Minel'in alarmı çaldığında dışarısı karanlık sayılabilirdi. Yüzünü buruşturup sızlandı ve tavanı izlemeye başladı.
Anladığı kadarıyla on birinci sınıf da iğrençti. Okul açılalı daha üç ay olmuştu ama anlamıştı, bu yıl tümüyle berbat bir yıldı.
Geçen sene çok iyi arkadaşları vardı. Ama bu sene çok değişmişlerdi. Dersleri kırıp partilere gidiyor, okuldan önce esrar çekiyorlardı. Minel, onlara katılamayınca bağları kopmuştu. Şimdi en yakın arkadaşları kitaplardı. Bu da okulda popüler olmak için yeterli değildi.
Yorganı üzerinden itti ve banyoya gidip hızlıca duş aldı. Saçlarını elleriyle karıştırıp hemen kurumasını sağladı.
Üzerine okul forması olan siyah lacoste ve şort eteği giydi. Çantasına birkaç defter ve kitap koyup odasından çıktı.Merdiven basamaklarından ikişer ikişer indi. Mutfağa girdiğinde annesi çiçekli elbisesini ve babetlerini giymiş, krep hamurunu tavaya döküyordu. Başını tavadan ayırmadan "Günaydın, tatlım." dedi. "Sofrayı hazırla, haydi." Minel söyleneni yapmıştı. Sofrayı hazırlamıştı.
"Mert, kahvaltıya!" diye yukarıya seslendi annesi. Bir hareketlilik olmayınca ekledi. "Krep hazır!" Sekiz yaşındaki Mert, saniyeler içinde mutfağa atmıştı kendini.
Minel, her zamanki yerine oturup krebini mideye indirmeye başlamıştı.
Telefonundan gelen bip sesiyle başını tabaktan kaldırıp cebinden telefonunu çıkardı. Evet! Beğendiği kabanın olduğu mağazada yüzde elli indirim vardı. Kocaman bir gülümsemeyle telefonu tekrar cebine koyduğunda annesinin bakışlarını üzerinde hissetti."Bir arkadaşının olması güzel."
Minel, dişlerini sıkıp derin bir nefes aldı. Sadece anneler lisede arkadaşlık kurabilmenin kolay olduğunu düşünebilirdi. "Neyse." diyip sofradan kalktı. Koridordaki boy aynasına bakarak montunu giydi ve evden çıktı.
Yolun karşısına geçer geçmez servis gelmişti. Başını eğerek servise bindi. Sarsılarak en ön koltuğa oturdu. Her zaman oturduğu gibi. Önünü göremeyeceği bir koltuğa oturunca kusması an meselesi oluyordu.
Servisten inip bahçeye girdiğinde herkes aynı yöne bakıyordu. Minel, o bakışlardan birini takip ederek odak noktasına ulaştı.
Büyüleyiciydi. Uzun boyluydu ve iri göğüsleri vardı. Sarı ve düz saçları beline kadar geliyordu. Üzerine giydiği deri ceket, okul formasıyla mükemmel bir uyum içerisindeydi.
Minel, kollarını kavuşturarak keşke dün gece sivilcelerimi sıkmasaydım diye düşündü. Kızın yanından geçerek yürümeye devam etti.
Sınıfa girdiğinde birkaç kişiye "Günaydın." dedi ve sırasına geçip oturdu. Ders başladıktan yaklaşık beş dakika sonra kapı çalındı ve bahçede odak noktası olan kız içeri girdi.
"Hocam ben yeni öğrenciyim. Bu sınıftaymışım." dedi.
Bütün sınıf onu izliyordu. Kızlar sert bakışlarıyla, erkekler çarpık gülümsemeleriyle. Öğretmen Minel'in önündeki boş sırayı göstererek "Geç bakalım." dedi.
Kız saçlarını savurarak sıraya oturdu. Minel, ders boyunca kızın saçlarını incelemişti. Uçları, diplerine göre daha açıktı. Boya olduğundan ne kadar emin olsa da çok doğal görünüyordu.
Teneffüs zili çaldığında kızla tanışıp tanışmamak konusunda tereddütlüydü. Belki bir adım atarak yalnızlıktan kurtulurdu, arkadaş olurlardı. Yada kız onu umursamaz rezil olurdu. Bir anlık cesaretle "Ben Minel." dedi. "Defne." dedi kız karşılığında. Onları konuşurken gören diğer kızlar birbirleriyle fısıldaşıyordu.
Uzun sessizlikten sonra "Bunlarla anlaşamıyorsun sanırım." dedi Defne, diğer kızları göstererek.
"Aynen öyle." dedi Minel. "İtiraf edeyim, belki sen farklısındır diye tanışmak istedim."
"Gel kafeteryaya gidelim." diyerek ayaklandı Defne. Minel, başıyla onaylayarak peşine takıldı.
Minel, koridorda yürürken kendini çok farklı hissetmişti. Sanki ilk defa kendine güveniyordu. Yada Defne'ye güveniyordu.
Kafeteryaya geldiklerinde boş buldukları bir masaya oturdular. Defne gözlerini kısarak karşı masada oturan çocuğu süzdü. "Minel, şu çocuk kim?" diye sordu.
"Akın. Okulumuzun başkanı. Ben hariç bütün kızların ondan hoşlandığına eminim." dedi Minel.
Defne başını sallayarak "Tahmin edebiliyorum." dedi. "Yakışıklı çocukmuş."
Gülüşürlerken, bu kız en yakın arkadaşım olacak diye düşündü Minel.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldızlara Sarılmak
Teen FictionMinel'in, kimi zaman sıradan kimi zaman da heyecan dolu hayatına davetlisiniz.