Yunho telefonunu kapüşonlusunun cebine yerleştirirken kendisiyle yaklaşık bir haftadır muhattap olmayan Mingi'ye seslenmişti.
Onunla merdivenlerde karşılaşmıştı ve şimdide birlikte çıkışa doğru iniyorlardı. Muhtemelen ikisi de kahvaltı için marketten bir şeyler alacaktı.
"Artık balkonuma düşen renkli çoraplarını görmediğime de sevindim."
Mingi konuşacak gibi olmuş, dudaklarını aralamıştı ama gözlerinin içine bakan Yunho'yu gördüğünde konuşma kararından vazgeçip tekrar suskunluğuna devam etmişti. Bol koyu yeşil bir kapüşonlu giymiş, saçları gözlerini örtüyordu. Kokusu hemen yanındaki Mingi'nin burnuna buram buram doluyordu. Ve bu hali Mingi'nin aklını yeterince bulandırıyordu.
"Yah."
"Dilimi yuttum evet."
"Konuşsana it."
"Dilimi yuttum dedim ya."
Mingi'nin ani çıkışıyla afallasada pek oralı olmamıştı. Mingi'nin kendisine neden böyle davrandığını biliyordu. Başka açıklaması olmazdı.
"Yanlış bir şey mi yaptım?"
"Yanlış olan düşüncelerin Yunho."
Derince bir nefes alırken bakışlarını başka bir yöne çevirmiş ve mırıldanmıştı.
"Yanlış olan duyguların."
Sesi gittikçe kısılıyordu. Yunho'nun yanında durmak istemiyordu.
"Yanlış olan benimde aklımı karıştırman."
"O gün uyanıktın."
"Benim gibi bir iti sevdiğin için üzgünüm."
~~~ 22112019 ~ 2239 Syglr Svglr KAOS -solman
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
