Hava soğuktu ve ben bu soğuk havada babamın çalıştığı okula doğru yürüyordum.Anahtarımı evde unuttuğuma lanet ettim.Tam bunları düşünürken telefonumdan gelen mesajla durdum.Mesaj babamdandı.
Derse yeni girdiğini ve bunun 60 dakikalık ders olduğunu söylüyordu.Sınıfa gelip beklememi söylemişti.Anlamıştım,hava soğuk diye sınıfa girmemi istemişti.Birkaç adım sonra okul kapısının oraya gelmiştim.Hızla okula girerek,babamın sınıfını buldum.Kapıyı tıklayarak içeri girdim.Babama kafamla selam verdikten sonra sınıfa göz gezdirdim.Herkesin bakışları üstümde toplandı.Biri hariç,ellerini ısıtmakla o kadar meşguldü ki geldiğimi farketmediğine yemin bile edebilirdim.Ellerini birbirine sürterek ısıtmaya çalışan çocuk o an fazla masum gelmişti,gözlerimi üstünden çekemedim.O ise ısınamayacağını anlamış ki çiçekli kazağının kollarını aşağıya doğru çekerek,ellerini kazağın altına gizledi.
Ve gözükmeyen ellerine bakarak dişlerini göstererek gülümsedi,tavşan gibi görünüyördu ve fazla sevimliydi.Çocuğu izlemeye o kadar dalmıştım ki,babamın sırtıma koyduğu eli ile irkildim.Babam bir yere oturmam gerektiğini belli edercesine beni hafifçe itekledi.Boş bir sıra ararken şansıma az önce izlediğim çocuğun arka çaprazına oturdum.Önümde 60 dakika vardı ve güzel de bir manzara.Onu izlemek hoşuma gitmişti.Bir kır bahçesini andırıyordu,masumdu,naifti.Beni alıp başka bir diyara götürmüştü onu izlediğim saniyeler.
Babamın sesi ile irkildim,herkesin hala bana baktığını farkedememiştim,çiçek çocuğa bakmaktan.Babamda üstümde ki bakışları çekmek için açıklama yapmak zorunluluğunda kaldı.
- Oğlum Kim Taehyung,kendisi bir günlüğüne dersimize katılmak durumunda.
Herkes meraklarını gideren babam sayesinde,odaklanmaları gereken yere dönmüştü.Sadece çiçek çocuk geldiğimi farketmediğinden,dönüp babamın tanıttığı kişiye bakma gereği duymuştu.Ve anında bakışlarımız kesişti.İrislerim irislerine değdiği an,gözlerime bir kaç ışıltının serpildiğine emindim.Oda bunu farketmiş olmalı ki hemen bakışlarını kaçırıp önüne dönmüştü.
Benim küçüğüm utanmıştı,ve bu çok sevimliydi.Kıkırdamamak için dişlerimi dudaklarına geçirmek zorunda kalmıştım.•••
60 dakikanın son dilimlerini yaşıyorduk.60 dakikadır gözlerimin tek odak noktası oydu.Öyle güzeldi ki,yüzünü oturduğum yerin konumundan dolayı tam göremesemde ders boyu üşüyen ellerini ısıtmak için onları içi içe geçirip dudaklarını bükerek,üfleyip ısınmayı beklemesi çok şirindi.
Öyle naifti ki hareketleri,öyle berraktı ki gözleri bana daha fazla bakmasını diledim bilinçsizce.Sonra birden bir şey dank etti.Bir kaç dakika sonra çiçek çocuk yok olacaktı,gidecekti.Masal sona erecekti.Bu düşünceler kalbimin titremesine,ellerimin uyuşmasına sebep olmuştu,korkmuştum.Bir şeyler yapmalıydım.
Daha hiçbir şey planlamadan çalan zil ile kalbimin korkuyla atması bir oldu.Planı siktir edip adımlarını sınıf kapısına yönlendiren üşüyen çiçeğimin peşine takıldım.Ne yapacağım hakkında bir fikrim yoktu,sadece yapıyordum işte.
Kokusunu alacak kadar yakınına geldiğimde hala beni farketmemişti.Bende bundan yararlanarak derince bir nefes çektim içime.Ve kokusu afallamama sebep oldu.Benim çiçek çocuğumun teninde cidden çiçekler açmıştı,kır bahçesi gibiydi kokusu.Çektiğim anda bir huzur kucaklamıştı beni,bahar günleri gibiydi kokusu insanı daha bir aşık yapıyordu.Çiçek çocuk beni şaşırtıyordu,çiçek çocuk bende kalbime gömdüğüm duygu tohumlarını sulama isteği yaratıyordu.Çiçek çocuk beni çok fena etkiliyordu.
Orda ne kadar durdum bilmiyorum,tek bildiğim transtan çıktığım da çiçek çocuk yoktu,gitmişti.Onu kaybetmiştim.Bu farkındalıkla içimde ağlama isteği uyandı,yıllar sonra cidden ağlamak istemiştim.Bende ki etkisi tüm vücudumu ele geçirmişti.Böyle olmamalıydı,ben kalbime bir zincir vuralı çok oluyordu bu değişmemeliydi.Benim kalbim camdandı,benim kalbim şeffaf idi.Çabuk kırılır,tüm duygularını gösterirdi.Çabuk yara alırdı bu yüzden.
Bende bu yüzden kalbimi sakınmıştım herkesten,duygusuzmuş gibi yaşamaya alışmıştım.Ama bir üşüyen çiçek gelip tüm zincirleri çıkarmamı,kalbimin çiçek açmasını sağlıyordu.Anlatmam gerekiyordu,birisine anlatmam gerekiyordu.İçimde tutamazdım.Yardıma ihtiyacım vardı.Telefonumu çıkardım,şüphe etmedim Yoongi'yi aradım.Birkaç çalıştan sonra sesi kulağıma düştü.
- Nerdesin sen hiçbir şey söylemeden hızla yanımdan gittin ?
- Babamın okulundaydım,bir şeyler oldu.İçmem gerekiyor,anlatmam gerekiyor.Okula gelip seni alacağım.İçmeye gidelim.
Hiçbir şey sormadı,Yoongide de en sevdiğim huyda buydu zaten.Eninde sonunda içmek istediğimi söyleyip ona geliyordum,anlatıyordum her şeyi.Bildiğinden sadece onaylayıp beklediğini söyledi ve telefonu kapadı.
Hızlıca ve içimde ki iğrenç hisle okuluma doğru yürümeye başladım.Bizim okulla bu okul arasında pek bir mesafe yoktu.Yaklaşık 10 dakika sonra okulun bahçesine varmıştım bile.•••
Bahçeye girdiğimde Yoongi bir bankın üzerinde oturmuş gökyüzünü seyrediyordu,tam karşısına geçtiğimde yüzünü buruşturup her zamanki yaşlı ve huysuz kedi tavrını takındı.Normalde olsa hep gülerdim buna.O an gülemedim,yüreğimin tam üzerinde bir ağırlık vardı.Nefes almamı dahi engelliyordu.O da durumun ciddiyetini anlayıp hemen yerinden kalktı,tek kelime etmeden taksi durağına doğru yürümeye başladı.Bende peşinden yavaş ama büyük adımlarla onu takip ettim.
Hemen bir taksi çevirdi Yoongi ve beni içeri bildiğin çekiştirerek soktu.Sanki ruhum ekilmiş gibiydi hareket dahi edesim gelmiyordu,yüreğimde ki çiçekten bir yük yüzünden.Yoongi hızlıca bir bar adı verdi yaklaşık 15 dakikaya orda olacağımızı tahmin ediyordum.Kafamı geriye yasladım ve düşünmeye başladım,çiçekli bir düştü bu.Yüreğime nasıl bu kadar dokunduğunu merak ediyordum,nasıl bu kadar mükemmel olabilirdi.Yüzü aklımda kokusu burnumdaydı.Kalbimde ki titreşimleri duysun isterdim,bende ki etkisini bilsin.Benim güzel kır bahçem,benim kalbim yanmış bir orman nasıl oraya yaşam tohumu ekebilirsin diye sormak istedim ona.
Tam bu arada Yoongi geldik diyip beni taksiden yine çekiştirerek çıkardı.Barın kapısını açtığım an burnuma gelen yoğun alkol ve ter kokusu yüzümü buruşturmama sebep oldu.Aynı şekilde gözüme gelen parlak ve fazla ışık gözlerimi yormuştu daha ilk saniyelerde.Ama katlanmalıydım bu yüzden boş bulduğum bir masaya oturdum.Yoongi peşimden geliyordu hissediyordum.Oturduk,hızlıca içkileri söyledi.Sanırım daha fazla böyle olmamı istemiyordu bu yüzden ağır bir şeyler söylemişti.Çabucak sarhoş olayım diye.
Hızlıca içmeye başladım,içtim çünkü ben tek sarhoşken duygularımı ifade edebilirdim,içtim çünkü uyuşmam gerekiyordu omuzlarımda ki ağırlığı hissetmemek için,içtim çünkü kalbime yerleşmeye başlayan çiçeklerin benim için anlamını aktarmam gerekiyordu,içtim çünkü anlatmam gerekiyordu.
Ve 20 dakika içinde sarhoştum.- Biliyor musun Yoongi ? O çok güzel,daha önce keşfedilmemiş bir çiçek gibi nadir,tertemiz,kalbi sıcacık yuva gibi.Elleri çok üşüyor onun keşke tutsam ellerinden,parmaklarımız iç içe geçse ısıtsam onu ellerimle kalbi gibi sıcacık olsa.
Durdum,düşündüm,tanımadığım birinin kalbinin sıcacık olduğuna nasıl emin olmuştum ki ?
‐ Kalbi sıcak olmasa eritmezdi değil mi kalbimin etrafında ki buzdan duvarı,çiçekler koymazdı değil mi yerine ?
Yoongi güldü.Sarhoş halimle bile anlamıştım,çok fena kapıldığımı ilk görüşte aşık olduğumu biliyordu.Anlamıştı,o beni hep anlamıştı.Devam ettim.
- Ne yapacağım ben Yoongi,gitti,kaydı gitti ellerimden daha elleri ellerime değmemişken.
Alt dudağım titremeye başlamıştı,ağlayacaktım neredeyse.
Halimi görünce ciddileşti.- Her çarşamba anahtarını unutmaya ne dersin Kim Taehyung ?
Merhaba,bu kurgu aklımdayken bile beni çok heycanlandırıyordu.Yazarken iyi olacak mı emin değildim.Ki hala değilim,ama yazmak istedim içimde kalmasın istedim.Bu yüzden karşınızdayım :)
Öncelikle kurgunun başı ve sonu belli geçiş bölümlerinde ne yapacağım belli değil bir tek.Ve şimdiden söyleyeyim,hikaye angst bitecek,hiç yazmadım.Okurken bile içime dokunur,kendime gelemem.Kendi yaşattığım karakterlere nasıl bunu yapacağım bilmiyorum.Ama böylesi herkesin içine işleyecek emin olun💖
Sizleri seviyorum,bölüm hakkında ki yorumlarınızı okumak isterim.
Birde vote verirseniz sevinirim,umarım sizi sıkmamışımdır.
Love you ××🤪💝
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Trouvaille ▪︎Taekook
Fanficİşte tam şuan benim çiçek çocuğumun teninde cidden çiçekler açmıştı.