LEYLA AKAY
Her şey bir film şeridi gibi gözlerimin önünden geçti ve ben hiçbir şey yapamadım. 28 Aralık 2020 saat 15:39 hayatımın en kötü anıydı.Bana hem babalık hem de annelik yapmaya çalışan mis kokulumu,canımın en içini kaybettiğim gündü bugün.Hayatımda gördüğüm en güçlü insandı benim annem.Benim hiç babam olmadı,baba yokluğunuda hiç hissetmedim daha doğrusu mis kokulum hiç hissettirmedi bana.Şimdi ise hiçbir şeyim kalmadı,annem benim her şeyimdi.Çok ağladım ben,
geri gelsin diye ama o geri gelmedi.Daha sonra beni evimizden alıp yatılı bir okula götürdüler.Öztaş Kız Lisesi...RÜYA BALCI
Okula yeni bir kız geldi.İyi birine benziyordu,kapıdan içeri girerken masmavi gözlerindeki korkuyu görmüştüm.Sınıfa geldiğinde tereddüt ederek yanıma oturdu ve teneffüs zili çaldığında hızlı adımlarla sınıftan çıktı,sanki onda benim üç yıl önceki halimi gördüm.Annem ve babam çok kavga ederdi,bana ayrılacaklarını söylediklerinde hiçbir şey hissetmemiştim lakin,annemin teyzemden borç alıp beni bu okula kayıt ettirmesiyle dünyam başıma yıkıldı.Kardeşimden,annemden,teyzemden ve babam olacak adi pislikten bambaşka bir şehirdeydim.Burası İstanbul 2 yıl sonrasında hayallerimi gerçekleştireceğim şehir.İstanbul'a bu liseden Avukat olarak mezun olacağıma söz verdim ben.Bu lise bana gerçek ailemi kazandırdı.Açelya'mı,Nazife'mi,Ece'mi...ECE KOÇAK
Yine her zamanki gibi kantinci Remzi Abi ile pazarlık yapıyordum.Bu cimri adamda bir tostu 2 liraya düşürmedi,zaten içine azıcık kaşar koyuyorlar hiç doyamıyorum valla.En sonunda Remzi Abi pes edip tostu 2 liraya düşürdü,tostu getirdiği gibi hemen elinden kaptım koşa koşa sınıfa çıkarken bir kıza çarptım.Elimden cancağızım,tostum düşüverdi.Çok sinirlendim sonra çarptığım kızın bizim sınıfa yeni gelen Leyla mıydı yoksa Lale miydi işte yeni gelen kız olduğunu farkettim.Allahtan yeni gelmişti yoksa elimde kalırdı.Hemen benden özür diledi aslında ona çarpan bendim,şaşırdım.
"Kızım ne tuhaf bir kızsın sen, sana çarpan benim niye özür diliyorsun asıl ben özür dilerim."dedim.
O da bana"Biliyorum ama yine de üzgünüm,tostunu düşürdüğüm için."dedi.
"Önemli değil."(Aslında yemek benim en büyük tutkumdu.Ona bunu söylemedim tabiki,şimdiden gözünü korkutmak istemedim kızcağızın.)
"Benimle kantine gelmek istermisin?"diye sordum.
"Olur." deyip beni takip etti.Bir masaya geçip oturduk.
"Beni biraz bekler misin?"dedim.
"Tamam bekliyorum."dedi.Bende hemen yeni bol kaşarlı (!) iki tost kapıp geldim.Bana buraya gelme nedenini anlattı.Kızcağıza çok üzüldüm.Bir hafta öncesine kadar annesini kanserden kaybetmiş.Bende ona kendi hikayemi anlattım.
"Bende bu okula ailemle kavga ettiğim için gelmek istedim,onlar bana kıyamayıp hala harçlık gönderiyorlar ama ben onlarla barışmaya pek meraklı değilim açıkçası,ben böyle daha mutluyum,burada çok güzel arkadaşlıklar edindim.Seni de bizim kızlarla tanıştırabilirim,ister misin?"
"Olur çok isterim."
Tostlarımızın son lokmasını ağzımıza attığımızda zil çaldı.Sonra birlikte sınıfa çıktık.Sınıfa ilerlediğimizde bizim kızları konuşurken gördük.Nazife yine boş boş konuşuyordu,çok seviyorum ben bu zilliyi yahu.
"Hadi gel yanlarına gidelim."dedim.Yanlarına gittik,kızlara kendini tanıttı ve kızlarla sohbet etmeye başladı onu böyle görünce bende sevindim.Bence mutlu olmak onun en büyük hakkıydı ve bunu bizlerle yavaş yavaş tadacaktı.O sırada Feyza hoca sınıfa girdi ve bizde yerlerimize geçtik.AÇELYA GÜMÜŞ
Tam ne güzel alttan alttan rujumu sürmeyi başaracaktım ki,yine Feyza cadısı beni yakaladı ve kaçıncı olduğunu bilmediğim rujuma el koydu.Nazife bu durumu kaçırmayarak bana laf atmaya çalıştı.
"Gülüm,sana güzel olman için makyaj değil modifiye lazım boşu boşuna ruj getirme derse."dedi.
"Kızım sende az makyaj yap böyle
aynı kantinci Remzi Abiye benziyorsun."
Nazife bunun altında kalır mı hiç,hemen bana cevabını yapıştırdı.
"Boya kutusuna döneceğime Remzi Abi gibi olurum daha iyi."Ben tam cevap verecektim ki yine Feyza cadısı araya girdi.
"İkinizde müdürün odasına çabuk! Nedir benim sizden çektiğim! Ayrıca Açelya hanım bu konu burada bitti zannetmeyin."dedi.
Asıl benim senden çektiğim nedir hoca! derdim ama disipline gitmek şuan için en son istediğim şeydi.Nazife bana sırıtırken sınıftan çıktım.Nazife de arkamdan geldi.Müdür odasının kapısının önünde çok yakışıklı bir erkek vardı.
"Ay çok yakışıklı değil mi?"diye Nazife'ye sordum.Nazife bir anda kafama vurdu.
"Ahh,kafam!"
"Kız o Kel Osman'ın oğlu Çağatay bana da Ayşe dedi."
Kel Osman bizim okul müdürüne taktığımız bir lakaptı.Ayşe ise bizim dedikoducu kızlardan biriydi.İlk defa Kel Osman'ın odasına gireceğime sevinmiştim.Hemen saçımı düzelttim ve kapıyı tıktıkladım,gel sesini duyunca içeri girdik.Çağatay denen çocuğun gözleri bana döndü, masmavi gözlerini görünce daha çok etkilendim.Okyanusa benzeyen gözleri içimi eritti resmen.O an bir karar verdim,ben bu çocuğu kendime aşık edecektim.ÇAĞATAY ULUĞ
Bugün babamdan harçlık almak için Öztaş Kız Lisesine gittim,zaten hemen bizim okulun yani Öztaş Erkek Lisesinin önündeydi.Babam Öztaş kurumunun müdürüydü ama Kız Lisesinde işleri yürütüyordu.Okulun kapısına girerken bütün kızlar yine etrafıma doluştu.Zar zor Huriye ablanında yardımıyla babamın odasına kaçtım.Huriye abla burada çalışan bir temizlik görevlisiydi her zaman bana yardımcı olurdu bu konularda.Babamın odasına girdikten sonra odaya uzun boylu,sarışın,yemyeşil gözleri olan bir kız ve yanında kısa boylu,kahverengi saçlı ve lacivert gözleri olan bir kız girdi.
"Bizi Feyza hoca gönderdi."dedi sarışın olan kız.
"Kızım bu kaçıncı olacak,eğer bir daha bu odaya kötü bir sebepten gelirseniz okuldan atarım sizi!"dedi babam.Klasik Osman Uluğ işte.
"Hocam özür dileriz valla."dedi esmer olan kız.
"Dersinize geçin hemen bir daha gözüm görmesin sizi!"dedi babam.Odadan çıktılar,bende babamla konuşmama başlayabildim nihayet.
"Baba..."derken sözümü kesip
"Ne kadar istiyon len?"dedi.Yine anladı lan.
"200 lira ateşlesene baba."dedim.Biraz zor olsada babamdan 200 lira koparabildim.Sonra okuldan çıktım.Bizim çocukların yanına gittim.Bu akşam birlikte her zaman takıldığımız Kırmızı Köşe Lokantasına gidecektik.Dersler bitmişti,bundan dolayı hemen bizim kaldığımız odaya gittim.Burası yatılı bir okuldu.Hasan yatağa bağdaş kurup oturmuş,bir savaş oyunu oynuyordu.Benim geldiğimi farketmedi bile.
"Abi ya...Vursana lan ne bekliyon!"diye bağırdı Hasan.Yiğit beni görünce
"Gel abi ya iki saattir başımı şişirdi."diye yakındı.
"Hadi gelin Kırmızı köşeye gidelim."dedim.
"Bekle hazırlanıp geleyim."dedi Yiğit.
"Sen ısmarlarsan gelirim birader."dedi Hasan.
"Ben ısmarlıyorum bugün gençler."
"Lan beni niye çağırmıyosunuz?"dedi uykusundan yeni uyanan Berk.
Berk'in hayatta üç tutkusu vardı:
Uyku,yemek,Basketbol.
"Döndüğümüzde sahada basketbol oynayalım maça da hazırlanmış oluruz gençler."dedi Ayaz.Herkes onayladıktan sonra hazırlandık tam okuldan çıkacaktık ki burnuma bir yanık kokusu geldi.
"Ne kokuyor abi burası?"dedi Hasan.
"Yanık kokuyor lan!"deyip zehirli olan gazların boğazıma gelmesiyle öksürmeye başladım.Siren sesleri çalmaya başladı.Her yer alev alev oldu.Zar zor zemin kata ulaştık ve kendimizi bahçeye attık.Birkaç kişi gazdan,birkaç kişi de korkudan bayılmıştı.İtfaiyeciler,polisler ve ambulanslar geldi.Babamın sesini duydum,öfkeden çıldırmıştı.Hemen bayılan öğrencilerin yanına gitti birkaç dakika sonra yanımıza gelip iyi olup olmadığımızı sordu.Daha sonra
"Yangını kimin çıkardığını biliyor musunuz çocuklar?"dedi.
"Bilmiyoruz Osman amca bizde sana soracaktık."dedi Hasan.
"Baba şimdi ne olacak?"
"Okul çok fazla zarar gördü,5 aya kadar anca tadilatları biter,bu yüzden sizi Öztaş Kız Lisesine göndereceğiz."...
• • •
Okuduğunuz için çok teşekkür ederiz:) Sizden bir ricamız var lütfen hikayemize yorum yapıp oylamayı unutmayın !:)Devamı en kısa sürede gelecek!:))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Öztaş Lisesi
Teen FictionHer şey Öztaş Erkek Lisesinde olan yangın ile başlar.Öztaş Erkek Lisesindeki öğrenciler okulları zarar gördüğü için Öztaş kurumunun kız lisesine yerleşirler.Öztaş Kız Lisesi öğrencileri ile Öztaş Erkek Lisesi öğrencileri arasındaki tatlı atışmaları...