Kış hiç bu kadar sıcak gelmemişti daha önce.Bu sefer farklı şeyler hissediyordum.İlk kez soğuk değildi.İnsanın yüzünü ısıtan bir gülümsemesi vardı.Bense küllerinden yeniden doğmaya çalışan bir anka kuşunu oynuyordum.Soğuk ellerim dokunduğu herşeyi taşa çevirirdi önceleri.Ateşin üzerinde yanmaya meyil tutmuş bu tarifsiz his ve arzularımla karşısında dikiliyordum.Birden öne atılma gereksinimi duydum.Bir anda yere yığılması onu hiç tanımıyor olmama rağmen korkutmuştu.Elimi uzatıp yardım teklif ettim.Eli elime değdiği anda tanrılar üzerime şimşeklerini gönderdiler.Tüm bedenim elektiğine kapılıp teslim oldu o an.Sendeleyerek yerden kalktı ve gözleri gözlerimle buluştu.Gözlerinde bir burukluk sezdim.''Nedeni neydi acaba?'' diyerek içimde ki benle bir sorgulamaya yöneldim.İçinde sakladığı ruhu keşfetmeyi o kadar çok istemiştim ki.Ellerimi bırakmasını hiç istemedim.''İyiyim ben,iyiyim teşekkürler.''diyerek kendini avutuyordu halbu ki.İyi olmadığını hissedebiliyordum.Arkasını dönüp tam gidecekti ki yeniden düşer gibi oldu.Tüm gücümle sarıldım arkasından.Onunda kanadı kırılmıştı belli ki.''İyi misin?Herşey yolunda mı?''diye sordum.Cevap verecek gücü kendinde bulamadı ve sustu.O sessizlik anında takılı kalıp sonsuza dek onu seyredebilirdim.Çantamda taşıdığım suyu çıkarıp uzattım.''İç!''Ellerinin titremesi geçene dek orada yanında öylece oturdum.Kendi hayatımı unutup onun kine yöneldim.İçimi kemiren merak duygusuna yenik düşerek ağzımı açtım.''Canını sıkan nedir?'' diye sordum.''Seni niye ilgilendiriyor ki?Ne bu merak?'' diye hiç beklemediğim bir şekilde çıkıştı.Cevap vermeye çekinip susmayı tercih ettim.O da benim gibi sustu.İçimden ''Kurtarıcın olucam,sende benim kurtarıcım olur musun?''diye geçirdim.Yüzüme istemsiz bir tebessüm yerleşti.Bana dönüp ''Yaptığın şeyi unutamam ama benden uzak dur!''dedi.Ayağa kalktı ve yolda yürümeye başladı.Yüzüm asılmıştı evet fakat ardından gitmek istemiştim.Niye kendime hakim olamıyordum ki !.Omzunu tuttum ve yüzü yüzümle uygun açıda olabilmesi için kendime doğru çevirdim.''İyi olduğuna emin misin?''Bir kez daha o muhteşem yüzünü görmek bana hiç birşey kaybettirmezdi.Uzun uzun baktım.Bir anda beni ittirdi.Böyle bir tepki için hazır değildim.Dengemi kaybettim ve kendimi ıslak betona bıraktım.En sevdiğim pantalonum su gibi ıslandı.Elimde ki bütün kitaplarımda dört bir yana savrulmuştu.Şaşkın yüz ifademle bir bakış attım.Hemen ayak ucumda dikilmiş ruhsuz bir şekilde bana bakıyordu.''Sana benden uzak dur demiştim.''diyerek üsteledi.Arkasını döndü ve hızla uzaklaştı.Birkaç dakika sonra tamamen gözden kayboldu.Ben kendimle yine başbaşa kalmıştım.Benim ona yaptığımın aksine o beni yerde bırakmayı tercih etmişti.Keşke onun için umut beslememiş olsaydım belki insanların korkunçluğunu bir kez daha hatırlamak zorunda kalmazdım.Lanetliydim.Lanetlendiğimi ilk kez şimdi hissetmiyordum.Daha öncede bu his tüm bedenimi ele geçirmişti.Şimdi ise daha derindendi.Yerde öylece oturmaya bir süre daha devam ettim.Bir kez daha hayal kırıklığı yaşamış olmam beni sarsmadı.Alışkındım aslında kırılan parçalarımı tamir etmeye.Bu durum güçlü kalmaya devam etmem gerektiğinin bir işaretide olabilirdi.Her iyi olduğunu sandığınız şey belki de size en büyük acıları yaşatmaya meyillide olabilir.Yerden kalktım ve dört bir yana saçılan kitaplarımı topladım.Bazı sayfalar çamur içinde kalmıştı.-Amy Kızım- kitabının en sevdiğim sayfası da yırtılmıştı.Amy gibi bir ruhum vardı aslında.Beni hem iyi hem de kötü hissettiren siyaha elbet geri dönüyordum.Kalbimin düşmesine her defasında izin veriyordum.Biliyorum mükemmel aşk hiç bir zaman yoktu.Ama var olduğuna inanmayı tercih ediyordum.Gerçi inanmaya çabaladığım zamanlarda elimi yüzüme de bulaştırmıyor değildim.İnancımda zedelenmişti her defasında kalbime izin verdiğimde.Acıyla yüzleşmek artık benim için sıradanlaşmıştı.Sanki bu his beni ele geçirip diyardan diyara dizlerimin üzerinde sürüklüyordu peşinden.Ruhumu iyileştirecek bir yol bulmalıyım diye düşündüm.Yerden en son çantamı aldım ve evin yolunu tuttum.Yürümek iyi gelmişti.Uzun uzun düşündüm.Üstelik evede bu kadar erken gitmek istemiyordum.Ne de olsa okulu ekmiştim.Bizimkilerin laflarını işitmek istemiyordum.Anahtarımı çıkarıp sessizce kapıyı açtım ve hızlı adımlarla üst kata odama çıktım.Seri bir şekilde önce kazağımı sonra da pantolonumu çıkardım.Sıcak bir duşa ihtiyaç duyuyordum.Banyoya gidip küvetin suyunu açtım.O dolarken hislerime cevap veren tek adamın şarkılarından birini açtım.The Nobodies şarkısı Marilyn'in favori şarkılarımdan birisiydi.
''Biz hiçkimseleriz
Birileri olmak istiyoruz
Ölüyüz hepimiz
Kim olduğumuzu biliyoruz''Sözleride derinden etkileyen bir anlam ifade ediyorlardı benim için.Sesini açıp en son üzerimde kalan boxer ve çoraplarımdan kurtuldum.Suyun sıcaklığına bırakıverdim bedenimi.Çıplak olduğum zamanlar daha normal hissediyordum.Sanki hiç birşeyin yükü üzerimde değilmiş gibi.Bu yüzden evde sürekli çıplak dolanırım.Bu yüzden çok eleştiri alıyorum ailemden.Geçenlerde birilerini davet etmiş bizimkiler.Ben odamda otururken çocukları görmüş beni koridordan geçerken.Tabii hemen gidip söylemiş ebebeynlerine.Psikolojisinin bozulacağından yakınmışlar bizimkilere.Sanki çok çocuklarını düşünüyorlarmış gibi.Tek istedikleri üstünlük kurma çabası.Küvette yaklaşık bir sat boyunca kaldım ve cildim o kadar yumuşamıştı ki;kedim Jaka üzerimde uyuya kaldı.Onu çok seviyorum.Bir gece çok yağmur yağıyordu.Birden bebek sesine benzeyen bir çığlık duymaya başladım ve içim içimi yedi.Hemen yataktan çıktım ve giyinip attım sokağa kendimi.Arabanın altına pusmuş imdat çığlığı atan Jaka'yı hemen kurtardım oradan.Ilık bir duş aldırıp iyice kurulamıştım.O gece sürekli ağlıyordu.Nedenini henüz bilmiyordum.Bütün gece onu rahat ettirmeye çalıştım.Saat sabah beşe doğru sesini kesti ve ben uyandığımda da hala uyuyordu.Yatağımdan onu rahatsız etmemek için yavaşça kalkmıştım ve banyoya kadarda ayak uçlarımda ilerledim.Elimi yüzümü yıkadıktan sonra yine aynı hassasiyeti göstermeye çalıştım.Ta ki ayağımı masaya sert bir şekilde çarpana dek.Hiç tepki vermiyordu.Ölmüş olabileceğinden korkup onu uyandırdım.Gayet sağlam görünüyordu.Bir kaç tetkik yapmaya karar verdim.Vücudunda herhangi bir sorun yoktu.Gözleride sağlıklıydı fakat hiç birşey duymadığını daha sonra anladım.Sezgleriyle hareket ediyordu.Sahip olduklarımın değerini onu bulduğumda daha iyi anladım.Duştan çıktığımda gün çoktan batmıştı.Aşağıya mutfağa indim ve bir tabak makarna alıp odama geri çıktım ve minibarımdan bir kola çıkardım.Makarnayı yedikten sonra pianomun başına geçtim.Dibe battığımı hissettiğim zamanlarda kendimi ona adarım.Piano çalmaya bayılıyorum.Tuşlara bastığım zaman tüm bedenimi müziğe sunuyorum.Ortaya koyduğum yüzlerce parçam var fakat kimseyle paylaşma cesaretini gösteremedim henüz.Onlar benim en karanlık düşlerim ,en seksi arzularım ve en kıymetli hazinemdir.Pianomla birkaç parça çaldıktan sonra kendimi yatağa attım.Işıkları söndürdüm ve pencereye doğru yüzümü döndüm.Bugün olanlar bir yandan çok iyi bir yandan da çok kötü hissettirmişti.Hayatımda ilk kez duygularım böyle yoğun bir şekilde ortaya çıktılar.Adını bile bilmediğim biri ilk kez bu kadar canımı yakmayı başardı.İlginç olansa benim onu unutamamam sadece saatler geçti.Hakkında hiç birşey bilmediğim biri ve aklımdan hiç çıkmıyor.Düşüncelerimin arasında boğulmaktan korkuyorum.Yeniden düşersem kalkamamaktan korkuyorum.Canımın yanmasından ,kim olduğumu unutmaktan korkuyorum.Bu yüzden artık kendime güvenemiyorum.En iyisi bugün olanları unutmaya çalışayım,en iyi yaptığım şeyi köşeme çekilip karanlığımla sevişeyim çünkü aydınlık ışığını alıp gitti.Üstelik arkasına bile bakmadan...