"Meteoroloji Genel Müdürlüğü bölge verip ayrıntıları ile uyardı! Bazı illerimizde sağanak kar bekleniyor!"
Kıprandım yerimde, koltukta mı uyumuşum? Üstelik sabah ilk kalktığım an duymak isteyeceğim son ses de haber sunan spikerin sesi olurdu bir ihtimal, yine de tek göz olan evim de az da olsa gürültü yapan bir şeye sahiptim(!)
Telefonumu elime aldım, almamla birlikte Efekan çaldırdı eski püskü külüstür telefonumu, açıp açmama konusunda fazla tereddüt etmeden açıverdim uykulu uykulu konuşmaya çalıştım, ben konuşmaya başlamadan hızlı hızlı konuşmaya başladı'Uyanamadığını düşünmek bile istemiyorum' dedi hafif sinirli sesiyle, bende sıkıntılı bir nefes verdim, ' Sence sabahın saat 7 sinde nasıl uyanık olabilirim?' sıkıntılı ve uykusuzluktan ağrımaya başlayan kafama da ayrıca bir küfür ettim, Efekan konuşmaya devam ediyordu 'Oğlum bitirme projemiz senin elinde, son derside verip okuldan siktir olup gidicez amk biraz hızlı olsan da ilk derse yetişsek hani?' derken telefonu suratına kapattım. Bir insan bu kadar sinir bozucu ve iğrenç gelemezdi sabah sabah. Söylenerek kalktım yerimden her ne kadar erken uyandığım için sinirlensem de hak veriyordum, hemen kurtulmamız gerekiyordu bu okuldan, kanser gibiydi bu okul, ne bitiyor ne devam ediyor, sıkıntı ve dertten başka verdiği bir katkıyı asla görememiştik. Ah pardon sıkıntılı hayatla yaşamayı pekala öğretmişti hakkını yemeyelim.
Masanın üstündeki arduino projesi yazan dosyayı elime aldım, karıştırdım herşey tamamdı, bilirsiniz üniversiteliyseniz kalmaktan bir şey için korkarsınız, onurunu gururunu kaybetmemek için :d kalmak gibi bir durum yoktur da alttan aynı dersi almak koyar be abi
Mutfakta kettle'a kahve için su koyarken projede olan kişilerin isimlerini inceledim.
Su kaynayınca kahveyi yapıp hızlıca yudumladım,hala ayılamamıştım ve kendime gelmem gerekiyordu, part - time bir işte çalışıyordum, zenginlerin akın ettiği bir Cafe-Bar da garsonluk yapıyordum, ailemden para almaya çekinerek, daha doğrusu babamdan bir zamanlar harçlığım kesildikten sonra mecburen kendi paramı kazanmak zorunda kalmıştım. Ama bu durumdan hoşnut değilim sayılmaz çünkü tek başıma yaşamayı kendim istemiştim ve bişeylerin üstesinden kendim gelmem gerekiyordu. Ailem Muğla da ve ben okumaya İstanbul 'a gelmiştim. Üniversiteyi ilk senede kazanmıştım. Hayalim miydi değil miydi hala çözemediğim bilgisayar mühendisliğini kazanmıştım. Evde çalışmayan kumandayı yapabildiğim ve daha nicesi evde olan teknolojik aletleri onarabildiğimden ötürü ailem bilgisayar mühendisliğini tercih etmem gerektiğini söylemişlerdi(!). Aslında haksız da sayılmazlardı. Bilgisayar başında çokça zaman geçirenler ve dahası hiçbir arama motorunun o indeksleyemediği biricik deepweb'e merak salarak kendimce bişeyler öğrenmeye ve yapmaya çalıştığım bazı dönemlerim olmuştu.
Acele ederek üstümü değiştirdim, koyu mavi boğazlı kazak, siyah pantolon ve klasik uzun montumu üzerime geçirdim saçlarımı elimle düzelttim, uzayan ve seyrek olan sakallarımı kesip kesmeme konusunda iç sesimle tartışırken zamanın olmadığını farkettim, aslında bu bir bahane olmalıydı çünkü üşengeçlikten ölmek üzereydim, son anda aynaya bakarak evden çıktım. Giydiğim bu uzun montun gizemini hiçbir mont vermiyor, kendimi bunu giyince resmen sherlock gibi hissediyorum.
Hava kış olmasına rağmen ilkbahar havasını andırıyordu. Kendini belli edici fakat içinde tatlı da bir sıcaklık bulunduran hava, bisikletimle yolculuk yapmak için pek tabii iyi bir şans olsa gerekti. Zira o dondurucu soğuklarda, - ki beni uyandıran bir başka şey olan spiker de soğukların geleceğini söylemişti-bisiklet sürmek inanılmaz zordu. Bazen okula yürüyerek bazen de canımın tatlı olduğunu hissettiğim zamanlar da otobüse veya taksiye atlardım. Kendi başıma yürümeyi ya da bisiklete binmeyi sevdiğimden toplu taşıma aracı kullanma gereğinde pek bulunuyordum çünkü okulum da çok uzak sayılmazdı. Bisikletimin kilidini çözdükten sonra kulaklığımı takıp okula doğru yol aldım, hayattaki bana kalırsa en büyük bela dünyanın en muhteşem şarkısını dinlerken hiç kimseyi hayal edememektir. Aşkın varlığını unutturan tek bir şey yaşayınca kapıların açılmasın diye çok sıkı kapatıyorsun açmak istesen de açılmıyor bir şekilde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVGİLİZADEM
Teen FictionBurada herşey klasik, ve olağanüstülüğe yer yok. Varsa da bu olağanüstülük sadece aşk üstüne konacaktır. Çünkü hayatı yaşanılabilir kılan tek şey aşktır.