2.BÖLÜM

80 23 72
                                    



İlk zamanları düşünüyorum

uzun zaman öncesini

ilk olarak adem yaratıldı topraktan

sonra ilk dişi olan

Lilith yaratıldı

Lilith aşağılayıcı buldu üreme görevini

İsyan etti ve terk etti cenneti...



Gecenin efendisi genç kızı yatağa yatırdı, "bu o " dedi içinden ve odadan çıkıp onu ayılmak üzere bıraktı.

Ariel gözlerini açtığında yumuşak bir yatakta yatıyordu,aniden uzandığı yerden kalktı ve etrafı inceledi oda zifiri karanlıktı. gözleri pek bir şeyi seçemedi korktu ve neler olduğunu hatırladıkça daha da korkmaya başladı. saçındaki toka gevşemiş saçları dağılmıştı. Derin nefes alıp herşeyin iyi olacağına kendini inandırmaya çalıştı ama başaramadı kurtulmadığı sürece hiç bir şey iyi olmayacaktı. Panik dalgası derinlerden yavaşça su yüzüne çıkarken, yavaşça kapıya yaklaştı sakin ve sessiz olmaya çalışıyordu.Kapıyı araladı ve temkinli bir şekilde gözleri fal taşı gibi açılmıştı,arada derin nefes alıp veriyor bir an önce buradan kurtulmak istiyordu. Yavaş adımlarla ilerlediği sırada gözleri kanepede ki silüete takıldı içinden küfürler savurdu.

" hiç görmemen gereken bir şeye şahit oldun " dedi kalın ve erkeksi ses, kanepede duran silüet bir anda karşısında bitmişti. Minik bir çığlık yükseldi genç kızın dudaklarından, korku en küçük hücresine kadar işlemişti,sonra o gece görüğü şey gözlerinin önünden bir film şeridi gibi akıp geçti. Derin bir nefes alıp karşısında duran kişiye bakmadan titrek bir sesle " ban...bana ne yapıcaksın" dedi. Aslında cevabını bidiği bir soruydu bu ama o yine de sormuştu. Kafasını kaldırıp bakmaya cesareti yoktu, çünkü o sokakta ne gördüğünü çok iyi biliyordu. Beni şuracıkta öldürecek diye düşündü ama yanılıyordu Victor aradığını bulmuştu. Aklından geçen binbir türlü düşünce vardı,korku Ariel'in kalbine yuva yapmıştı. Işıklar açılınca genç kız gözlerini kıstı bir süre sonra onu gördü tanrının yarattığı en yakışıklı katili, aklında binbir türlü düşünce varken o bunu fark etmemişti.

Ariel korku dolu bakışlarla arkaya doğru birkaç adım atmıştı kaçmak istercesine ama sırtı duvarla buluşunca kaçamayacağını bir defa daha anladı. Karşısında duran adama baktı ona doğru yaklaştıkça duvara daha da sindi. " sakin ol sana birşey yapacak olsam şimdiye kadar yapardım emin ol " dedi ve yüzüne minik bir gülümseme yerleştirdi. Ariel kafasını salladı ve yutkundu, hareket bile etmeden öylece bakıyordu. Victor " adın ne" dedi genç kız " Ariel" dedi sesi fısıltı gibi çıkmıştı. Genç adam " Ariel gel otur " dedi ve geçip koltuğa oturdu. Ariel şaşırmıştı onun aklında çok daha farklı şeyler vardı, artık eskisi kadar endişeli değildi yavaşça geçip oturdu.

Korkulu minik adımları Victor'un gözünden kaçmamıştı, ukala bir tebessüm yerleştirdi yüzüne " sakin ol sana bir zarar vermeyeceğim tabi sözümden çıkmadığın sürece" dedi. Genç kız önüne eğdiği kafasını kaldırdı yavaşça ve genç adam baktı korku dolu bakışlarla " bırak gideyim kimseye birşey söylemem " dedi titrek bir sesle. Victor derin bir nefes alıp " bak ben sana kötü bir şey yapmayacağım, yapacak olsam buraya kadar taşımazdım seni evinde öldrürdüm cesedin bile kokmazdı kimsenin öldüğünden haberi bile olmazdı. anlıyor musun o yüzden o aklından geçenleri bir an önce sil at yoksa ben aklımdan geçenleri hayata geçiririm anlaştık mı? " dedi. Ariel kafasını evet anlamında salladı. Victor biraz kızgın bir sesle " bana cevap ver kafa sallama anladın mı dedim " dedi ve Ariel " anladım " dedi sesi içine kaçmıştı. Victor sakin bir sesle " kahve içmek ister misin? " dedi ve yerinden kalktı. Ariel " hayır ama su istiyorum " dedi gözleri dışarıda ki manzaraya takıldı. Victor birşey demeden mutfağa geçti bir kaç dakika sonra elinde iki kupa ile geri döndü genç kıza suyu uzattı. Genç kız suyunu yudumlarken etrafı inceledi ve aynı zamanda kurtulma planları yapıyordu Victor bir anda " düşüncelerin hiç sağlıklı değil az önce biz ne konuştuk, neyini anlamadın ben düşüncelerini görebiliyorum bence aklını başına topla ve geldiğin odaya dön yat zıbar " dedi dişlerinin arasından. Ariel yutkundu ve elinde duran kupayı masaya koyup geldiği odaya tıpış tıpış döndü içinden küfürler savuruyordu. Şükretmeyi unutmadı yenmediği için bu günde yaşadığı için tanrıya teşekkür etti ama bu yaşadıkları için isyan etmeyi de unutmamıştı. Biraz bekledi ve bir kaç dakika sonra içeriden gelen kapı sesi ile bir süre bekledikten sonra kapıya doğru yaklaştı ve yavaşça açıp sessiz bir şekilde karanlık salondan çıkış kapısına doğru ilerledi ve açıp dışarı çıkmasıyla birlikte koşmaya başladı. Kurtuldum diye sevinsede sevinci kısa sürdü olağan hızıyla çıplak ayaklarındaki acıya aldırmadan koşarken beline sarılan el ile neye uğradığını şaşırdı bir anda ayakları yerden kesildi ve dudaklarından bir çığlık yükseldi. Korku artık kalbinde yuva yapmıştı bedeni daha fazlasını kaldıramadı bir anda kendini yerde bulurken bilincini kaybetti ve kendini karanlığa teslim etti.

Lanetli KraliçeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin