Doğduğum yer kaderimse niçin alnıma bir leke bulaştırılmış gibi davranan insanların yüzüne bakıyorum. Dünya üzerindeki varlığım yarım metreden biraz fazla. Boyumu tam olarak bilemesem de annemin orta boyunu denkleyerek ölçmüş olursam beline kadar geliyorum. Ne yazık ki doğduğum günü hatırlamıyorum. Kimse doğum anını, bebeklik dönemini hatırlamıyor. Bu anılar Tanrı tarafından bizden alınmış, yerine karanlık bir boşluk bırakılmış.
Bakınca önemsiz görünüyor değil mi? Kim altının bezli olduğu, mamayla beslendiği ve yatmaktan başka bir işinin olmadığı günleri hatırlamak ister ki? Ama ben merak ediyorum, güneşi ilk gördüğüm anı, tenime değen soğukla ilk tanışmamı, annemin beni kucağına aldığında bana attığı ilk bakışı hatırlamak isterdim.
Annem; dünyanın en tatlı, fedakarlığı ve nazikliğiyle insanı kendisine çeken orta boylu bir kadındır. Onda en sevdiğim şey olan gülüşünü ne zaman görsem içimde kocaman bir ağaç büyür. Saçlarımı her okşadığında, yanağımı ılık dudaklarıyla her öptüğünde içimdeki ağacın dallarında yeni yapraklar yemyeşil bir tonda yetişir.
Annesine aşık olan her çocuk gibi ellerimi her tutuşunda gözlerinde bana olan katıksız sevgisini görürüm. Yaratandan ötürü yaratılanı seven annemin adı Peyker, yüzünde hep pembe tonlarında güller açar. Kollarının sıcağı öyle şefkatlidir ki oraya sığındığım vakit bana asla bir şey olmayacağını bilirim. Beni daima koruyacağını, ne halt yaparsam yapayım ne kadar haylaz bir yumurcak olursam olayım beni sevmeye devam edeceğinden şüphe duymam.
Erkek çocuklarının kahramanı ve yegane sevgilileri her zaman anneleridir. Benim annem gücüyle, inanılmaz boyuttaki insan sevgisiyle benim koruyucu meleğim. Onu hep sevdim, her zaman seveceğim. Ona katil diye seslenmeleri, mahkum adıyla yaftalamaları ona olan sevgimi asla azaltamaz.
Benim annem suçsuz! Dokuz ay boyunca beni karnında taşıyan, karıncaların üstüne basmaktan çekinen, acıyan yerlerimi öpücükleriyle iyileştiren bir kadın asla insan öldüremez...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AÇ KAPIYI GARDİYAN!
General FictionMasumların dünyasından gelip, günahkarların ortasında yaşıyorum. Ama gök hala mavi, bulutların beyazında çocukluğumu özgür bırakıyorum. Elleri suçlarla kirlenmiş insanların içinde doğdum, istersem pekala suçsuz bir dünya hayal edebilirim. Çünkü...