Taehyung önündeki tanrılarla ilgili olan ansiklopediden sıkılıp arkasına yaslanarak esnedi. Kaç saattir burada olduğunu bilmiyordu fakat boynunun feci şekilde tutulmuş olması 2-3 saatten aşağı olmayacağı gerçeğini gösteriyordu.
Ayağa kalkıp ansiklopedinin kapağını kapatacağı sırada gözüne çarpan başlıkla biraz daha kalabileceğini düşünmüştü.
Denizlerin Tanrısı Poseidon'un anlatıldığı bu sayfa ona çok akıcı gelmişti. Öyle ki görevli kadın gelip kütüphanenin kapanacağını haber verene kadar okumaya dalmıştı. Kadına bu ansiklopediyi ödünç alıp alamayacağını sormuş ve zarar görmemesi şartıyla olumlu bir cevap almıştı.
Evine gidene kadar okumuş ve hatta vardıktan sonra sabaha kadar okumuştu. Poseidon çok ilginç bir tanrı gibi gelmişti ona, O çok etkileyiciydi.
O günden sonra Poseidon'un onu duymasını umut ederek hep sahillere gitmiş ve içini dökerek ağlamıştı. Çünkü kimsesi yoktu Taehyung'un.
Poseidon'un gerçek olduğuna inanmak istiyordu, Denizlerin efendisinin varlığı ona güç veriyordu. Onunla ilgi içinde çok tuhaf bir his vardı, sanki onu hissedebiliyordu.
Birgün yeniden eline aldığı farklı bir ansiklopediyle her zaman gittiği sahilde oturuyordu ve güneşin batışının altında ilgiyle okuyordu ansiklopediyi.
Sayfayı çevirmesiyle karşısına çıkan renklendirilmiş resim onu büyülemişti. Fakat bunun sadece temsili olduğunu düşünmüştü. Yoksa onun nasıl göründüğünü kim bilebilirdi?
(Sayfadaki resim)
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Resimin hemen altında yazan yazı ise onu daha da çok büyülemişti.
"Denizlerin sıcaklığıyla sarılacak dört bir yanın, dalgalar tenine değdiğinde açacak çiçeklerin. Mavinin her bir tonu etrafında olduğunda, gülecek gözlerin."
-
Yine bir anda gaza geldim inş sıkılmam hemen
Bu arada ileride belki okuyacak olursa, Hikaye tamamen beni hayal gücüm üzerinden ilerlemektedir yani bazen gerçeklerle alakası olmayabilir.
