her günkü gibi öğlen saat 14:00 da kız arkadaşımla ormanda yürüyorduk. birden yağmur bastırdı.
5 10 metre ileride bir ev gözüküyordu.hemen o eve doğru koştuk.
eve girdik.evin kapıları birden kapandı! korkmuştuk üst kata doğru yürüdük.
şömine yanan bir oda vardı oraya girdik. oturduk ısındık. altkattan bir ses geldi.
sanırım evde biri vardı. aşağı indim bir şey yoktu. odaya geri gittiğimde tuğbanın kemiklerini gördüm...
sadece iskeleten ibaretti korktum hemen arkadaşlarımı aradım. 3 kişi eve geldiler.
evi dolaştık bir oda vardı;ama kapısı açılmıyordu anahtarı aramaya başladık. ve bulduk.
kapıyı açtık odanın heryeri ateşkırmızısısıydı.Ama kapının kilidi yoktu.
Kapıyı açtım ve bir portal gördüm tir tir titriyorduk.Arkamızdaki kapı kapandı. birden portalın içine düştük
altımıza sıçtık. heryerde canavarlar vardı.kötü olan şu ki donanımımız'da yok... Buranın nasıl bir yer olduğunu anlamaya çalışırken arkanadşım andıre: "bakın şurda bir kulübe var" dedi. şu an korkuyoruz çünkü biz 4 kanka başımızdan pek çok olay geçti.Ama şüphesiz bu en tuhaf olanıydı.derken kulübe'ye doğru yürümeye başladık. kulübeye vardık. gariptir'ki kulübede bir adam var. buraya alışmış bir adam... adamla biraz konuştum arkadaşlarım hala buraya alışmaya çalışıyorlardı. adamla aramızda geçen konuşma şöyle oldu "bu arada adamın adı eric'miş
ERİC:neden burdasınız?
BEN:Bizim seçimimiz deyildi.Biz portala bakarken birden portalın içine düştük.
ERİC:Benim başımada aynı şey geldi.evde ruhlar var biri poratıln yanına gelince onu portalın içine atıyorlar.
BEN:kurtulmanın bir yolu yokmu?
ERİC:var
BEN:nedir?
ERİC:Bak kapı kayıpolmadı.hala yukarıda ama oraya gitmenin tek yolu bir kripto'nun üstüne binmek.
BEN:Kripto nedir?
ERİC:Dışarıda gördüğün uçan canavarlar.
BEN:Zor deyil gibi.
ERİC: Düşündüğün kadar kolay deyil..
BEN:Neden?
ERİC:Çünkü onlar kendi türleri dışıda canlı bir varlık algıladıkları anda saldırıya geçiyorlar..
BEN:Anladım peki ne kadar süredir burdasın?
ERİC:2 yıldır...
BEN:O zaman gereken donanıma sahip olmalısın.
ERİC:Evet gerekli donanımım var.
BEN:Tamam'dır. Gerekli donanım ve cesaretimizle biz bu işi başarırız.
ERİC:Kendinize çok güveniyorsunuz galiba.
BEN:Evet
Bu konuşmadan sonra hemen Edvard'ın yanına gittim.olanları anlattım.O da biz birtakımız biz Edvard,horbert,jacob,ve albert 4'lüsüyüz her şeyi başarırız hele hele Jacob'da bu cesaret varken. hemen Edvard'e kripto'ları anlattım. O da "kolay olucak o zaman" dedi. Hemen hazırlıklara başladık. Eric'i de evdenalarak ordan ayrıldık.3 kripto üstümüze doğru gelmeye başladı. jacob 3'ünüde öldürdü. edvard'de "malmısın sen? yakında burda kripto kalmicak bizde ölene kadar burda kalıcaz"dedi ve bu lafın ardından üstümüze 7 tane daha geldi. bu sefer jacob 6 tanesini öldürdü 1'i hale üzerimize gelmeye devametti.Jacob koşmaya başladı. Albertte çelik bir halatı kriptonun üzerine attı kriptuyu bağladı.Halat resmen bir tasma görevi görüyordu. hepimiz kriptonun üzerine bindik. ve amacımıza ulaştık portalın içinden eve geri döndük. kriptoyu öldürdük ve portala geri attık. kapıyı hemen kapattık.Ama malesef olaylar bubunla sınırlı deyildi. Cin'e benzeyen yaratıklar vardı. Ne yapacağımızı şaşırdık.ŞU anda iyi olan tek şey evdeki tek korumalı odada olmamızdı herhalde.bir pencere var ama 3. kattayız ama paraşütümüz yok. eEden çıkmamızın tek yolu merdivenlerdi. jacob direk yere bir delik açalım diye düşündü. Bunun ardından eric:"eyer ateş edersen ve odanın bir yerine zarar gelirse odanın koruması kalkar ve cinler bizi fark eder".dedi harbert: "ozaman tek çare merdivenler bakın size fikrimi söyliyeyim 3 ışık bombasını birbirine balayıp pimlerini aynı anda çekip fırlatalım.Çıkan ışık patlaması bize 20-25 saniye zaman kazandırır." haklıydı. Ama 20-25 saniyede evden çıkmazdık. aynı şekilde 3 ekipman hazırladık. herbert:"şimdi" dışarı attık ışık bombasını koşmaya başladık. herbert zaman tutuyordu. 20 saniye oldu ve herbert birkez daha "şimdi" diye bağırdı 2. ekipmanıda fırlattık. bir 20 saniye sonra daha "şimdi" diye bağırdı. ve 20 saniye dolmadan evden çıktık. ama savaş daha yeni başlıyor. birden üzerimize bir sürü yaratık saldırdı hepimiz ateş ediyorduk. biz zaman kazandırırken eric'de makinalı tüfeği kurdu.oda saldırıya katıldı. 1 saat sonra artık canavarlar gelmeyi bırakmıştı bizim mermimizde azalıyordu. koşmaya başladık.5 kişi sanki ölecek gibi koşuyorduk ama doğru 1 dakika dinlensek bile öle bilirdik. yolun başında ericin jip2ini gördük. ama çalışıyormu acaba? diye bir soru geçti içimden. Jip'e bindik. Çalıştırdık ve çalıştıda.Hemen ordan uzaklaştık taman orman çıkışında kocaman bir zombi vardı.Bazukalrla saldırdık ama ölmedi. eric bize bir silah verdi silahı adı EC-M98K zombiye ateş ettik. öldürmeyi başardık. çok bitkindik ormandan çıktık. nihayet bu mecerayı biraz zarar görsekte bitirmeyi başrdık...
