Jungkook ve Taehyung
karşılaşmadan 8 gün önce''Karmaşa.'' Hayatının son iki yılını anlatmak istese tek kelimeyle açıklayabilecek en güzel sözcük bu olurdu. Hayatındaki her şey birbirine karışmıştı çünkü; ailesi, nişanlısı, evi, günleri, yaşadığı iyi ve kötü anları, en çok da kendisi. Aklı ve kalbi çatışma içindeydi, üç yıldır her gün her saniye böyleydi hep acının oluşturduğu bir düzen içindeydi Jungkook. Ama bugün, üç yıl öncesinden şimdiye kadar yaşadığı her olayın, söylediği her sözün, yaptığı her şeyin üzerini örtmesinin ve bunları atlatmasının gerektiği gündü. Artık eski haline dönmeliydi. Bugün artık o gün olmalıydı. Her şey normal düzende ilerlemeliydi artık. O nedenle en son üç yıl önce 30 Aralık 2018'de oturduğu sırasındaydı yeniden. O günden sonra annesi okul kaydını dondurtmuştu oğlunun. Şimdiyse o olaydan sonra ara verdiği okuluna geri gelmişti.
Kısaca anlatılacak olursa bugüne kadar Jungkook'un hayatı şöyleydi: Jungkook'un annesi Mi Soo ve babası Yong Hwa; abisi Seokjin ve ablası Rose ile birlikte beş kişilik sevgi dolu bir ailesi vardı. Ne yazık ki bu ailesi dört yıl önce babaları Yong Hwa'nın kalp krizi nedeniyle ölmesinden sonra uzun bir süre büyük bir yas içinde yaşamışlardı. Mutluluk kelimesi alınmıştı hayatlarından. Özellikle anneleri Mi Soo eşinin gidişinden sonra çok değişmişti, sinirli ve takıntılı birine dönmüştü hala da öyleydi. Büyük ihtimalle anneleri hayatına bundan böyle bu şekilde de devam edecekti. Bu nedenle abisi ve ablası, annelerini teselli etmek için acılarını içlerinde yaşamışlar pek dışa vuramamışlardı. Jungkook ise tüm üzüntüsünü ders çalışmaya yöneltmiş önceden eline kitap almayan gencin bu çabası herkesi hayrete düşürmüştü. Bu düzende ilerleyen hayatında annesinin ısrarları sonucunda hukuk bölümünü tercih etmiş ve böylece Jungkook'un üniversite hayatı başlamıştı.
Üniversitedeki ilk gününü harika olarak tanımlıyordu o zamanlar. Daha yetişkin değildi, 18'di, daha o gün; gayretli çalışmaları harika bir sonuca varmış liseyi bu yaşında bitirmiş ve kendi için genç yaşında yepyeni kapılar açılmıştı bile. Babasının gidişiyle hala içinde yaşadığı burukluğu unutabilmesini sağlayacak kadar harika biriyle karşılaşmıştı sonra da. Ders çalışmasına neden olan üzüntüsünün bile onunla karşılaşmak için yaşadığı kaderi olduğuna inanmasına neden olacak kadar tepelerde yaşadığı bir mutluluk yaşamıştı ilk gün yanına oturan o kişiyle.
Okulun ilk gününün telaşıyla girdiği sınıfta sırasına erkenden gelip yerleşmiş ve sınıfın yavaş yavaş içeri doluşmasını izlemişti. Yanına oturacak kişinin kim olacağını, buradaki kaç kişiyle yakın arkadaş olabileceğini merak ediyor ve sırasında ayaklarını sallayarak heyecanlı bir şekilde bekliyordu. O sırada yanına bir kız oturmuştu: Mi Young. Kızın oturduğu an ikisi göz göze gelmiş ve birbirlerini tanımamanın verdiği çekingenlikle yüzlerini hafif bir gülümseme kaplamıştı. Jungkook'un gözleri belli bir süre Mi Young'da kalmış kız ise uzun süre bakıştığı gözlerde gördüğü parıltıyla utanarak önüne dönmüştü. Zaten dersleri de hemen başlamış aralarında uzun uzadıya devam edecek utanma süresini kısaltmıştı.
Birbirlerinin adlarını ilk gün öğrenememişlerdi. Dersin hemen ardından sınıftan çıkan Mi Young'un ardından bakakalan Jungkook kendi kendine mutlulukla sırıtıyordu. Kızın gülünce kısılan gözlerini minik burnunu, sayfalara hızlıca not almaya çalışan küçücük ellerini beline kadar uzanan simsiyah güzel saçlarını... Bütün gün hep onu düşünmüş ve adının ne olduğunu merak ederek evde dolaşıp durmuştu. Kocaman evi on kereden fazla turlamıştı.
Ev demişken babasının ölümüyle teyzelerinin evine taşınmışlardı. Her ne kadar annesi ve teyzesi dedesinin, annesi sırf onu dinlemeyip babasıyla evlendiği için tüm mirası kızı Ji Soo'ya bırakması ayrıca Ji Soo'nun o yıllarda dedesinin korkusuyla birkaç ay hiç Mi Soo ile konuşmaması kardeşlerin arasını soğutmuştu. Hep bir çekişme içinde olup anlaşamasalar da, teyzesi Ji Soo eniştesinin yokluğunda kardeşi Mi Soo'nun üç çocukla evi idare etmesinin zor olacağını düşünerek onlara evinde yaşamalarını teklif etmiş, annesi kabul etmek istemese de Jungkook ve diğer kardeşler annelerine büyük ısrarlarla bunu kabul ettirmişlerdi. Çünkü kendilerini idare edecek belli miktarda birikimleri olsa da annelerine değişikliğin iyi geleceğini düşünmüşlerdi, öyle de olmuştu. Diğer evlerine göre çok daha büyük olan bu evin tüm işlerine karışarak tüm gününü bitiriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın Masumiyeti (Taekook)
RomanceBirinin parasını diğerinin hayatını kurtarma derdinde olduğu iki kişinin bir oluşunun hikayesi