İkinci Laf Kalabalığı

37 7 6
                                    

Aklım bulanık ve halsizim. Sanırım biraz da kusmuk kokusu sinmiş üzerime çünkü koridordan geçerken öğrenciler benden uzak kalmaya çalışıyorlardı. Ben kusmuk kokabilirim ama suçlu ben miyim yani şimdi? O otobüs buna sebep oldu ama bunu sizlere nasıl anlatabilirim ki? Anlatsam da anlamazsınız ki.

Seni sevmiştim otobüs ama bir de senin bana yaptığına bak. Aslında şimdi bakıyorum da sevgimi hiç hak etmemişsin. Sana yüklediğim o güzel anlamları ve o güzel iltifatlara hiç değmezmişsin. Umarım egzoz dumanında boğulursun.

Sonuçta o sadece bir otobüstü ama ben bunu unutmuş, ona duygusal anlamlar yüklemiştim. Tecrübeler demiştik değil mi? Bir otobüse duygusal anlamda bağlanacak kadar beni derinden etkilemiş tecrübelerim varmış demekki. Halbuki bu tecrübelerin beni güçlendirmesi ve bir dahaki sefer için hazır duruma sokması gerekirdi. Ancak bu düz mantık bende işlemedi, ters tepti ve ben iyice garipleştim. Polyanna olsaydım herkes gibi olmadığımı düşünür ve bundan mutluluk duyardım herhalde.

Sınıfa girdiğimde sevgili adını bile bilmediğim öğretmenimiz yeni gelmişti. Sınıfa daha yeni gelmişti sanırım ama çoktan da gelmiş olabilirdi. Ben bu çıkarımı paltosunu çıkarmasından çıkarmıştım.
Belki de sıcak bastı veya rahat hissetmek için çıkardı. Sonuç olarak bir Sherlock Holmes olmayabilirdim ama paltosunu çıkarırken cebinden düşürdüğü kartın üzerini okuyabilecek kadar keskin gözlerim vardı. Düşürdüğü kart bir masaj salonuna aitti ve bu benim istemsizce kıkırdamama sebep oldu. Belki kıkırdamak biraz hafif kalabilir bilemiyorum.

Tüm bunlar olurken hâlâ sınıf kapısındaydım ve kıkırdayana kadar farkedilmemiştim. Sonrasında hızlıca etrafında kimsenin oturmadığı bir yere oturdum. Fazla asosyalim sanırım ama belki de bu da benim suçum değildir. Herkes fazla yapmacık ve yalandan samimiyet kuruyor olabilir. Kim böyle bir toplumun içinde olmak ve parçası olmak isteği içinde olur ki? Ben de istemediğim için kendimi kapattım topluma. Evet tam olarak bu. Sizi yapmacık insanlar suçlu sizlersiniz ben değil.

Sonuç olarak yine kendimi kaybettim, bahaneler uydurdum ve kabullenemedim tek gerçeği. Asosyaldim ve yine bu gerçeği kabullenmek yerine bahanelere sığınmıştım. Tekrar.

Kafamda ne kadar çok düşünce dönüp dolaşıyor ve ben buna hayret ediyorum bazı zamanlarda. Bu kafamda kurduğum şeyleri belki dile dökmüş, birilerine anlatmış olsaydım bir dinleyici kitlesine veya "arkadaş" denilen şeyden birkaç tanesine sahip olabilirdim. Ne olabilirdi ki?
En kötü ihtimalle dalga konusu olur, birtakım kötü laf kalabalığı işitmek mecburiyetinde olurdum.

Sonrasını tahmin edebiliyorum zaten. Bu sahne hayatımın her zaman bir kısmında karşıma çıkıyor.
Bana attıkları küçümseyici, alaycı ve iğrenç bakışları midemi bulandırır ve ben de kendimi tekrardan alıştığım tuvalette bulurdum.

Endişem bunların gerçekleşme olasılığı değil. Bunlar beni zerre korkutmuyor artık. Endişem yok bunun sonuçları ve vereceği tecrübe ile ilgili. Belki de bu sürekli tekerrür eden sahne beni yorgun düşürmüştür.

Bütün bu belkilerin arasında tek bir gerçeklik var ve bunu kabulleniyorum.
     Ben kusmaktan çok yoruldum.

Birtakım Laf KalabalığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin