Sınıfıma ilerlerken müzik bölümü öğretminim Bay Byun beni durdurmuştu. Selam verdikten sonra meraklı bir ifade ile öğretmenime bakmıştım. Bay Jung ise hızlıca konuşmaya başlamıştı.
"Üniversiteler arası bir müzik yarışması var Min. Basit şeyler olsun istemiyorum açıkçası. Ülkede müzik ile ilgelenen herkes gitar çalabiliyor ama herkes piano çalamıyor. Bu yüzden seni seçtim. Ayrıca çalışacağın kişi Jeon Jungkook son sınıf ve sesi gerçekten büyüleyici. Size yardımcı olacağım tereddüt etmene gerek yok. Tabii kabul edersen?"
Bu kendimi kanıtlamak için güzel bir fırsattı ve bunu değerlendirmeliydim. "Ah, tabii efendim. Ne zaman çalışmaya başlamalıyız?"
"İşte benim öğrencim, Jeon Bay Park'ın öğrencisi ama ne yaparsın ki adamın sesi güzel yoksa Jeon'a kalmadan bizimkilerden alırdım ve çalışmaya en geç bugün başlayın. Şu an resim sınıfında olmalı."
En geç bugün? Pekala, öncelikle bu Jeon denen herifi bulmalıydım. Son sınıf olduğu için en üst kata hızlı adımlarla gitmiştim. Resim sınıflarından ilk sınıfa girmiştim. Sınıfta Bay Do vardı. Sorunumu dile getirmiştim ve Bay Do "Jungkook bir bak arkadaşa" demişti. Jungkook ayağa kalkıp bana selam vermişti.
Yanıma gelmiş ve elimi sıkmıştı. Yüzünde maske ve kafasında şapka vardı. Bay Do'dan izin almış ve bana kafasıyla kapıyı göstermişti. Ardından beraber çalışma odasına girmiştik, merakım artınca dayanamamış ve sormuştum. "Maskeni çıkartmayacak mısın?" O ise gecikmeden cevap vermişti.
"Birincisi senden 3 yaş büyüğüm velet bana hyung demelisin ve maskemden sana ne?" Bu kadar sinirli olmasına gerek varmıydı ki? "Sadece şarkı söylerken sesin iyi çıkmaz diye şey etmiştim ben tamam mı?"
O ise sinirlice maskesini çıkarmıştı. Bir dakika o masum ve tavşan çocuğun bu seksi çocuk olma ihtimali ihtimaller arasında değildi. Hey, ne saçmalıyorum ben? Adam resmen o ve benden 3 yaş büyük? Güzel bayılmam için yeterli sebepler olduğunu düşünüyorum.
"Piano da çok övülüyorsun göster marifetlerini." Demiş sırıtmıştı.
"Sesin çok övülüyor göster marifetlerini."
O ise dilini yanağında dolaştırmıştı ve olumsuzca kafasını sallamıştı. İyice eğilmişti üstüme ve dudaklarını boynumun üstüne kondurmuştu. "İstersen o öpülesi ve tapılası beyaz teninin dudaklarım altında ki marifetlerini gösterebilirsin Min Yoongi."
