Sonunda tren Busan'a varmıştı. Bu aralıkta fazla uyumasam bile kendimi biraz daha iyi hissediyordum. Trenden adımımı atar atmaz valizimi aldım. Tren istasyonundan çıktım.
Geniş bir caddeye ulaştım. Caddenin köşesinde Taksi durağı olduğunu fark ettim. İlerlemeye başladım. Uzaktan taksi durağında iki taksinin olduğunu görmemle adımlarımı hızlandırdım. Taksilerden bir tanesini yakalamak istiyordum.
Taksi durağına geldiğimde orta boylu sevecen adam beni karşıladı. ''Merhaba hanımefendi. ''
''Merhaba. Bana acil bir taksi lazım. Malum trenden yeni indim ve yorgunum. Hemen otele gidip dinlenmek istiyorum. ''diyerek güzel gülümsememi takındım.
Adamın yüzünde olumsuz bir ifade oluşarak '' Maalesef bir taksi müşteriye gidecek. Diğer taksinin de lastiği patlak. Ama beklerseniz 2 saat içinde bir şe-''
Sözünü bölerek '' Tamam teşekkürler. '' dedim. Ve oradan uzaklaştım. 2 saat bekleyemezdim. Yeni taksi bulmak için caddede biraz bekledim. Belki taksi geçerdi.
Yarım saat bekledim. Bu zamanda geçen yedi taksinin yedisi de doluydu. Biraz üşümüştüm. Hava fazla soğuk değildi ama yanıltıcı güneş vardı. Ayaklarım yorulmuştu. Susamıştım. Caddenin karşı tarafında büfe gördüm. Küçük ve şirindi. Su almak için valizimle karşıya geçtim.
Yaşlı amcadan bir su istedim. Suyu bana verirken paramı çıkartıp ona uzattım. Teşekkür ettim ve suyumu yudumlamaya başladım.
''Chaeyoung Hanım ! '' Sesi duymamla irkildim. Ses tam sağ tarafımdan geliyordu. Yutkundum. Yavaşça sağıma döndüm.
'' Jungkook Bey ! Burada ne işiniz var böyle ? '' diyerek su şişesinin kapağını kapattım. Onu trenden çıkarken görmemiştim. Hızlıca gitmiştim.
''Gazete alacaktım. Bakıyorum ki siz de buraya içecek bir şey almaya gelmişsiniz. '' diyerek gözleriyle su şişesini gösterdi. Ben de kafamı sallayarak onu onayladım.
Soru soracakmış gibi duruyordu. Yine trende de yaptığı gibi ellerini ovaladı. Sormaya hazırlanırken yaşlı amca Jungkook'a gazetesini verdi. O gazetesini incelerken gözüm caddeye daldı.
Bir taksi buraya geliyordu. Durması için el salladım. Beni görmeden hızla gitti. ''Siktir.'' diyerek elimi kafamın arkasına koydum. Jungkook'a baktım. Küfür ettiğimi duymuş olacak ki gülmemek için kendini tutuyordu. Halbuki o kadar sesli söylememiştim.
Jungkook caddeyi gösterip ''Gördüğüme göre taksi bulamıyorsunuz. Teklifim hala açık Chaeyoung Hanım. Ne diyorsunuz ? '' dedi.
Onun teklifini ikinci kez geri çevirecektim ve sabır edip taksi bulacaktım. Teklifi geri çevirirken taksinin geldiğini gördüm. Taksiye el salladım. ''Taksi !!! '' diye bağırdım. Yine ve yine bir taksi daha önümden hızla geçip gitmişti. Bir de taksinin içi boştu.
Ofladım. Jungkook gülümsedi. '' Evet ne diyorsunuz ? ''
Pes ederek '' Peki tamam. Geliyorum. Jungkook Bey. '' dedim. Jungkook Bey'i bastırarak demiştim. Kızgınlığımı anlamıştı. Bana yandan bir gülüş attı.
Telefonunu çıkardı. Bir görüşme yaptı. Sanırım şoförünü aramıştı.
Siyah bir araba tam karşımızda durdu. İçinden siyah takım elbiseli bir adam önünü ilikleyerek çıktı. Jungkook'u ciddiyetini bozmadan şoföre emir verdi. '' Chaeyoung Hanım'ın valizini al.''
Şoför hızlı adımlarla yanıma gelerek valizim aldı ve bagaja yöneldi. Jungkook o sırada bana kapıyı açtı. Bende '' Teşekkür ederim. '' diyerek arabaya bindim. O da arkamdan binip kapıyı kapattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐒𝐞𝐜𝐫𝐞𝐭 𝐆𝐞𝐧𝐢𝐮𝐬 | 𝐑𝐨𝐬𝐞𝐤𝐨𝐨𝐤
FanfictionBen onun zayıf noktasını ele geçirmişken o ne ara benim derinliklerime indi ? Polisiye bir kitaptır ! By Annasunrisee ♡