Kumsal'ın Masalı

4 0 0
                                    

     Herkese merhaba...  Masaldan gerçeklige uzanan bu uzun yolda benimle yürüyerek macera dolu dünyanın kapılarını açmaya ne dersiniz?   Kumsal, Kutan, Ayvaz ve diğerleriyle olan maceramız bir masalla başlıyor..

Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde dağların, ovaların, ırmakların ardında gizli bir ülke varmış. Tomurcuk ülkesi olarak bilinen bu yerde herkes mutlu mesut bir şekilde yaşarmış.

Ülkenin çok iyi kalpli bir padişahı varmış. Halkını seven onların dertlerini dinler, sorunlarına çözüm bulur ve halkını rahat ettirmek için her şeyi yaparmış. Halkda padişahı çok sever bu yüzden padişahı üzecek bir davranışta bulunmazlarmış.
Padişahın tek sorunu çocuğunun olmamasıymış. Hekimler, hocalar, büyücüler buna hiç bir çözüm bulamıyormuş. Padişah ne kadar baba olmak istese de bir türlü bu arzusu gercekleşemiyormuş. Günler geçmiş,padişah sefere çıkmış. Seferden dönüşte ordusuyla birlikte bir dere kenarında mola vermişler. Padişah ve yanında iki koruması ormanın içinde dolaşmaya çıkmış. Padişah gittikçe bebek sesi duymaya başlamış. Bebek acılar içinde ağlıyormuş. Padişah gittikçe artan sese yaklaşmış. Çalıların arasında ki sepette ters dönmüş bir bebek görmüş. Korumalar bebeğin içinde bulunduğu sepeti padişaha vermiş. Bebek padişahı görünce ağlama yı bırakmış ve minik kırkırtılarla padişaha gülmeye başlamış.
Padişah bu bebeği çok sevmiş. Bebeğin derin mavi gözleri sanki ondan bir parça taşıyormuş. Padişah bebeği almış ve saraya dönmüş. Yıllardır babalık hasretiyle yanan yüreği bu yavruyla soğumuş. Padişah gibi padişahın eşi de bebeği çok sevmiş ve ona hemen bağlanmış. Padişah ve eşi küçük bebeğe  Kutan adını vermişler ve Kutan'ı sonsuz bir sevgiyle bağrına basmışlar.
Tellallar halka duyurmuş. "Ey ahali çok sevgili padişahımız baba oldu. Oğlu Kutan için yarından itibaren şenlikler başlasın" demisler.
40 gün 40 gece süren şenlikler bitmiş herkes çok mutluymuş bir kişi hariç. Büyücü Adel bu durumdan hiç memnun değilmiş. Çünkü baba olamıyorum diye kahrolan padişahın çocuğunun annesiymiş o.
Mevsimler birbirini kovalamış, yıllar şu gibi akıp geçmiş. Kutan büyümüş genç bir delikanlı olmuş. Cesur, güçlü ve korkusuz bir insana dönüşmüş. Halkına en az babası kadar ilgi gösteriyor. Katıldığı savaşları kazanıyor  ve her zaman padişaha destek oluyormuş.
Biz gelelim Büyücü Adel ve oğlu Ayvaz'a. Ayvaz da Kutan kadar güçlü ve cesurmuş ama onun kalbinde iyilik diye bir şey yokmuş. O nefretin içine doğmuş ve hergün biraz daha nefret tohumları ekilmiş iyilikten arınmış kalbine. Acımasız, merhametsiz biri olmuş. Kendi kanından olmayan birine babalık yapıp öz oğlunu tanımayan padişaha, onun hayatını yaşayıp babasını elinden alan Kutan'a karşı öyle bir nefretle doldurulmuş ki gözünü intikam hırsı bürümüş.
Günler uzayıp uzayıp geçmiş. Ölüme iyice yaklaşan padişah görevini Kutan 'a devretme kararı almış. Bu kararı oğluna bildirmiş. Bir ay sonra sarayın kapıları tüm halka açılmış ve taç giyme töreni başlatılmış. Her şey yolunda giderken sarayın bahçesinde eğlenen halkın üzerindeki masmavi gökyüzü kapkara bulutlarla dolmuş. Çok şiddetli bir fırtına çıkmış kimse ne olup bittiğini anlamazken kalabalığın ortasında simsiyah giyimli bir adam çıkmış ortaya. Bu kadar renkli görünümlü insanların arasında o kadar aykırı duruyormuş ki padişah onu hemen fark etmiş.
Ayvaz padişahın karşısına geçmiş;
"Bu zamana kadar yaşadığım bütün kötü şeylerin sebebi sensin sevgili babacığım."
Padişah bu gencin ağzından çıkan cümlelerle yerinde kalakalmış.
"Artık zamanı geldi, intikam için bunca zaman bekledim ve şimdi  tam sırası. Seni ve halkını lanetliyorum. Tomurcuk ülken yerle bir olacak ve sen sonsuza kadar bana muhtaç olarak yaşayacaksın. Çok sevgili oğlun ve benim çok sevgili kardeşim Kutan bile kurtaramayacak seni."
Bu sözlerin ardından fırtına daha da şiddetlenmiş insanlar sağa sola koşuşturup dururken padişah ve Ayvaz ortadan kaybolmuş. Ayvaz'ın yaptığı büyü yüzünden yerinden kıpırdayamam Kutan, Ayvaz be babası gidince tekrar eski haline dönmüş.
Hayatı boyunca yaptığı bütün cesurluklara rağmen babasını alıp giden kardeşi onu çaresizce ortada bırakmış. Büyük bir lanetin rüzgarına kapılmış bulunmaktaymış. Tomurcuk halkı maddi ve manevi olarak büyük bir hasar almış. Ülke yıkık dökük bir hale bürünmüş. 
   Ama yinede onlar için hala bir umut varmış çünkü Ayvaz'ı ve bu laneti yenecek kişi Kumsal'mış.


Evettt uzun zamandır üzerinde çalıştığım bu kurguyu sonunda birileriyle paylaşmaya karar verdim. Içime sinen bu kurguyu umarım beğenenler olur.
**Bu masal her şeyin başlangıcı olduğu için böyle bir başlangıç yaptım. Bundan sonra ki bölümler bu şekilde olmayacak.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 01, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

MASALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin