1.bölüm

215 17 10
                                    

üşüyen ellerini hissetmiyordu jennie. kar ,gökdelenlerle kirlenmiş şehrin kötülüklerinden ve kirden arınmışken genç kızın beyaz dişlerini kırmaya yeminli beyaz kanatlı bir şeytandı o gün. Henüz günün ortasındaydı üstelik. gece çökünce karakışa dönecek olan kışın korkusu sarmıştı genç bedeni. Acaba hiç çıkmasa mıydı evden? Babasına rağmen yaşasa mıydı orada? Bu, her gün defalarca kendisine sorup asla cevabını bulamadığı yada her zaman "ASLA" cevabını bulduğu o saçma sapan soruydu. Bitmek bilmeyen yolları yürürken düşünüyordu her gece olduğu gibi . Epeydir yememişti ,açtı.

Cebinde kuru bir ekmek parçası poşetinden başka bir şey yoktu ancak onu da öleceğini hissettiği zaman yiyecekti ,yemedi; demek ki henüz öleceğini hissetmedi. Çok yorulmuştu jennie. Üç tarafı camlı ,ıssız   otobüs duraklarından birindeydi. Dinlenmek için daha iyi  bir yer bulamazdı .Kar hafifçe atıştırıyor olsa da rüzgar ten kesiyordu.

Pazar günüydü. Sabahın erken saatleri olduğu için görünürlerde kimse yoktu. O kadar çok yürümüştü ki belindeki krampı oturduğunda hissetti. Biraz uzansa ayıp olur mu diye düşündü. Ancak daha fazla dayanamayıp uzandı ve bir müddet sonra zor olsa da uykuya daldı. Uyuyup uyumama çizgisindeki o ağaçtan düşme hissiyle uyandığında 

-Biraz kenara kayar mısınız  lütfen ?

diyen genci fark etti. Başka bank mı kalmamıştı? az önce kimseler yoktu . Şimdi ne oldu da bu genç adam buraya oturmaya kalkıyor. Onu uykusundan uyandırmasına kızarken etrafına bakındı ve başka bank olmadığını görünce utandı. genç adam kibar ,ince ve erkeksi   ses tonuyla hem de hiç incitmeden elindeki sandviçlerden birini uzatarak,

-Beraber yiyelim mi?

diye sordu jennie'ye .Dünden beri bir şeyler yememişti ve bu soruya "HAYIR" diyemeyecekti. Ceketin cebindeki ekmek poşetinin göründüğünü fark etti, gizlice onu eliyle iyice içeri itti .Zaten genç adamda jennie'nin cebindeki ekmek parçasını gördüğü için gizlice almıştı o sandviçleri. Her ne kadar açmış gibi davransa da aç değildi ama bunu hissettirmedi kıza . az önce kızdığı ve hakkında kötü düşündüğü için mahcup oldu jennie. 

"tanrım teşekkür ederim ne iyi insanlar var şu dünyada"

diye içinden geçirdi .Başına gelen onca tahlihsiz  olaylara rağmen yine de olumlu düşünüyordu. belli ki bu iyi biriydi ,basbayağı iyi. üstelik giyimi kuşamı da hiç fena değildi. 

jennie dört ağzı varmış gibi yiyordu cömert ve yakışıklı adamın ısmarladığı sandviçi . bir ara göz göze geldiler. nasıl yediğini fark eden kız utandı ve önüne döndü. genç adam jennie'nin mahcubiyetini  anladı ve onun kadarda olmasa yine de hızlı yiyerek onu rahatlattı. 

jennie ,teşekkür etti adını dahi bilmediği bu genç adama ancak o, teşekküre gerek olmadığını düşünmüş olacak ki utancından yüzünü yere eğdi . Başını kaldırdığında yüzü kıpkırmızıydı. 

Genç adamın, isminin "taehyung" olduğunu ve öğrenci olarak bu şehre geldiğini söyleyince jennie de ona okuldan ayrıldığını anlattı. taehyung çok üzüldü . Yapabileceği bir şey olmalıydı. kızı anlamak için hikayesini sonuna kadar dinledi ve size daha sonra anlatacağım "kai" denen aşağılıktan o da nefret etti.   

- Onu boğmak istiyorum!! Bunu nasıl yapar senin gibi bir insana?

Genç kız gözyaşlarını tutamadı. Onu gerçekten anlayan birisi çıkmıştı nihayet karşısına .Tabii ki hemen inanacak değildi ama az önce utancından kızarması ve yüzünü yerden kaldıramaması; onun aile terbiyesi görmüş biri olduğu konusunda fikir veriyordu genç kıza. Taehyung

-istersen biraz yürüyelim açılırsın...

dedi jennie'ye . onun yürümek veya açılmak gibi bir derdi yoktu , aksine uyumak istiyordu ama artık bunu bile yapamazdı. oturdukları banktan kalkıp sohbet ederek yürümeye başladılar. yüzü epeydir gülmeyen kızın üstündeki kasveti alarak kısa zamanda onu güldürmeyi başaran bu yakışıklı genç;paltosunu , üşüyen jennie'nin omzuna attı. Bir şey söylemek istermiş gibi bir hali vardı fakat söyleyemiyordu. Başını öteki tarafa çevirdi bir müddet. Kız ona baktı

-bir sorun mu  var tae ?

dedi .taehyung'un yüzü yine kızarmıştı :

-şeyy... birşey söylemek istiyorum ama lüften beni  yanlış anlama! "hayır "dersende anlarım.

jennie , ürkmeye başlamıştı. içinden,

"yine mi?"

diye geçirdi. Tam inanmışken tekrar başa sararak benzey şeyler duymak ve yaşamak istemiyordu. Taehyung :

-Diyorum ki eğer kabul edersen ...Lütfen yanlış anlama





oy verip yorum yaparsanız çok sevinirim 🥰🥰🥰🥰

WE'LL JUST HUG AND SLEEP      ■jenmin■Where stories live. Discover now