"Çinli çocuk..." Hyunggu bahçede yalnız başına oturan bedene bakıp söylenmişti. Ellerini yıkayıp tezgahtaki eşyalarını yerlerine koydu ve önlüğünü de çıkararak aşağıya indi. Özür dilemek istiyordu.
Aşağıya indiğinde, çocuğun bankta oturduğunu gördü. Derin bir iç çekti ve üstünü başını düzeltti. Yanağında olan un lekesinden bir haberdi.
Elinin üstünde kurumuş olan hamuru diğer baş parmağı ile ovuşturarak çıkarırken çoktan onun yanına varmıştı bile. Mahçup bir şekilde başını önüne eğdi ve derin bir iç çekti. "Merhaba..."
"Sana da." dedi Yanan. Ona bakmıyordu. Uzamış kahkülleri, öne eğik başından gözlerini kapatıyordu. Elleriyle oynuyordu o da. Kırılmıştı biraz. "Neden geldin?" Sessizlik sinirini bozmuştu belli ki.
"Y-yalnızca..."
"Yalnızca ne?"
"Yalnızca özür dilemek istedim. Ben... Ben gergindim tamam mı? Aslında o an şef olma hayallerim umrumda bile değildi. O an sana bir şey olur korkusuyla öyle... İşte öyle panik yaptım sonra da karizmamı çizmeyeyim diye aptal gibi sana bağırıp senin kalbini kırdım." Yanan, yanında olan bedenin mimiklerini izlerken gergince yaptığı konuşmasını dinledi.
"Böyle ayarsız mısındır hep?" Hyunggu başını aniden olumsuz anlamda salladı.
"Hayır kesinlikle değilim! Yalnızca işte seninle konuşurken çok tuhafım. Bilmiyorum sanki Hyunggu değil de... Kino var." Yanan anlamadığını belirtircesine bakarken Hyunggu derin bir nefes verdi. "Yalnızca Yugyeom bana Kino der. Ben de yalnızca ona karşı Kino olurdum ve yalnızca ona karşı diğerlerine olduğumdan farklı biri olurdum. Şimdi... Şimdi sen geldin ve sana karşı Hyunggu olamıyorum."
"Hyunggu nasıl biri, Kino nasıl biri?"
"Hyunggu biraz soğuktur, insanlarla ufak tartışmalara girer ve onun olduğu her yerde negatiflik olur. Kavga eder ve insanlara dalaşıp onlara bağırır. Kimseye güvenmez, cimridir." Yanan gülümsedi. "Ama Kino öyle değil. Kino arkadaş canlısı. Dans etmeyi seviyor, sakin biri ve fazla heyecanlı. Şu an çift kişilikli gibi konuşuyorum ve benden ürküyorsun değil mi?"
Yanan başını olumsuz anlamda sallamış ve "Kino'yu sevdim." demişti. "Belki benim fobimi de anlar o."
"Fobi?" Hyunggu merakla sorduğunda Yanan gülümsedi.
"Mageirocophobia. Yemek yapma fobisi. Yemek yaparken değil de, sunum sunarken ellerim birbirine dolanır ve stresten bayılırım." Hyunggu şaşkınca ona bakıyordu. "Ve... Bu okula mı geldin?"
"Ailem korkumun üzerine gitmemi söyledi ve beni zorla Shangai'dan buraya getirdiler. Orası cennet gibiydi, beni buraya bağlayan bir şey yok."
"Şey." Hyunggu ayağa kalkmış ve boğazını temizleyerek elleriyle oynamaya başlamıştı. "Buraya bağlanma nedenin olayım mı?"
"Ha?"
"Arkadaş olalım mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mageirocophobia ⋆✓⋆
Fanfiction⋆kinan⋆ "Anlamadım, yemek yapma fobin var ama gastronomi mi okuyorsun?" uyarılar!!!: [F] - fluff ✓ - complete