The Betrayal of The Amazons (2) // Camren (gxg)

Tέσσερα (4)

"Yapabileceğimi biliyorsun."

Diana'nın kendinden emin tavrına meydan okurcasına gülümsedim.

"Yüksek bir yerden yere zıpladığını gördüm ama hiç yerden yükseğe zıpladığını görmedim Diana. Yoksa yapamadığın için mi?"

Diana sinirle yerinden kalkarken gülmemek için yanağımın içini ısırdım.

"Yapamadığını kabul et Diana."

"Hayır."

Diana zıplayamayacağını söylediğim tepeye bakıp vücudunu esnetti.

"Karşılığı ne olacak?"

Ona verebileceğim bir şey yoktu.

"Lauren?"

Yardım istemek için Lauren'a baktığımda gülümsediğini gördüm. Her zaman giydiği kıyafetiyle kumların üstünde yürümekte zorlandığı için kıyafetini değiştirmişti ve bu sayede rahatlıkla gülümseyişini görebiliyordum.

Giydiği kıyafet sayesinde vücut hatları belli oluyordu. Gözlerine burnunu da kapatacak şekilde bağladığı örtü ve siyah bir şalla sarıp topuz haline getirdiği saçlarıyla öncekinden daha az korkutucu gözüküyordu.

Önceki kıyafetiyle tamamen karaltıdan ibaretmiş gibi etrafta gezmesini seviyordum ama şimdiki kıyafeti daha ilgi çekiciydi.

"Eğer o tepeye zıplayabilirsen, senin istediğin herhangi bir şeyi yapacağım. Büyüklüğü veya ne olduğu önemli değil. Yapacağım."

İddianın devam ettiğini fark ettiğimde Lauren'ın bedenini incelemeyi bırakıp Diana'ya döndüm. Döndüğüm gibi bize doğru gelen kraliçe ve generalini görmem bir olmuştu.

"Bu yeterince teşvik edici bir ödül. Teşekkürler."

Diana'nın onlara arkası dönük olduğu için henüz geldiklerini görememişti. Mala'ysa çoktan diz çökmüş kraliçeyi selamlıyordu. Lauren da aynı pozisyona geçerken hala atlamaya hazırlanan Diana'ya baktım.

"Diana arkanda."

O arkasını dönerken ben de tek dizimin üzerine çöküp kafamı eğdim.

"Anne."

Hippolyta bize kalkabileceğimi söyleyip Diana'nın karşısına geçti.

"Neler oluyor? Kılıçlarınız ve zırhınız nerede?"

"Buraya kılıç getirilmediğini duydum."

Hippolyta Lauren'a dönüp gülümsediğinde ben de o tarafa baktım. O da gülüyordu.

"Sana söylemem gereken bir şey var."

Bir elini Diana'nın sırtına koyup diğeriyle Mala'nın oturduğu yeri gösterdi. Diana itiraz etmeden yerine otururken merakla Hippolyta'ya baktım.

"Daha önce yaşanan bir olay yüzünden uzun süredir sizden sakladığım bir sırrı açıklamak istiyorum."

Gülümseyerek yanındaki kadına dönüp elini tuttu.

"Philippus ve ben çok uzun bir zamandır birlikteyiz."

"Ne?"

Diana'nın çatılan kaşları hepimizin gülümsemesinin silinmesine sebep olurken endişeyle Lauren'ın elini sıktım. Diana ayağa kalkmıştı ama sinirli gözükmüyordu.

"Ne kadar zamandır?"

Hippolyta'nın yüzündeki gülümseme silinse de Philippus'un elini bırakmamıştı.