YOU ARE SPECIAL - SEN ÖZELSİN

TANITIM - INTIKAM

Genç adam homurdanarak komidinin üzerindeki çalar saate uzandı. Bu sesten her zaman nefret etmişti belki ama bugün daha çok... 3. kez çalan alarmı zorlada olsa kapatabilmişti ama uykusu çoktan kaçmıştı bile. Yatağından doğrulup banyoya gitti. Ellerini lavobanın kenarına dayadı, belini büküp aynadaki yansımasına yaklaşırken kendini incelemeye başladı. En son ne zaman aynaya baktığını bile hatırlamıyordu. Sakin geçen 1-2 dakikanın ardından yüzünü astı, berbat görünüyordu. Uyku düzeni olmadığından gözleri kan çanağına dönmüş ve altları hafif şişmişti. Sağ elini kaldırıp işaret parmağını yavaşça gözünün alt kısmına değdirdi ve hemen geri çekmek zorunda kaldı. Ağzından küçük bir tıslama çıktı, bu canını yakmıştı. Yüzü nemsizdi ve oldukça kuru görünüyordu. Dudaklarıysa çatlamış ve beyazımsı bi renge bürünmüştü. 'Neden bu haldeyim' diye mırıldandı. Yeniden güçlü olmak istiyordu ama bunun düşüncesi bile uzak bir hayal gibiydi. Sıcak suyu açıp uzun süren bi duş aldı, azda olsa rahatlamıştı. Yeniden odasına dönüp giysi dolabını açtı, sıradan bi kot ve tişört giydi kılık kıyafet için bir zamanlar kız gibi 2 saat aynanın karşısında kıyafet deneyen Xiumin çoktan gitmişti. Tam odadan çıkarken ayağına bişey çarptı. Yere eğilip ayağının altında camı çatlamış çerçeveyi eline aldı. Yatağına oturup fotoğrafa dikkatlice bakmaya başladı elleri titremeye gözleri dolmaya başlıyordu.

FLASBACK -2 AY ÖNCE-

Çiçekçi dükkanından neşeyle çıkmıştı Xiumin bi haftadır beklediği gün gelmişti. Bugün ayın 15'iydi ve biricik sevgilisi Sulli'nin doğum günüydü. 4 aydır çıkıyorlardı ve Xiumin onu tüm içtenliğiyle sevmişti. Bi an durdu 'ya hediyemi beğenmezse' düşüncesi bile onu ürkütmeye yetmişti kötü ihtimalleri aklından uzaklaştırmayı denedi. hayır hayır buna imkan yoktu bunun için çok uğraşmıştı gelecekten konuştukları zaman Sulli hep Paris'e gitmek istediğini söylerdi. Sevgilisinin hayalini gerçekleştirmeyi düşüncesi yüzünü aydınlattı. Arka cebinden biletleri çıkartıp baktı herşey yolundaydı önlerinde 10 günlük bi Paris tatili vardı üstelik başbaşa kalacakları ilk uzun zaman dilimiydi. Biletleri yeniden cebine koyup adımlarını hızlandırdı. 10 dakikalık bi yürümenin ardından Sulli'nin evinin önüne geldi. Bahçe kapısını açmadan önce üstünü başını düzeltti ve yavaşça kapıyı araladı.

Sonradan binbir pişman olacağını bilmeden..

Sulli bahçede bi adamın kucağına oturmuş onu öpüyordu sırtı Xiumin'e dönüktü Adamı tanımıyordu ama bunun ne önemi vardıki ? İkiside mutlu görünüyordu. Xiumin neye uğradığını şaşırdı. Doğum günü için sürpriz hazırladığı sevgilisi şimdi onu aldatıyormuydu ? Elindeki çiçek demeti yavaşça yere düştü. 1-2 dakika yerinden hiç kapırdayamadı, gözlerini kırpıştırdı,hayır bişey değişmedi. Gördükleri kabus değildi gerçek gözlerinin önünde canlı kanlı apaçık duruyordu. O an ölmek istedi Xiumin hiç doğmamış olmak, kör olmak... Ama doğruydu işte görebiliyodu, Sulli'nin yabancı bi adamla yiyişmesini... Bikaç dakika daha geçti Sulli arkası döndüğünde Xiumin'i farkedebildi oda bunu beklemiyordu

-Xiu...Xiumin sen burdamıydın

Kekelemiştii. Tek kelime söylemedi Xiumin söyleyemedi. Neşeyle güle oynaya geldiği yoldan sessiz gözyaşlarıyla geri döndü, beraberinde büyük bir acı ve kalp kırıklığıyla birlikte...

FLASBACK END

Fotoğraftaki Sulli'yi inceledi o günden sonra onla ilgili onu hatırlatan ne varsa çöpe atmıştı bu fotoğrafı ise atmaya kıyamamış bi kenara kaldırmıştı sadece. Onu görmeyeli uzun zaman olmuştu ama kararlıydı, fotoğraftaki Sulli'ye bakıp 'bu son' dedi ve hiç düşünmeden çatlamış çerçeveyi çöpe attı. Onu unutmanın zamanı gelmişti artık kendini aptal yerine koyan ve gözlerinin önünde onu aldatan biri için üzülmek çok saçmaydı. Artık üzülmiycekti, üzülmemeliydi. Acı çekmekten yorulmuştu ve artık mutlu olmak istiyordu KİMSEYİ SEVMEDEN kendi kendine konuşmaya devam etti

'üzgünüm Sulli ama artık üzülme sırası sende!'