VURGUN YÜREK

İki(Düzenlendi)

Keyifli okumalar canlar.😘😘😘

İkinci bölüm ile karşınızdayım.

*
Genç adam Odasında bulunan uzun pencereden avludaki kargaşayı izliyordu.
Hep yaptığı gibiydi! Mecburdu sanki, alışılmış gibi.
Yüreğine eksikliğin hüznü çökmüş, bakışları bugulanmıştı! Bu yanını kimseye göstermezdiki o!
Şu haliyle intikam felan alamayacak,nede o kızla evlenerek başını yakmayacaktı genç körpenin, kendini düşünmeyi bir süre önce bırakmıştı.
Halis ağa' babasının can dediği! Aynı kaptan yemek yediği dostlarından biriydi! oğluna güvenmesede Babasına güveniyordu.
Babasının Halis Ağa hakkındaki görüşlerini hatırlıyordu.
'oğul ben önce Allaha! Sonra Muhammed (sav.) sonrada Halis gelir derdi'
Bir nevi ne kadar kırılsada Bacısına,Boran'ın elinde Heba olmasından,pis emelleri için kullanmasındansa ,Halis Ağa'nın oğluyla gitmesi iyi olmuştu.
Gözü arkada kalmayacaktı.
İnşallah!!!.

**-Dün Gece-**

Dünki gergin ortamdan sonra boran bey hemen atlamıştı konuya hevesle konağa geldiklerinde.
Gözüne dikmişti! Ulan seviyorum diyerek ortalığı ayağa kaldırarak bacısıyla sözlenecek olan kendisi değildi sanki, ben böyle olacağını biliyordum der gibi dudakları kıvrıldı YUSUF'UN.

"Ben Bu Kızı Niye Daha Önce Farketmedim.
Yusuf ağa aklına bile Sokma ,O kız sana bakmaz.
O bakışlar ,o endam Benim karım olacak .beni seçecek .
Aklı varsa tabi!
Berdel banada düşer tabi.
Halis Ağa akıllı adammış tercihi kızına bırakarak.
Yoksa o bunak ağalara bıraksaydı.
Yusuf ağa meraklısı ağalar seni seçerdi" yusuf sadece alayla bakmış '
'Aç tavuk kendini bugday ambarında sanarmış'
Asansörle son kattaki tek olan en büyük odaya odasına çıkmış,kapıyı sertce kapattı.
Allah Akıl Versin'di Bir Zamanlar Ciğerim dediği Kardeşten Farklı olmayan, şimdiyse Abisini Düşman gören Boranına!

*****
Kapının çalmasıyla düşüncelerinden sıyrıldı genç adam.

"Girin"

Kapının aralanmasıyla bakışları anasıyla kesişti.
"Buyur Ana? " genç adam eli ile köşedeki tekli koltuğu göstererek.

Yaşlı kadın derin bir nefes alarak
" Oğul Hakkını Boran'a mı bırakacaksın.?" başı ağrıyordu YUSUF'UN dünden beri sorulan bu sorudan bıkmıştı.

"Anam güzell anamm ben kimsenin kaderiyle oynayamam.
Kendi öz kardeşim ,her şeyini abisine anlatan kardeşim bile.
Ezip geçmiş beni.
Şu halde olmasam ,kardeşim için herşeyi yaparım.
Ama bu haldede abisini ezip geçen biri için de gencecik bir kızın hayatını yakamam ben." sandelyesini çevirerek arkasını döndü anasına.

Yaşlı kadın kederli" O Kızımı kaçırdı! Suçsuz benim yavrum"gözleri dolu dolu.

"Ana Biz bu kıza hiç baskı yaptıkmı! Ha? Arkadaş gibiydik onunla! İnsan demezmi abi beni rahatsız ediyor Murat! Ben bunu onun yanına bırakırmıydım, bacımı başsız bırakırmıydım, sürünerekte olsa inerdim sandalyeden!
ANAA BENİM BACIM BENİ BİR HİÇ GİBİ GÖRDÜ!
OYSA BEN ONA CANIM KANIM DEDİM! ANAM, BABAM DEDİM! "Derin bir nefes alarak başını pencereye çevirdi.

"Zaten beni seçeceğinide düşünmüyorum Ana! o yüzden içim rahat.
Fakat Asım boran gibi bir karaktersizle olacağı içinde üzgün değilim diyemem! neyse kapatalım konuyu" derin bir nefes daha çekerek boğuluyordu genç adam sanki.

"Kendini böyle kısıtlama oğul seninde hakkın evlenip çocuk sahibi ol....."

"Yeter Ana ! Ne Evliliği Ne Çocuğu Ana Ben Bu  Haldeyken, Evin İçindeki Dost görünen Akbabaların,Vicdansızların içine Ne Çocuğumu ,Ne Karımı bırakırım.
Arkamı döndüğüm anda bir zeval versinler diye mi evleneyim.
Sen Söyle haa ?
Çünkü benim gerisini söylemeye dilim lal kalıyor baglanıyor." başının ağrısı artmıştı.