Unuturum Tüm Anıları

102 39 20
                                    

Kalbimin ortasında koca bir yara varken nasıl guleyimki zaten ?
Seni unuttum sanma çünkü derdimin dermanı,acilariminin ilacı yok artık...
***
Farkında değildi canından çok sevdiği arkadaşının geldiğinin.Bir öksürük sesiyle girdap kadar siyah saçlarını sallayıp kaldırdı başını. İnanmıyordu Ateş. Gelmişti kan kardeşi. Hemen ayağa kalktı ve sildi gözyaşlarını delikanlı. Koşup Ali Arin 'in boynuna sarıldı.
" Neredesin ya sen? Meraktan catlamak üzereydim. Insanın aklına her şey geliyor. Seni ..."
Sözünün bitmesine izin vermedi diğer delikanlı.
" Sakın Ateş. Sözünün devamını getirme. Yanımızda işte Ali."
"Bak işte Demir . Sende hata yaptın . Biliyorsun ben isminin yarım söylenmesinden nefret ederim. Sonra bakın ışte karşımızdayım."
"Pardon Ali Arin Bey. Unutmuşum!"
Demir , Ateş ve Ali Arin bir süre sarıldıktan sonra hemen lafa atladı Yağız.
"Abisi ya . Beni hiç farketmiyorsunuz."
"Kardeşim,sen farkedilmez olur musun? Seni sona sakladım. Hani hep en tatlılar sona saklanır ya !"
"Sapıttın gerçekten. "
"Yağız gelince bizi unuttun Ali Arin. "
"Unutmadım be . Biz herzaman ne deriz ?"
"Birimiz hepimiz , hepimiz birimiz için!"
Sarılmayı bırakıp kahkaha atmaya başladı dört arkadaş. Onlara arkadaş demek hakaret olurdu. Onlar kardeş gibiydiler.
Işte dostlar. En acı gününde bile başarırlar seni mutlu etmeyi. Buz kadar soğuk minderleri sandalyenin üzerinden alıp yere koydu delikanlı. Sonra teker teker oturdular minderlerin üzerine. Oturduklarından bu yana çıtları çıkmamıştı. Çok korkuyordu Ateş, bu iç ürpertici sessizlikten. Bu sessizliği bozmak yine ona düşmüştü. Ali Arin'in annesinin nerede olduğunu çok merak ediyordu. Konuşmasına önce bu soru ile başladı.
"Kanka ya annen nerede ? Kapıyı bize herzaman o açardı. Bugün başka bir yenge açtı . O kim?"
Soze atıldı hemen Demir.
"Ateş bir susta ilk soruna cevap versin çocuk. Üst üste soru sorup durma!"
Başını yere eğmişti Ali Arin . Yutkunamıyordu , boğazına düğümleniyordu söylemek ıstedikleri bu yüzden söyliyemiyordu olanları.
"Ali Arin, söylemek istemiyorsan anlatma. Biliyorsun Ateş'i , biraz fazla meraklıdır."
Başını yerden kaldırdı ve derin bir nefes aldı delikanlı. Kendini hazır hissettiğinde konuşmaya başladı.
"Hayır Demir . Anlatmak istemiyor değilim. Içimdeki acı o kadar büyük ki her söz boğazıma düğümleniyor."
Yağız çok sıkıntılanmıstı . Buğday rengi teninden yavaş yavaş terler akıyor, sürekli kestane rengi saçlarıyla uğraşıyordu. Biraz daha dayanamayıp açık kahve gözlerini Ali Arin'in gökyüzüne dikti.
"Bak kardeşim,derdini anlatmazsan çare bulamazsın. Utanma, ağlayaksan ağla ama lütfen yinede anlat. Dayanamıyorum canımdan çok sevdiğim birinin karşımda eriyip bitmesine!"
Delikanlının içine işlemişti Yağız'ın bu sözleri. Tam sözlerine başlayacaktı ama gözleri birden doldu. Gözleri dolu dolu anlatmaya başladı.
"Sizler benim kan kardeslerimsiniz. Sizlerden hiçbir şey saklayamam. Dün akşam eve geldiğimde annem dediğim kadın yoktu. Büyük bir ihtimalle babam onu kovmustu ama o abimi alıp gitti. Beni de alsaydı beraber gidebilirdik. Ama beni sevmediği için götürmemis. Böyle ışte. Şimdi ayrıntıya girersem dur durak bilmeden ağlarım."
"Zaten ayrıntıya girmeme gerek yok kanka . Anladık biz durumu. De mi beyler?"
"Evet Yağız anladık."
Dört arkadaşında çok duygusal bir yönleri vardı. Zaten "aile" dendiği zaman akan sular dururdu onlar için.
Yağız annesini doğumda kaybetmiş ve babası denilen adam onu yurda vermiş . Demir'in annesi ve babasını gözlerinin önünde büyükbabası denilen şahıs katletmişti . En acısı ise Ates'inkiydi. Doğar doğmaz bir cami havlusuna bırakılmıştı, sonra onu caminin imamı sahiplenmiş. Ama Ateş dokuz yaşına gelince imam da vefat etmiş. Aslında bir yandan da en şanslı oydu sanki. Çünkü ailesinin kim olduğunu bilmeden yaşamını sürdürmüştü. Belki ogrenseydi daha da acı çekecekti.
Ali Arin oturduğu yerden kalktı ve elbise dolabında sakladığı ketcapli cipsi aldı. Sonra tekrardan yerine oturdu ve elindeki cipsi açtı. Açtığı cipsi ortaya koydu. Süper dörtlünün gözleri birden ışıldadı. Çünkü en sevdikleri cipsten biriydi bu. Hepsi birkaç kez aldıktan sonra Demir soze koyuldu.
"Ali Arin burada yaşamaya devam mi edeceksin yoksa bizimle temelli mi kalacaksın?"
Biraz düşündü delikanlı. Ara sıra onlarla beraber kalıyordu ama temelli yerleşip yük olmak istemiyordu. Ağzındaki cipsi bitirdi ve konuşmaya başladı.
"Aslında beyler burada kalmak istemiyorum artık. Ama sizede yük olmak istemiyorum. Eger ki beni kabul edersiniz, bende sizler gibi okuldan sonra çalışmak isterim."
Çekinerek söylediği her halinden belliydi. Konuşurken dili çöldü Ali Arin 'in heyecandan. Sadece o değildi heyecanlı olan Çete de çok heyecanlanmıştı. Heyecanlı oldukları gözlerinden okunuyordu. Boğazı kuruyan Ateş bir yudum su içti ve öksürüp şakacı olmasına rağmen ciddi bir tutumla soze başladı.
"Biliyorsun kanka bizi . Her şeyi hep beraber hallederiz. Sende az çok alışkınsın bu duruma . Eger sen gelirim diyorsan bizim için hiiiiiççç sorun yok!"
"Sende bizim kardesimizsin Ali Arin. Dost kötü günde belli olur zaten. Hem sen gelirsen Çete de bir arada olmuş olur. Anlayacağın gelirsen bizi çok mutlu edersin."
"Teşekkürler beyler. Teklifiniz kabul edilmiştir. O zaman tüm eşyalarımı toplayalım. Bir an önce gidelim bu evden."
Ayağa kalktı teker teker dört can dostu. Ali Arin kıyafetlerini, Yağız kitapları, Demir tabloları ve bibloları, Ateş ise yastık ile yatağın örtüsünü topladı. Bu eşyaları da ayrı ayrı poşetlere koyduktan sonra çantalarını da alıp dışarı çıktı delikanlılar. Arkalarını dönüp gidecekleri anda herkesi durdurdu Demir. O koca pazuları çıkmıştı ortaya. Elindekiler ağır olduğu içindi galiba.Çete'den ellerindekileri yere koymalarını istedi. Buğday rengi teninden akan terlerini silip koyu kahve saçlarını elleriyle taradı âdeta. Sonra kahverengi gözleriyle tek tek tüm arkadaşlarının gözlerine baktı. Küçük bir tebessümle çenesindeki gamzesini ortaya çıkardı ve konuşmaya başladı.
"Dostlarım bu evde hepimizin anıları var Ali Arin kadar olmasa bile. Şimdi sizlerden bu evi unutmanızı ve bunun içinde söz vermenizi isteyeceğim. Belki biraz zor ama yeni bir sayfa açmak için bunu yapmak zorundayız. Söz mü soyka deliler?"
"Gerçekten çok zor olacak ama söz veriyoruz unutacagimiza dair."
Yerdeki poşetleri aldılar ve yürümeye devam ettiler. Gercekten de unutabilecekler miydi bu evi , tüm anıları? Acısıyla tatlısıyla çok anıları vardı bu evde . Ali Arin evi , ailem dediği ama olmayan kavramı unutabilecek miydi ? Bundan sonra acı gerçekler mi yoksa tatlı gerçekler mi konusacaktı?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 07, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

YÜZSÜZ YÜREKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin