Ένα (1)

2.2K 183 83
                                    

Yüzüme vuran güneşi engellemek için elimi yüzüme kapattım. Birkaç saniye bu şekilde durduktan sonra derin bir nefes alıp gözlerimi açtım. Tam karşımdaki balkondan gördüğüm deniz manzarasıyla hala Themiscyra'da olduğumuzu fark edip gülümsedim.

Üzerimde garip bir ağırlık vardı ve vücudum sanki dayak yemişim gibi ağrıyordu. Aralıklı olarak da kollarım sızlıyordu. Hissettiğim rahatsızlığa yüzümü buruşturup üzerimdeki örtüyü kaldırdım.

Örtüyü çektikten sonra ayaklarımı yataktan sarkıtıp kalktım. Başım dönüyordu ve ayaklarım sanki başkasınınmış gibi benden bağımsız hareket ediyordu. Neden odada kimse yoktu? Lauren neredeydi?

Düşünmeyi bırakıp güçlükle kapıya ulaştım. Kapı taştan ve devasa boyutta olduğu için açamayacağımı biliyordum. Yine de avuç içlerimi kapıya yaslayıp var gücümle ittirdim.

Kapı uyguladığım güçle menteşelerinden sökülüp ileriye doğru düştüğünde korkuyla çığlık attım.

''Lauren!''

Kapıda bekleyen korumalar ve ben şaşkınlıkla durumu kavramaya çalışırken Lauren ve Diana'nın koşar adımlarla koridora girdiğini gördüm.

''Uyanmışsın!''

Lauren'ı görmenin verdiği rahatlıkla omuzlarımı düşürüp ona doğru adım attım. O ise hareket etmeme izin vermeden yanıma ulaşıp kollarını belime doladı. Yüzümün onunkiyle aynı hizada olduğunu fark ettiğimde korkuyla geri çekildim.

''Kısalmışsın!''

Sesli bir şekilde gülüp iki eliyle yüzümü kavradı.

''Hayır Camila, sen uzadın. Amazon oldun!''

Dediği şeye gözlerimi büyütüp yıkılan kapıya baktım.

''Amazon oldum.''

''Başardın Camila!''

Lauren ile aynı hizaya gelecek kadar uzundum ve o kapıyı yerinden sökecek kadar güçlüydüm. Gerçekten bir Amazon olmuştum.

''İşe yaradığına inanamıyorum.''

''Ben de yaşadığına inanamıyorum.''

Lauren yüzümdeki ellerini omuzlarıma indirdiğinde kollarımı beline dolayıp alnımı omzuna yasladım.

''Şimdi sonsuza kadar yanında kalabilirim.''

Bir elini saçlarıma götürüp beni iyice kendine çekti.

''İstediğini elde etmekte senden daha iyisi yok, biliyorsun değil mi?''

Biz tamamen birbirimize odaklanmış bir şekilde koridorda sarmaş dolaş dururken Hippolyta koridora girmiş ve Diana'nın yanındaki yerini almıştı.

''Özlem giderişinizi bozmak istemeyiz ama halletmemiz gereken birkaç şey var.''

Hippolyta'nın yanımızda olduğunu fark ettiğimde Lauren'dan ayrılıp üzerimi düzelttim. Ardından saygıyla kafamı eğip hafifçe selam verdim. Kafamı kaldırmam için işaret verdiğinde ona baktım.

"Diana."

Diana bir adım öne çıkıp eline aldığı bıçağı gösterdi.

"Bu canını yakacak."

Daha sonra bıçağı eline götürüp sert ve sağlam bir hamleyle avuç içini kesti. İkimiz de aynı anda acıyla inlediğimizde kaşlarımı çatıp hızla elime baktım. Kesik değildi ama canım yanıyordu.

"Canın yandığında bunu bütün Amazonlar hissediyor mu?''

''Evet ama kimin canının yandığını anlayamıyoruz.''

The Betrayal of The Amazons (2) // Camren (gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin