Düşler Gerçekleşiyor

46 6 0
                                    

   Gözlerimi açtığımda kendimi sabah uzun bir uykudan uyanmış gibi hisettim.  Başım  zonkluyordu. Daha bir şey göremiyordum etraf buğuluydu fakat kuş cıvıltıları ve güneş kendimi iyi hissetmemi sağlıyordu. Yağmurdan eser kalmamıştı. İlk başta herşeyin şu uzun süren rüyalardan biri olduğunu düşündüm ama değildi .Birden bayıldığımı hatırladım ve gözlerimi ovalamaya başladım. Aklıma ilk gelen bir sapığın beni kaçırdığı olmuştu ama gördüğüm manzara karşısında bu fikrim hemen değişmişti. Paristeydim.

   Aman tanrım !  O an kafayı yediğimi anladım . Eyfel kulesi buradan görünüyordu . Hayallerimin kulesi. en çok görmek istediğim yerlerden biri. Yere yığılı olduğumu bir bayan gelip :''iyi misiniz diye sorduğunda fark ettim''. Bir terslik vardı. Hem de çok büyük ! Kendine gel Başak diye kafama vurdum ama nafile. Sanki 17 yıldır burada yaşamışımda uzun bir uykudan uyanmış gibiydim. Etrafta konuşulan her şeyi anlıyordum. Fransızcayı anlıyordum. Woaw. Tamam hayal gücümün çok geniş olduğu doğruydu. 17 yaşımda koca bir kız olmama rağmen . Ama bu rüya biraz ağırdı , dokunduğum her şeyi hissedebiliyordum. Eyfel Kulesi'ni görmek için sıraya girmiş yüzlerce kişinin dibinden geçerek nefes almaya çalıştım . Acil bir telefon bulup babamı aramam lazımdı ama ne diyecektim , ''Baba ben Paristeyim de gelip beni alabilir misin mi? Çantam sırtımda değildi , üzerimde sadece formam ve polarım vardı .Ceplerime bakmaya başladım ve bir kağıt buldum. Bir an hayatımın kurtarıcısının o kağıt olduğunu anladım . İçinde bir ev adresi , telefon numarası ve banka kartıyla ilgili bilgiler vs. yazılıydı. E adresi anladıkta telefon ve banka kartı olsaydı  diğer bilgiler de işe yarayabilecekti. Yazı eğik ve güzeldi. Anlaşılabiliyordu ve çok asil duruyordu . Evin adresi her ayrıntısına kadar yazıyordu . Keşke parada olsaydı da şuradan stresimi alacak bir çikolata alabilseydim .Şöyle bir etrafıma baktım ve o an fark ettim . Sanki metrodan inip Kadıköy İskelesi'ne gelmiş eve gitmek için yola koyulacak bir halim vardı. Her sokağı adım gibi biliyordum. Kalbim sıkışmaya başladı bu da neydi böyle ? Tamam herkes kardeşime ablan bir deli , sinir hastası ve birazda manyak derlerdi ama bu kadarda delireceğimi düşünemezdim doğrusu. Çalışacak sınavlarım yapacak milyon tane planım vardı ve haftaya perşembe doğum günümdü her şey berbat olmuştu. Rüyamdan uyanmak için kafama vurmaya, eski usul olarak kendimi cimciklemeye başladım fakat hiç bir şey olmadı . Tek gelişen olay yanımdaki orta yaşlı kadının bana şaşkın bir vaziyette baktığıydı.  Kağıtta yazan adresi bulmaya çalışmadan önce saatin kaç olduğunu sormak için yanımdaki  bayana döndüm:

- Merhaba bayan , saatiniz var mıydı acaba ? Vay canına konuşurken aksan mı yapmıştım ben öyle? İngilizceyi zar zor öğrenen ben şimdi harika bir şekilde fransızca konuşuyordum.

-9:00 

-Teşekkür ederim bayan .

Saat tamda tahmin ettiğim gibiydi. Türkiye'de olması gerektiği gibi. Kadın fazla havalı ve soğuktu . Yaşına göre iddialı giyinmişti ve o topuklularla seksi olduğunu mu sanıyordu acaba ? Düşüncelerimden sıyrılıp karşıya geçtim ve yazan adresi bulmak için yola koyuldum.

   Yolda yürürken gene aklıma bir telefon bulup babamı aramak geldi ama hiç bir faydası olmayacağını , ilk olarak ne halt olup bittiğini öğrenmem gerektiğini düşündüm.  Vay canına Paris sokakları bir harikaydı . Hayal edip süslü defterlerime yaptığım basit ama bana mükemmel gelen karikatürlerden çok farklıydı , tek kelimeyle muhteşemdi . Kulaklığımı takıp deshaneye veya okula giderken dinleğim şarkılarda kurduğum hayallerden çok daha muhteşemdi. Bir apartmanın önüne gelmiştim. Eski ve tarihiydi ama hiçte öyle durmuyordu. Çiçekli iki bahçeli apartmanın ortasında bir rüya gibiydi, evet gireceğim ev buydu.

   Dış kapı açıktı. Sanki her şey hazırda beni bekliyordu . Bir an duraksadım . Bir sapığın evine girip girmediğimi bilmiyordum ama yapacak hiçbir şeyim yoktu. Ya açlıktan ölecektim ya aklımı sıyıracaktım ya da sokaklarda bir evsiz olarak kalacaktım. Apartmana  girdim .Eski değildi , yeni de değildi ama hoştu. Asanörü yoktu .Kağıtta 2. kat yazıyordu ve basamakları yavaş yavaş çıktım. Apartmanın sessizliğinde kalbimin atışlarını duyabiliyordum. Kapının önüne geldim ve anahtarın kilidin üzerinde olduğunu fark ettim.  Anahtarlıkta Başak yazıyordu . Bu da neydi böyle  ? Neredeyse bayılacaktım . Girmekte çok tereddütlüydüm elim anahtara gidip geri geliyordu. Üzerimde hala formam vardı ve ve çantam yoktu. Ya buna ne demeli böyle ? Ten rengi çorabımda kaçmıştı .Hem berbat hem de mükemmel bir gündü. Artık girmeliyim diye düşündüm ve kapıdan adımımı attım.

   Duvarlar beyazdı ve yumuşak , kırmızı , yuvarlak bir halı tam önümde duruyordu. Şuan bir mutfağı , yatak odasını ve tuvaleti fark etmiştim.  Kapıları aralıktı ve odaların içlerindeki tasarımın uzaktan bakınca bile şirin ve tam hayalimdeki gibi olduğunu fark etmiştim. Ne olur ne olmaz diye anahtarı cebime atıp kapıyı aralık bıraktım. Kırmızı halının tam ortasında kapıyı arkama alarak duruyordum ve sol tarafımda koca bir salon kapısının olduğunu fark ettim. Oraya doğru ilerledim çünkü bir şeyin kıpırdadığını hisettim. Normalde gerçekten bu kadar cesur değildim. Kapıyı düşünmeden direk açtım çünkü artık ne halt döndüğünü merak ediyordum. Karşımda bir adam duruyordu .İlk bir sapık olduğunu düşündüm ama değildi kesinlikle değildi . Saçları kahverengi ve normal uzunluktaydı. Uzun ve zayıftı fakat hastalıklı gibi zayıf değildi. Bal rengi gözlere sahipti ve dudakları normal kalınlıktaydı. Burnu olabilecek en normal burundu.Normal koyu yeşil bir çeket ve kahverengi kadife pantolonu vardı.Gömleği beyazdı tahminim 35-36 yaşlarındaydı. Bunu gözlerindeki hafif kırışlardan anlamıştım . Bakışı bile içimi ısıttı. Ondan korkmamıştım , Şuan bulunduğum evi ve onu biliyordum . Bu benim 7 yıldır kafamda düşlediğim hayalimdi ve hepsi gerçekti. Bu da  buraya ilk geldiğimden itibaren kendimi neden bu kadar rahat hissettiğimi ve her şeyin hafızamda neden kazılı olduğunu açıklıyordu. Onu tanıyordum . Fransızdı ve adı Peter'dı. Tıpkı düşlediğim kahraman gibi, hayallerim gibi .Kolundaki büyük siyah saate baktı ve :

- ''Sonunda gelebildin , ben de seni bekliyordum '', dedi.

Gerçekleşen DünyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin