purple snow

869 111 288
                                    

2019 pazartesi / soeul

Yeni taşınmıştım karşı dairene. Karsız lakin soğuk bir kış günüydü. Siyah bir mont giymiştim. Herzamanki gibi sinirliydim, hemen herşey hallolsun istiyordum. Yeni evimde  soğuk bir duşa girecek, ardından  siyah çarşaflarla kaplı yatağıma atacaktım yorgun bedenimi. Tek istediğim buydu. Belkide hergün istediğim şey buydu çünkü ben bir hayata sahip değildim. Gülmüyordum mesela, acımıyordum insanlara, hayvanları sevmiyordum, çocuklardan nefret ederdim, gelemezdim şirinliklere. Serttim, kabaydım, çok konuşmazdım belkide içimdeki çığlıklara aşıktım. Belkide yaşamadığım içimdeki o çocukluğu seviyordum, yada küçükken yanımdan ayıramadığım bay tavşanı saklıyordum bu sert kimliğimin altında.

Sevdiğim şeyler nadirdi. Siyah olan herşeyi severdim. Saçıma sardığım bandajlar çekerdi dikkatimi, çok saçma gelecek ama kar küreleri, birde kar kürelerini severdim. Zira herşey halolduğunda özenle siyah bir kutuya yerleştirdiğim kar kürelerimi arabadan alıp daireme çıkmıştım. Evim sessizdi tıpkı bugüne kadar yaşadığım suskun hayatım gibi. Siyah kutuyu masaya bırakır bırakmaz bu sessizliği tiz çıkan zil sesi bozmuştu. Öyle sinirlenmiştimki aklımın bir köşesine yazmıştım saçma bir  sese sahip zili bozmayı. Kulaklarımda dakikalarca yankılanmıştı o iğrenç ses.

Öfkeyle kapıya yönelmiş, yüzümü en sinirli hale sokup kapıyı açmıştım.

Benim yüzüm sertti.
Senin yüzünde kocaman bir gülümseme.

Benim gözlerim ateş püskürüyordu.
Seninkilerse parlıyor, lakin hiçbirşekilde bana bakmıyorsun benim gözlerim dışında heryerde gezdiriyorsun gözlerini.

Benim omuzlarım nekadar genişse.
Seninki okadar küçük.

Bağıracaktım sana, tam açacaktım ağzımı ki. Herşeye konuşan -kızan  ben birtek o gün senin sesinle susmuştum.

"Merhaba" demiştin, gülümsemen daha bir genişlemiş yanağındaki çukur gözüme çarpmıştı.

"Ah yeni taşındınız değilmi? Bende hemen karşı dairenizde oturuyorum, komşu olduk" demiştinki arkana baktığımda açık kapını görmüştüm.

Bağırmıştım sana. Yüzüme bile bakmadan konuştuğun ve saçma sapan gülümsediğin için sinirlenmiştim. Ee tabi bide zilimi çalmıştın.

"Birdaha beni rahatsız etme!"  Sesim öyle yankılanmıştıki apartmanda. 
Sende o şiddetle olduğun yerde sıçramıştın.

Asla bana bakmadığın gözlerin dolmuştu. Gitmemiştin.
Bende önününe adımlamış ardından sol omzunu sıkmış sarsmıştım seni bağıra bağıra.

"Sen aptal mısın? Yüzüme bile bakmadan konuşuyorsun, bide gülüyorsun. Ne komik hı? Ne komik aptal!"  Canın yanmış, hayatımda gördüğüm en pembe dudaklarının arasından acı bir inleme  firar etmişti.
Birşey dememiştin, susmuştun.

Ben sinir küpüydüm. Seni hafifçe itmiş kapıyı son gücümle yüzüne kapamıştım.

Sakinleşmek için kapıya yaslamıştım koca bedenimi.

𝙋𝙪𝙧𝙥𝙡𝙚 𝙨𝙣𝙤𝙬 | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin