biliyorum biliyorum, beni tanıdığın için özür dilerim. ama şimdi eski güzel günlere devam edebilir miyiz?
o gün telefon numaralarımızı verdik birbirimize.
sana mesaj atmak için bir bahane arıyordum.
biliyorsun jungkook! ergen ve tecrübesiz olduğum zamandı.
sonra sana 'ders programı ne jungkook?' diye bir mesaj atmıştım.
ah, aklıma geldikçe utanıyorum. yani, mesaj atmak için böyle bir bahane bulmam saçma.
ama yine de sen ders programını atmıştın, ben de sana teşekkür etmiştim ve konuşmamız bitmişti.
o gece mutlulukla uyudum. nadiren mutlu bir geceye merhaba diyordum.
annem puding yaptığında, ya da o gün babamla konuştuğumda gerçekten mutlu oluyordum.
ve jungkook, sen bunların arasından beni en çok mutlu edendin.
ertesi gün, hiç bir şey olmadı. gülüştük, onlarca kez azar yedik ve okula alışmaya çalıştık.
iki hafta boyunca bu böyle devam etti.
sana fazla yakın da davranamıyordum çünkü jungkook, bilirsin, okulumuzda bir çok homofobik insan vardı.
mahallemizde her gece incilden kesitler yükselirdi ve tanrı'm senin gay olup olmadığını bilmiyordum bile.
sonra bir gün sana -artık iki yakın arkadaş olmuştuk- birbirimize biraz özel sorular sorduk.
sonra bir anda bana cesaret geldi ve 'jungkook, gay misin?' diye sormuştum.
hatırlıyor musun?
sen de kem küm etmiştin fakat en sonunda 'evet' demiştin.
o an o kadar mutlu olmuştum ki, eve gittiğimde sadece sırıtıyor ve arada çığırıyordum.
bu, komikti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
can kırıkları, taekook
Fanfiction[kalp kırıkları devamı] jeon jungkook. hatırlamadığın geçmişinle, ve benimle yüzleşmeye hazır mısın?