(8.BÖLÜM) Üç Tane Kalpli Bilekligim

26 8 0
                                    

***Eger dünya insanları sevseydi, bu kadar kötü insanlar olmazdı dünyada. ***

Odanın kapısını kapattım kapandığı kadar. Dolabı açıp çantayı çıkardım. İçinden banyodan sonra giyeceğim kıyafetleri ayarladım. Kendi kendime "sapık iç çamaşırlarımı bile koymuş sanki yıllık kalacağım"diyordum.
Hemen siyah pantolon siyah kazak ve kot ceketimi çıkarttım. Banyoya girip ılık bir duş aldıktan sonra banyodan çıkıp giyindim. Saçlarımı kurutup açık bıraktıktan sonra botumuda giyip kapıyı açtım. Kapının önünde depodayken düşürdüğüm annemi bana verdiği son hediyesi olan bileklik vardı. Elime aldım. Annem her zaman şöyle derdi. "benim esmer güzelim bu bileklikteki 1.kalp sen, 2.kalp ben, 3.kalp kalbinin sahibi erkegindir."derdi. Hemen bilekliği alıp koluma taktıktan sonra aşagı mutfaga indim. Buzdolabından portakal suyu raftan bardak alıp portakal suyunu doldurdum. İçerken saate baktım saat 09.30 'Du. Demir az sonra gelir der demez kapı kapanma sesi duydum. Mutfaga geldi ve bana "ben duş alcagım. Ne yemek istersen ye dıkın. Beni rahatsız etme." ben bu sözlere karşılık küplere bindim ve haliyle şu şekilde cevap verdim.
"1)beni buraya hapsettiysen istedigim kadar dıkınırım. Buna karışamazsın.
2)Mantıken sen banyodayken seni nasıl rahatsız edebilirim.
Son maddeyi söyleyince üzerime yavaş yavaş yürüdü ve" sen yinede rahatsız etme" dedi ve odaya dogru yürüdü. Kulajlıgım ve telefonumla kanepeye oturdum. Kulaklıgı takarken ve dinleyeceğim şarkıyı açarken bir yandan"son yonodo rohotsoz otme"diye tekrarlıyorum dediklerini. Sonra müzigi açıp sosyal medyaya girdiğimde ilk resimde Kübra ve arkadaşlarının eglence kulübünde çekindikleri fotoğrafları vardı. Kendi kendime"tam parti kozo abi, hayranım bu kızın enerjisine."diye düşünürken demir geldi kulagımda kulaklık oldugu için duyamadım sonra kulagımda egilip Kulaklıgı çıkardı boynumdaki o ılık nefesle yüzümü döndüğümde gözlerim gözleriyle buluştu. Dudagım dudağına degmesine 3-4 cm vardı. Hemen yüzümü çevirdim.
Ben" Ne var yine "diyerek ortamın içine sıçtım. Gerçi sıçmayıp napacaktım çocugumu öpecektim.
Demir" çıkıyoruz"
"tamam" evden çıkıp kapıyı kilitledikten sonra arabaya bindik. Ben"teşekkkür ederim "
" niye seni öpmedigim içünmi"
"hayır bilekliğimi buldugun için"
"haaa o meselememi kim verdi onu sana"
"nerden anladın birinin verdiğini"
"anlarım ben"
"annem, çok degerli benim için"
"üstündeki kalpler ne anlama geliyor."
Tam ne anlama geldiğini anlatacakken telefonum çaldı. Arayan kübraydı. Açıp 5-10 dk konuşup kapattım.
Sonra demir
"ne oldu neye iftira ediyordun bu kadar"
"beni büyük bir partiye çagıtıyorda ona itiraz ediyordum." Eve gelmiştik içeri girince demire"burası niye bu kadar soguk"
"çok acayip derecede kan kokuyordu benim şahane arkadaşım Atakan böyle bir çözüm yolu buldu"
"anladım" odalara bakmaya başladık ben tam banyoya adım atacakken birden simsiyah giyinmiş biri kapıyı kapattı. Ben"demiirr"diye bagırdım yanıma geldi"ne oldu "dedi biri kapıyı kapttı birde kilitledi."
"yüzünü gördünmü hayır simsiyahtı"
sonra birden ayagımda bir şey hissettim. Siyah bir zarf elime alıp şöyle düşündüm.
Annem hep dünyadaki insanların iyi oldugunu söylerdi çünkü;dünya insanları severmiş. Öyleyse hangi iyi insan bunu bana yapar. Böyle bir acıyı çektirir bana. Beni yaşarken öldürmek ister. Özür dilerim anneciğim ama 'Dünya insanları sevseydi bu kadar kötü insanlar olmazdı dünyada'


PİŞMANIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin