğunuz  anda anlarsınız bazı hatalar sorumluluk almanın da ötesindedir. bazı hataların affı olmaz olsa da idam edilmek istersiniz; zira af edilmek daha büyük azap olabilir. beni orada o masada keşke yerin en dibine zebanilerin olduğu kata gömselerdi ve keşke bu hatanın sorumluluğunu alabilseydim. keşke bu hatanın bir affı olsaydı örneğin dünyayı yalın ayak dolansaydım. keşke en güzel şarkılar söylenirken ben sessizliği dinleseydim, en güzel manzaralar karşısında kör olsaydım. zira o şarkıyı beraber dinlemiyorsak o manzaraya beraber bakmıyorsak zaten ne anlamı var ki. ömrümü yoluna sersem beni affeder misin. beni affet diye kaç gün oruç tutmalı çileye girmeliyim. 

bazı hatalar sorumluluk alıp bedeller ödeyince biter. hiç yaşanmış gibi olurlar. ama işte o ikincil hatalar, cehennemin dünyada ki fragmanı olan hatalar ne yapsanız geçmez. bedel ödeseniz yetmez, bedeller ödeseniz geçmez her fırsatta kalbinizde bir yer alev alır. her nefeste pişmanlık verir her nefes alışta hak ettim doldurursunuz ciğerlerinize. bazı hatalar güvenleri yıkmak karşıdakini kırmaktır. kızgınlıklar geçer ama kırgınlığın çaresini necip fazıl bile bulamamışken nasıl sizin kırdığınız insanın bulmasını beklersiniz? zaten haksız zaten yüzsüz zaten başınız eğikken bir de 'kırgınlığını geçir demek' hangi düzlemin pişkinliği. 
 bazı hatalar herkese yapılabilir. sevdiğin sevmediğin değer verdiğin vermediğin. insana insan olduğu için değer vermekten mütevellit bedel öderiz sorumluluk alırız belki de almayız bile. öylece bırakırız hata olarak kalır ama içten içe çok sıkmaz yüreğimizi bazı zamanlar kırk yılda bir on yılda bir aklımıza gelir. 

ikincil tür hatalarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin