Saat 03:30 gizli gizli anime izlerken karnı acıkan Otaku yemek arayışı için mutfağa doğru yolculuğa çıktı bu zor ve engebeli yolda ona yarımcı olan tek şey ışıklı kalemi "Enpitsu". Telefonunun ışını kullanmıyor çünkü ailesi ışığı görürse kontrol etmek için gelmesinden korkuyor. Parmak ucunda yürürken ayağını yerdeki ne olduğunu bilmediği nesneye çarpıyor. Acı ile inliyemediği için tuhaf hareketlerde bulunmakla yetiniyor. Şuna bakın nasılda yardım bekliyor gibi. G.E.O(Genç Ergen Otaku) mutfağın kapısını açıyor ve içeri girip kapıyı Saitama 'ya rakip çıkacak şekilde hızla kapatıyor. Enpitsu'nun ışığı sönmek üzereyken Otaku masanın üstündeki tulumbaları görüyor tam alıcaken ise ışık Sönüyor! G.E.O enpitsu'ya küfür ederek kendine dışarıdaki lambaların ışığı ile zorlukla bir tabak Tulumba alıp hızlıca odasına dönmeye çalışıyor. Ama o da ne!? Kapı açılma sesi geliyor Otaku koşarak ama aynı zamanda sesizce odasına giriyor ve uyuyormuş gibi yaparak uyanan kişinin gitmesini bekliyor. Sonra ise Tulumbaları ağzına tıkarak animesinin son dakikalarını izliyip uyumaya çalışıyor. Ama sorun şu ki saat 6'ya kadar uyanık kalıp sadece bir saat uyuyup okula gidiyor. Zavallı Otaku...
GEJSJDJDİUDYDGS ne yazdım lan ben!
Thé End.
Sonuç=yaşadığım bu olayı belgesel olarak anlatmak istedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
★Bir Otaku'nun Dramı★
Non-FictionBu kitaba yeni gelen şahıs Otaku olmadığımı biliyorum. Saldırmayın. 107.bölümde belirtiğim gibi sadece demesi hoşuma gidiyor. Biraz cringe. (...) Neyse bu kitap hüzünlü bir Otaku'nun başından geçen saçma hikayeleri anlatmaktadır... Boktan kitaplar...