ඉ TANITIM ඉ

26 10 10
                                    

"Ama bu haksızlık!" Nevra ne derse desin onu dinleyen kimse yoktu etrafında, hatta o kadar insan olmasına karşın kimsenin onu duyduğu bile yoktu. Herkes kendi derdine düşmüş ne yapacağını düşünüyordu.

"Size söylüyorum Gülfem beni duyuyor musun?" Bu sefer şansını yakın arkadaşında denedi ama sonuç aynıydı, diğerleri gibi Gülfem'de Nevra'yı duymuyordu.

"Yeter artık Nevra! Kimsenin seni duyduğu yok, sus artık!" Elif kardeşinin bu haline daha fazla dayanamayıp hızlı adımlarla yanına vardı, Nevra evin her zaman istekleri yerine gelen küçük ve yaramaz kız çocuğu, Elif ise artık abla olduğu için çoğu şeyden mahrum kalan büyük kız çocuğuydu. Buna en başta kızsa da sonraları yani büyüdükçe fazla kafaya takılacak bir şey olmadığının farkına vardı. Farkına vardığı bir başka şey ise; çocukların asla bu kadar şımartılmaması gerektiğiydi.

"Ama abla..." Nevra itiraz etmeye kalksa da Elif'in bunu dinlemeye niyeti olmadığı her halinden belliydi.

"Bir kerede laf dinle, kaç yaşına geldin hâlâ küçük bir kız çocuğu gibi davranıyorsun. Biraz yaşının insanı ol. En azından öyleymişsin gibi davran." Ablasının söylediği şeyler canını yakmıştı Nevra'nın, yirmi dört yaşına gelse de içinde hâlâ büyümemiş bir çocuk vardı. Dudaklarını büzüp omuz silkti ama ablası eve doğru gittiği için onun bu hareketlerini görmemişti.

"Sakın arkamdan dil çıkarma!"

Nevra ablasının sözü üzerine çıkarmaya hazırlandığı dilini geri çekti, şaşkınlıkla karışık eve doğru yürümeye başladı. Nasıl oldu da ablası yapacağı şeyi bildi? Adımlarını hızlandırıp ablasının hemen arkasından yürümeye devam ederken bir yandan ablasının kahverengi saçlarının arasında onu izleyen üçüncü gözü arıyordu.

Elbette eli boş döndü.

"Ne yapıyorsun sen arkamda, bak eğer hareket falan çekiyorsan o elini bir daha kullanamazsın bilmiş ol." Aldığı sert uyarı ile Nevra gözlerini devirdi.

"O tür şeyleri ortaokulda bıraktım ablacığım, merak etme hareket çekmedim hem ayıp değil mi?"

"Ne halt yemeye dibimden yürüyorsun o zaman terbiyeli kardeşim?"

"Sadece üçüncü gözün nerede ona bakmıştım ama göremedim." Kardeşinin ne saçmaladığını düşünen Elif kaşlarını çatıp ağırlığını sol ayağının üstüne verip kollarını göğsünde birleştirdi.

"Yani?"

"Az önce tam dil çıkaracakken birden dil çıkarma dedin bende herhalde ensende gözün var dedim ama yokmuş." Elif duyduğu şey ile elleriyle yüzünü ovaladı.

"Bazen yirmi dört değilde sıfır dört gibi konuşuyorsun Nevra bilmem farkında mısın?"

"Niye öyle dedin ki şimdi?"

"Sen küçükken bana ne zaman kızsan dil çıkarmaz mısın? Oradan bildim, yoksa iki gözümden başka bir yerimde gözüm yok, hem senin şu üçüncü göz dediğin şey ensede değil burada olur ve zaten o da mecazi bir laftır." Elini Nevra'nın iki kaşının ortasına koyup biraz bastırdı. Kendini geri çeken Nevra eve doğru yürümeye başladı, bir yandan da ablasına söylenmeyi ihmal etmedi.

"Nesin sen Dalaylama ya da bir çeşit Guru mu?"

"Çok konuşuyorsun ufaklık biraz sus." En büyük ablası içeride elindeki kitabıyla her zaman oturduğu koltuktan içeri giren iki kardeşine baktı.

"Ben ufaklık değilim abla, yirmi dört yaşında genç bir kadınım." Nevra bozulmuştu Ayşe'nin sözüne.

"Tabi öylesin ama Elif ile kavganız dışarıdaki gürültüyü bile bastırıyor bilmem farkında mısın?" Nevra ablasının sözlerinin ardından tekrar geldiği yere geri dönmek için kapıya doğru gitti Elif ondan önce davranıp kapıyı kapatıp kardeşinin koluna girdi ve salona doğru çekmeye başladı.

"Abla ne yapıyorsun?"

"Asıl sen ne yapmayı düşünüyorsun?" İki kardeşin sorgu dolu bakışmalarına Ayşe son verdi.

"İkinizde kendinize gelin ve oturun. Elif bırak Nevra'yı." Elif şüpheyle baktı Ayşe'nin gözlerine, sorun yok dercesine hafifçe başını salladı evin büyük ferdi.

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Merhaba arkadaşlar yeni bir kurgu ile geldim bu sefer. Diğer hikayelerime bakmayı unutmayın. 😊

Başlangıç tarihi: 28.11.2019
(Kasım'ın yirmi sekizi.)

KAYIP: ZAMAN YOLCUSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin