Yavaşça sıcacık teninin soğumaya başladığını hissediyordum, ellerimden kayıp gidiyordu ağlamaktan gözlerine bakamaz hale geldim, son bir çaba toparladım kendimi son görüşümdü bu onu her şeye inat, kendime inat bakmalıydım. Jeno'nun gözlerinin karanlığına bakmak beni hep huzurlu hissettirirdi. Karanlığı ilk kez içimi titretmişti içimi bu kadar titreteceğini tek bir an bile düşünememiştim. Kollarımda ölüyordu ve gülümsüyordu. Yorgun bakışlarımı gözleriyle buluşturdum tekrar, dudaklarımı yavaşça hareket ettirerek ''Seni seviyorum Jeno-yah, seni karanlığından daha çok seviyorum.'' diye fısıldadım. Bedeni yavaşça kollarım arasından kayıp gidiyordu, hayatımda daha çaresiz hissetmemiştim Jeno-yah.
Kendime kızmaktan başka yapabileceğim hiçbir şey yoktu, belki de o kıyıya hiç gitmemeliydim, karşısına hiç çıkmamalıydım belki. Donuk gözleri, yorgun bedeni gözümün önünden hiç gitmiyordu. O benim gördüğüm yapılmış en güzel danstı, o kadar donuk bakmasına rağmen içimi öyle bir ısıtırdı ki acının tanımını dahi unuturdum. ''Ben artık acılar dağı oldum Jeno-yah."
Karanlığıma söz vermiştim, savaşacaktım. Bu dünyayla savaşacaktım. Jeno'yu içimde hep yaşatacaktım. Kendimi toplayıp devam etme kararı aldım, benim uğruma ölen birinin peşinden gitmek istesem de bu yapacağımın onun ölümüne saygısızlık olacağını biliyordum. Kendini neden feda ettiğini biliyordum, bana neden savaşmam gerektiğini söylediğini de biliyordum, çünkü Jeno'yu tanımadan önce anlamaya çalıştım. Şimdiyse onun isteğini yerine getirme zamanıydı.
Farklı kıyılarda, farklı insanları bulmaya başladım. Var oluş nedenimin beni kötü yapmayacağını söylemişti, var olmaya çalışıyorum ama çok acıyor Jeno-yah, her kıyının seni hatırlatması çok acıtıyor. Yokluğun tüm bu karanlıktan daha ağır geliyor, beni yaşatan mutlaka öldürüyor da. Gözlerimi hafifçe gökyüzüne diktim, gözlerim seni arıyor bundan önceki geceler gibi, sen her bakışımda dünyanın en güzel şeyiydin, gökyüzüne bugün sana bunu hissettirememenin aptallığıyla baktım. Seni aramadan bulmak ne kadar güzeldi, anlatmadan anlaşılmak ne kadar güzeldi. Kayıp giderken bile çok güzeldin Jeno-yah.
Ben böyle devam edemiyorum Jeno, sanki seni her özlediğimde ölüme biraz daha yaklaşıyorum. Bu acının beni içten içe bitirdiğini hissediyorum. Sana verdiğim sözü tutamıyorum, artık savaşamıyorum Jeno-yah, çünkü anladım ki tüm dünya senin gözlerinden daha küçük.
Şimdiyse seni bulduğum kıyıdayım. Usulca yorgun bedenimi kıyıya bırakıyorum, gözlerimi karanlığa çevirerek düşünmeye başladım, son zamanlarda senin sesin dışındaki her ses bana gürültü gibi gelmeye başlamıştı, etrafın gürültüsü düşünmemi engellemeye çalışıyordu. Zihnimden benim sevgimin senin bu dünyada başına gelen en kötü şey olduğu geçiyordu. Umarım yüzünü tek bir an olsa bile güldürebilmişimdir, seni bu hayatın tamamından daha çok sevdim, artık yaşamak için çırpınsam da burası ölmemiz gereken yer Jeno-yah.
sevgilerimle, Jaemin.