GÖRÜŞÜRÜZ ÖMRÜM...

2 0 0
                                    

"Kızım...çok düşündüm, seni almaya karar verdim...biliyorum bana kızgınsın ama kızım ben çok pişmanım sana yaptıklarımdan dolayı..kendimi  bir türlü affedemedim...beni affetmeni istiyorum."
-Annen...

Annem 3 yıl sonra yeniden bana yazmıştı ve bu yazışı da beni hayli hayli sinirlendirmişti burdaki rahatımı bozup onunla gelmemi istemişti, yanlış bulmamıştım ama bunu ne için istiyordu?
İkinci kez düşündüğüm zaman bana mantıklı gelmeye başlamıştı.
Birden kapı gıcırdadı ve içeri ömrüm girdi.
"Nerelerdeydin sen sümeyye?"
"Hiç, yalnız kalmak istedim."
"Neden?"
"İlla bir sebebi olması mı gerek ömrüm?"
"İyi tamam ya ben kötü birşey mi dedim?"
"Özür dilerim ömrüm sadece moralim bozuldu."
"Sorun değil. Anlamıştım zaten birşeyin olduğunu."
Ömrüm çok soru sorardı ama anlayışlı biriydi, insan halinden anlayan biriydi.
"Annem..."
"NOLDU ANNENE KÖTÜ BİRŞEY YOK DİMİ SÜMEYYE?"
"Yok ömrüm yok, sadece annem beni buradan almak istiyor ve bunu seninle paylaşmak istedim aniden gidersem sende bir hayal kırıklığı olucağını düşündüm..."
Ömrüm kısa bir şok geçirmişti sonunda kalın dudakları aralandı ve ağzından bir kaç kelime çıktı.
"Ben...ben buna şaşırdım sümeyye ama üzülmedim hatta sevindim...seni yeni bir hayat bekliyor sümeyye en iyi arkadaşlar birbirlerinin mutluluğunu istemez mi  sence? Kendi mutluluğum için seni mutsuz edemem ben sümeyye eğer burdan gidersen zaten en doğrusunu yapmış olursun..."
Dayanamayıp büyük bir hızla ona sarıldım.
"Seni çok seviyorum ömrüm."
"Bende sümeyye çikolatam."
Ve yanıma  dolabın en üst köşesinde duran bavulu alıp yanıma getirdi. Gözlerindeki mutsuzluk kendini 'burdayım' diye öne atsa da bana kendini mutlu göstermeye çalışıyordu.
"Al bakalım bunu. Hadi beraber bavulunu hazırlayalım."
"Ama anneme ben cevap bile vermedim ki."
"Vermene gerek yok zaten geleceğini çok ta iyi biliyordur."
Beraber eşyalarımı bavula yerleştirmeye başladık.

3,5 saat sonra...

"SÜMEYYECİM, BİR BAKAR MISIN?"
kapının arkasındaki ses yasemin ablanındı.
"Geliyorum yasemin abla."
Kapıyı açtığımda iki çift yeşil göz bana bakıyordu.
"Bak kim geldi."
Ben meraklı şekilde yasemin ablanın arkasına bakıyordum ve sonunda yasemin abla bir adım geri çekilip bana arkasındaki kişiyi gösterdi.

Gelen kişi annemdi...Zeynep Karağlılar...
"Anne..."
"Kızım, sümeyye'm..."
"Anne napıyorsun!"
"Ne yaptım kızım sadece sarıldım."
"Anne yeter! Ne istiyorsun benden? Ben mutluyum neden mutluluğumu bozmak istiyorsun?!"
"SÜMEYYE BURDA MUTLU OLAMAZSIN! SENİ EVİMİZE GÖTÜRÜYORUM O KADAR İTIRAZ YOK!"
"Tamam..."
Ne desem olmazdı bana yine karşı çıkacaktı...
Ben içerden bavullarımı almaya gittim.
Geri döndüğümde annem aynı duruş beni bekliyordu.
"Hadi gidiyoruz."
İkimiz beraber ilerlemeye başladık..
"SÜMEYYE!"
arkadan gelen ses ile bana çarpan beden bir oldu.
"Seni çok özleyeceğim...mezun olduğumda kepimi senin kafana atamayacağım için...kötü notlar aldığımda senin kucağında ağlayamayacağım için...sevdiğimden ayrılınca depresyona girip, seni arayıp beraber çikolata yiyemiyeceğim için...Birdaha seni göremeyeceğim için...BENİ SAKIN UNUTMA..."
Beraber ağlamaya başladık Benim elim onun balla karışık çikolata renginde saçlarında dolaşırken.
"Seni unutmam imkansız ömrüm sen benim yalnızlığımı, karanlığımı, ölme isteğimi üstümden çekip aldın! Sana ben borçluyum asıl ömrüm asıl benim seni unutmam imkansız asıl ben senin o mavi gözlerini göremeyeceğim için üzülüyorum...Görüşürüz ömrüm..."
Mavi gözleri daha da bir koyulaşmıştı, gözlerinin altı ağlamaktan şişmişti.
"Görüşürüz hayatımı 2.dünya savaşı yapan kız..."
Arkamı dönüp annemi takip etmeye başladım.
Bu yaptığından dolayı onu asla affetmeyecektim...

Yaralanan GüvercinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin