[Hoseok ve Sun hee'nin dans videosu için 1.36'ya kadar olanı izleyin:)]
''Eee...'' dedim bir daha başlamasın diye YouTube sayfasından çıkarken. ''Ne düşünüyorsunuz?'' diye eklediğimde ekrana bakakalmış arkadaşlarımda gözlerimi gezdirdim.
''Sun hee..... Bu video....'' derken Rosé gözlerini zar zor bana çevirdi.
''Başka bir şey bu... Dans videosu değil.'' dedi Jisoo.
''Çok güzel!'' diyerek ciyakladı Sooyoung. ''Gördüğüm en güzel şey. İzlenme sayısı.... Muhteşem.''
Ellerimi çırptım. Kızlar büyülenmiş gibi duruyordu. Hiç konuşmaya ekibe döndüğümde Seokjin oppa ters ters ekrana baktıktan sonra bana baktı.
''Bu herif sana bakmaktan dans etmemiş ki.'' dediğinde gözlerimi devirdim. O kadar sert bir şekilde gözlerimi devirmiştim ki gözlerim kayacaktı resmen.
''Ben gidiyorum. Gelen var mı?''
Jungkook birden ayaklanırken hepimizde gözlerini gezdirdi.
''Nereye gidi-''
Sözlerimi tamamlamama izin vermemişti.
''Yoongi hyung'un oraya.'' dedi. ''Gelen gelsin.''
Daha fazla durmadan masadan uzaklaşırken masanın üzerinde duran laptopumu kapatıp masadakilere baktım sırayla.
''Çok güzel olmuş Sun hee-ah.'' derken gülümsedi Taeyong ve elini omzuma koydu. ''Harika iş çıkarmışsın.''
''Aigooo benim Sun hee'm her zaman sıkı çalışıyor.'' dedi Jimin ve yanaklarımı çekiştirdi.
''Ders başlayacak gidelim hadi.'' derken ayaklandı Rosé.
Hepimiz sırayla ayağa kalkarken bilgisayarımı çantama koydum. Jungkook'un gittiği yöne bakarken huzursuz hissediyordum kendimi. Nereye gitmişti birden?
''Ben Jungkook'a bakıp geleceğim.'' dedim. ''Siz gidin.''
''Bu dersin devamsızlık hakkı az. Onu da al gel.'' dedi Seokjin oppa. ''Gelmezse tokatla.''
Baş parmağımı 'tamamdır' anlamında kaldırdığımda hepsi aynı anda yürümeye başlamıştı. Ben de onlardan ters yöne doğru hareket ederken omzumda duran çantamı düzelttim. Yoongi oppanın kafesi kampüsümüze çok yakında olduğundan kampüsten ayrılır ayrılmaz kafeye ulaşmıştım. Bar ve Kafe olan bu yerin dizaynı gerçekten çok havalıydı. Yoongi oppa efsane bir yer açmıştı kendine.
İçeride yavaş yavaş yürürken bar tezgahının orada taburede oturmuş, Yoongi oppa ile konuşan Jungkook'u bulmuştu gözlerim. Hedefimi bulunca hızlandırdığım adımlarımla birlikte elimdeki çantayı düzelttim. Jungkook'un yanındaki tabureye otururken önce Yoongi'nin dikkatini çekmiştim.
''Sun hee-ah! Hoşgeldin.'' dedi. ''Son yayınlanan videonu izledim. Harika ilerliyorsun.''
Gülümsedim. ''Teşekkür ederim, Yoongi oppa.'' dedim. ''Bana sıcak çikolata verebilir misin?''
''Tabii ki. İki kaçağa bakmak bugün benim kaderim.'' diye söylendi.
O mutfağa doğru siparişleri bildirirken Jungkook'a döndüm. O da kafasını refleksle bana çevirmişti.
''Neden çıktın gittin bir anda?'' derken bilgisayar çantamı tezgaha bıraktım.
''Canım derse girmek istemedi.'' dedi. ''Sen neden buradasın? İnekler dersi ekmez.''
''Yah!'' derken omzuna geçirmiştim bir tane. ''Jungkook seni seviyorum biliyorsun değil mi? Huysuz davransan da seviyorum. Grubumuzdaki herkes huysuz. Beni yıldıramazsınız yani. Neyin olduğunu söyleyecek misin?''
''Kalbim ağrımaya başladı son birkaç gündür.'' dedi.
''Ne?'' derken gözlerim inmişti göğsüne doğru.
''Fiziksel bir ağrı değil.'' derken kahkaha atmıştı. ''Tanrım çok safsın.''
''Aishh, nereden bilebilirim?'' dedim gülerek ben de.
''Canım sıkkın yani. Durgunum, önemi yok.'' dediğinde derin bir nefes verdim.
''Bu gece gidecek miyiz?'' dedim. Dönüp bana bakmıştı anlamayan gözlerle. Açıklama ihtiyacı hissetmiştim.
''Sahil kenarına diyorum.'' dedim. ''Sık sık yapacaktık hani.''
Dudaklarına belli belirsiz bir gülümseme yerleşirken kafasını öne eğdi.
''Unuttun sanmıştım.'' dedi.
''Unutmadım.'' derken gülümsemiştim ben de. ''Bu gece iyice dertleşeceğiz. Şimdi seni derse sokacağıma söz verdim. Kalk gidiyoruz.''
''Siparişlerimiz gelmedi ki...'' diyerek kıvırmaya çalıştı.
''Seokjin hyung seni dövecek.'' dedim. ''Katı kuralları var. Yürü.''
Kolundan tutup kalkmasına sebep olduğumda Yoongi oppa ellerinde bardaklarla geri dönmüştü.
''Yah! Nereye?''
Tezgahtan çantalarımı alırken Jungkook'un koluna girdim.
''Oppa biz onları sonra içmeye geleceğiz. Şu kaçağı almaya gelmiştim ben.''
''Ne diye sipariş veriyorsunuz? Alacağım bunların parasını sonra.'' diyerek arkamızdan söylendiğinde Jungkook ile koşa koşa kafenin çıkışına ilerlemiştik.
🌑🌑🌑