Bugün oturdum ölümü düşündüm namjoon. Yirmi yaşında ve hayat bu kadar güzelken.
Sonra farkına vardım.
Her şey geçici bebeğim,mutluluk ve acı bile..o zaman elimizde kalan tek şey, gece yarısı sarhoş edici bir dans ve sabahın ilk saatlerindeki küçük bir öpücük.
Ölümü hayattan silemeyiz ama hayatı yaşanır kılmayı öğrenebiliriz.
Seninle anı yaptığımız zamanlarımızı seviyordum, bana ayna olmanı seviyordum ve boynumu öperken kulaklarımın içine doldurduğun sesine bayılıyordum.
Yorgunum, alnımda ter damlaları ve başım dik, seni seviyorum, seni özlüyorum ama bu sadece muhtaç olduğum için ihtiyaç duyduğum bir şey değil, bu yemek yemek veya su içmek gibi bir şey değil, bu (sadece) bedenimin bir açlığı değil, bu seni kalbimin içinde hissedip tamamen hayatıma katmak istediğim için bebeğim.
İşten çıkmak için saat tuttuğunda veya günün yorgunluğunu üzerinden atmak için ne yapman gerektiğini düşündüğünde, aklına gelen ilk şey benim.
Dinleneceğin, doğrulacağın ve kendine geleceğin tek yer benim kollarım ve kalçalarım.
Ve sesini hatırlıyorum, üzerimde hareket ederken kulaklarımın içine dolan o güzelliği, beynimi ve kalbimi uyuşturan nefes alışlarını..
Şimdi artık uyuyamıyorum, gözlerimi kapatıyorum yüzün önümde. Susuyorum sana..sana daima susayacağım.
☆
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Takane no hana | Minjoon
FanfictionÇünkü jimin'e kalçadan çok beyin lazım, namjoon'a ise kariyerinden çok karakter.