Akşam geç saatlerde yattığım için sabah geç saatlerde kalktım ve annem beni kahvaltıya çağırdı. Bende hemen aşağıya inip kahvaltımı yaptım. Annem dediki "Kızım çabuk ye yoksa okula geç kalıcaksın." dedi. Bende "Tamam anne." diyerek yanıt verdim. Ve bugün okulumun ilk günüydü, arkadaşlarımın nasıl olduğunu çok merak ediyordum. Annem beni okula bıraktı ve sınıfımın 8/C olduğunu öğrendim. Hemen sınıfıma gittim ve ders matematikti. Matematik hocası çok iyi kalpliye benziyordu. Arkadaşlarıma kendimi tanıtmamı istedi bende utangaç bir şekilde "Merhaba ben Ecem Soydan." dedim ve hoca yerimi gösterdi. Atlas Kınay diye birinin yanına oturdum. Atlas turuncu saçları ve ela gözleri vardı. Yüzündede biraz çilleri vardı. Hoş bir çocuğa benziyodu. İlk ders çok ayrı durduk ama ikinci ders samimileştik. Ve öğle arasına girdik. Benim evim uzak olduğu için gitmedim. Ama Atlas'ın evi nerdeyse iki adımlık yerdi. Ben ve Tuncay Erkurt diye bir kişiyle kaldık sadece sınıfta. Onlada bi samimileştik. Tuncay simsiyah saçı ve kahverengi gözleri vardı. Ve günüm mükemmel geçiyodu. Çünkü bir sürü arkadaşım oluyodu. Bir kız erkenden okula gelmişti. Ve onunlada tanıştım. Onun adı ise Alara Kuş'tu. Çok tatlı bir kızdı. Sarı saçlı mavi gözlü bir kızdı. Şuana kadar en iyi arkadaşlarımı bulmuştum. Daha fazla arkadaşım olsun istiyodum ama Alara bana bir tavsiyede bulundu "Bu sınıfta Çağatay Gök diye birisi var ve herkese sataşıyor." dedi. Bende biraz korkmaya başladım haliyle. Atlas dediki "Korkmana gerek yok Ecem. Tuncayla biz bir kez ona gününü gösterdik zaten. Sana karıştığı anda benim yanıma gel. Bidaha gününü gösteririz biz Tuncayla." dedi. Benimde korkma seviyem biraz indi. Ama nasıl biri olduğunu bilmiyodum ve ya yalnış kişiyi dövdürürsem diye korkuyordum. Alaraya sordum" Bu Çağatay nasıl biri anlatır mısın Alaracım? " dedim. Alarada böyle cevap verdi" Kumral saçlı yeşil gözlü biri, zaten davranışlarından anlarsın. " dedi. Bende" Tamam. " dedim ve hocanın gelmesini bekledik. İçimden" Galiba Çağatay en sondaki sırada oturan kişi. " dedim. Sınıfımızın başkanı Tuncay'dı, yardımcısı ise Ayça Gök'dü. Ve Ayça, Çağatayın tek yumurta ikiziydi. Ayçada Çağatay gibi kumral saçlı yeşil gözlü bir kızdı. Ve Ayça sınıfın en zekisiydi. Gözlüklüydü ve Çağatay gibi kötü birene benzemiyordu. Dersimiz boştu galiba. Hoca gelmiyordu. Arkadaşlarım şaşkındı. Merak ettim ve Ayça sordum. O arada da tanışmış olduk. Meraklı sorumu sordum. Ve dedim ki "Neden herkes şaşkın? Alt tarafı hoca yok." dedim. Ayça şöyle bir cevap verdi "Normalde tarih hocası her zaman gelirdi, ama şimdi yok. O yüzden şaşkınız." dedi. Ve içeriye bize girmeyen nöbetçi bir hoca girdi. Dediki "Çocuklar hocanız bugün gribe yakalanmış, size bulaştırmamak için gelmemiş." dedi. Ve sınıf sessizleşti. Atlasa sordum" Noldu gene neden şaşkınsınız? " diye sordum. Atlas cevap verdi" Tarih hocası biz konuştuğumuda hep fırça atardı. Ama şuan biz grip olmayalım diye gelmemiş. " dedi. Bende biraz duygulandım. Gözümden bir damla yaş aktı. Atlas göz yaşımı sildi ve dediki" Lütfen bari sen ağlama, herkes ağlıyor zaten. " dedi ve bi sınıfa baktım. Herkesin gözlü yaşlıydı ama o kadar hüngür hüngür ağlamıyorlardı. Sadece 2-3 damla göz yaşı akıyordu gözlerinden. Ve çıkış zili çaldı bizim sınıf mutsuz mutsuz dönüyorlardı. Beni almaya annem gelmişti çünkü okulumdan evime giden yolu daha ezberlememiştim. Sevdiğim arkadaşlarımla vedalaştım. Yani Atlas, Tuncay, Alara ve Ayça'yla. Onlarda mutsuzdu. Ve annem dediki "Yeni arkadaşlar bulmuşsun bakıyorum." dedi. Ben cevap vermedim. Sonra annem sordu "Neden herkes üzgün annecim?" dedi. Bende anneme uzun uzun anlattım. Anneminde suratı düştü. Sonra bi baktım Atlas ve Tuncay arkamdan "Ecemm!" diye bağırdılar. Arkamı döndüm ve bana şunu söylediler "....
^^^
Gelecek bölümde neler olucak acaba? Atlas ve Tuncay, Ecem'e ne söylüyecekler?