Bir gün kırtasiyeye bir adam geldi, sabahtı herhalde geceyi gündüzü ayır edemiyorum çünkü kırtasiye de lambalar her zaman açıktı adam girdi ve beni eline aldı avuç içine Akbora yazdı ,bu onun ismi olmalıydı daha önce o kadar isim duydum ve yazdım ama Akbora ilk defa yazdım.
Akbora ne demekti diye kafamda soru işareti vardı, benim kafamda bitane çıkıntılı yer varya orayı parmağı ile oynadı.
Beni ceketin üst cebine koydu çok mutlu oldum çünkü dışarıyı görücektim.
-Ve beni satın aldı
iş yerine gitigini sanıyordum ama bir hastaneye gitmiştik , neler olduğunu anlamamıştım hastanede bir odaya girdik.
O zaman beni satın alan adamın doktor olduğunu anladım ,
ama ne doktoru onu bilmiyordum piskolog olduğunu ilk hasta
gelince anladım.
Hasta adamla diyalogu şöyle oldu.
-iyi günler hocam
--buyrun oturun
- hocam benim öfke kontrolüm var ne yapmalıyım ...
- ya bı durun efendim daha bı isminizi şöyleseydiniz
- benim adımım zaten orda yazıyo bilmiyomusunuz ! diye bağırdı adamın baya sinirli olduğunu anladım ve sinire öfke deniliyodu . Herhalde böyle bir ortama nasıl anlışıcaktım bilmiyorum
Doktor beni eline aldı ve bir şey yazdı bu ne yazdı , nabtı anlamdım adama kağıt verdi , al bu reçeteyi dedi
Kağıdın ismi reçeteydi reçetelere neden kağıt diyorlardı bilmiyordum.
Bir kaç hastadan sonra ne hayret biri Akbora ne anlama geldiğini sordu Akbora
Genellikle arkasından yağmur getiren sert ve şiddetli fırtına gibi olan temiz ve dürüst kimse. Demekmiş ben gene anlamıştım bir çok kelimeyi bilmiyor ama yazıyordum.
