4.bölüm

98 13 3
                                    

Tıp fakültesinde okurken tanıştığı aynı üniversitede makine mühendisliği okuyan kai, onun elini tutan ilk erkekti. Ona neler söylemişti!! Jennie'i elde etmek için neler yapmıştı yazsam sayfalar yetmez . kıza,  görür görmez aşık olan ve tutkuyla bağlanan kai , sevgiyle mahçup ediyordu. Onu herkesten çok kıskanıyordu. O kadar ki doktor olmasını istemiyordu mesela. Okulu bırakıp onunla yaşamasını söylüyordu . Evleneceklerdi ve kai'nin kazancı ikisine de yetecekti. Aşk böyle birşeydi işte . Sevdiği için okulu bıraktı jennie. 2 sene boyunca dünyanın en büyük aşkını yaşadılar. Annesiyle babası, jennie okumak için yurt dışında olduğu için hiçbirşey anlamadılar, onun hala tıp okuduğunu sandılar. Oysa o tıp değil, yazdığı adamın şiirlerini okuyordu. Kai'nin yazdıkları onu çok heycanlandırıyordu. Ancak kai hastalık derecesinde takıntılı ve kıskanç biriydi. Alışverişe gittiklerinde jennie kıyafet denemeden önce kai kabine giriyor ve kamera olup olmadığından emin olduktan sonra dışarı çıkıp

-şimdi girebilirsin aşkım

diyordu. Ders bittiğinde kızı yanına alıp konuyu neredeyse ,

-Aşkım kafanı kaldırma yüzünü görmesinler...

diyecek kadar abartıyordu.adeta sosyal hayatını bitirircesine kızın başını önüne eğip yürümesini istiyordu . Henüz evlenmemişlerdi ama aynı evde yaşıyorlardı . Zaman geçti evde oturmaktan sıkılan jennie , sevdiği adama 

-okuldan ayrıldım bari işe girip çalışayım.

dedi fakat kai buna izin vermedi . Babası zengindi be parası ikisine de yetecekti. Bu takıntı ve kıskançlık bir hastalıktı ancak kai buna "aşk" diyordu.ve en sonunda  kai başka kızlarla tanıştı ve birine aşık oldu. Ancak bu hikayede de zarar gören taraf yine jennie olmuştu çünkü kai ona,

-aşkım, derslerim çok ağırlaştı. Sanırım biraz ara vermeliyiz ilişkimize. Seni çok seviyorum lütfen soru sorma ve git!!!

şaşkındı ve ne diyeceğini bilmiyordu . Artık neredeyse kölesi olduğu kai, onun soru sormasını bile istemiyordu.

- Peki , o halde bana iki hafta müsaade et kendime kalacak bir yer bulayım öyle çıkayım .

diyebildi sadece . Ancak kai bunun mümkün olmadığını ve derhal evi terk etmesi gerektiğini söyledi. Yapacak birşeyi kalmayan jennie eşyalarını toplayıp gitti giderkende kendisine almış olduğu telefonu kapının yanına koymayı unutmadı. Ancak haberi yoktu ki kai'nin kafede tanışmış olduğu kız , jennie'nin ağlayarak çıktığı eve gülerek gelmeye hazırlanıyordu.

Jennie için herşey bitmişti sanki  uğruna okulu bıraktığı adam onu tek seferde tekmeyi basmıştı, şimdi ise kalacak ne evi vardı ne de yardım edecek biri . Acıktığını hisseden jennie kai'nin zor zamanlarında kullanması için veriş olduğu para ile kendine küçük bir kraker aldı ancak aklına kendisinde kalan evin anahtarı geldi o anda genç kız çok sevindi belki anahtarı bırakmak için gittiğinde kai onu affedecek ve tekrar sarılıp öpecekti ancak öyle olmadı kapıyı açan jennie , yatak odasına bile gitmeye üşenip koltuğun üstünde başka bir kızla öpüşen kai ile karşılaştı hatta üzerinde jennie'nin almış olduğu gömlekle , olanları aklı almayan jennie sessizce evden çıktı ve artık ne yapacağını düşünmeye çalıştı.

Eve geri dönemezdi çünkü annesi kısa bir süre önce trafik kazası sonucu ölmüştü , ve babasıyla yanlız o  evde kalmak onu ürkütmüş ve iğrendirmişti gerçi o adama ne kadar baba denir bilemeyeceğim çünkü o sapık herifin fantazisi jennie küçükken başlamıştı .  İlk başta sevmek bahanesiyle onu kucağına otutturup saçlarını çekerdi , küçük kıza acı veren şey o pislik herife zevk verirdi.  Ancak gün geçtikte bu olaylar iyice arttı jennie banyo yaparken kapı kırık olduğu için kitleyemezdi ve  o herifte bu durumdan faydalanıp içeri girmeye kalkardı , jennie ona zor engel olurdu , annesine söyleyemezdi çünkü kadın hastaydı ve bu yaşananları yüreği kaldırmazdı işte o yüzden okumak bahanesiyle o iğren yaratıktan kaçtı jennie , onu koruyup kollaması için kai'nin kanatları altına girdi en azından girdiğini sandı ancak onu saran tek şey kıskançlıktı .

..............................................................................................................................................................

                                                                          günümüzde                                                                                              

elindeki jilete baktı genç ve güzel kız , jiletin onun kurtuluşu olacağını düşündü ve beklemeden yüzünün sol yanağını jiletle kesti. Bunu gören kişilerin ambulansı araması sonucu yüzü kanlar içinde olan genç kıza önce pansuman yapıldı ve psikolojik nedenlerden dolayı birkaç süre hastanede kontrol altında kalmasına  izin verildi .

genç ve güzel kıza , kendine bunu neden yaptığını soran kişilere cevabı hep aynı ve hep basit olmuştu jennie'nin

-çirkinleşirsem kurtulurum sanmıştım.

bu cevapların sonunda  genç kıza psikolojik destek uygulanacağı ve birkaç gün daha burada kalması istendi , aslında jennie buna çok sevindi çünkü sıcaktı ve yemek veriyorlardı.

Burası bölgenin en iyi beyin araştırma hastanesiydi. Ayrıca bir üniversite hastanesi olan CLARSON HOSPİTAL, başarılı çalışmalarıyla da  dikkat çekiyordu. Jennie'nin  9. kattaki odası , oldukça keyifli bir yaşam alanı sunuyordu ona.

Ancak saatlerce uyumaya çalışan jennie'nin canı çok sıkılmıştı. Odasının  uzun bir koridora bakan kapısını aradı . Görünürde kimse yoktu. Bu hastane olması gerekenden daha loş ve daha sessizdi .Hatta fazlasıyla sessiz. Yanlızlığının keyfini çıkarttı jennie , yavaş yavaş yürümeye devam etti.

Birazdan koridorun öteki ucundan sarışın bir adam belirdi. Çok hızlı sayılmayan adımlarla elindeki kağıda bakarak volta atıyordu uzun ve karanlık koridorda. Üzerindeki pijamalardan onun da bir hasta olduğunu anladı genç kız . Silik bir adamdı bulunduğu ortamda başka birileri de olsaydı  onu fark etmesi mümkün olmayacaktı. Kim bilir ne sıkıntısı vardı başı önde yürüyen bu pijamalı adamın. 

Jennie , koridora ilk çıkan olduğu için ev sahibi havasında yürümeye devam ediyordu ama yüzünde hafif bir gülümseme vardı. Sonuçta hasta bir için ufak bir tebessümden daha büyük bir ilaç olamazdı değil mi? Birbirlerine birkaç adım kala, bu hiç tanımadığı bey , kızın yüzüne doğru kitlenerek ona doğru yürümeye başladı . Bu son derece normaldi çünkü insan böyle bir durumda birbirine selam verip konuşmak isteyebilirdi. Fakat biraz daha yaklaşınca beklenmedikve fazlaca rahatsız eden birşey oldu. Otuzlu yaşların başında görünen bu sarışın adam jennie'nin tam karşısında durdu ve hayretle yüzüne baktı. Bir şey söylemeye çalışıyordu belliki, jennie ön yargılı yaklaşmadı 'belki yardıma ihtiyacı vardır 'diye düşündü ve kibarca sordu 

-Buyurun sizi dinliyorum.

ancak genç adamın yaptığı tek şey jennie'nin yüzüne bakmak olmuştu . Birkaç saniye sonra biraz daha yaklaştı ve 

-Sadece sarılıp uyuyalım mı?

dedi kızın gözlerine bakarak .Bu olamazdı, Jennie adamın elini tutup sert bir şekilde geriye doğru itti ve ,

- Bu ne münasebet? Sen bana ne dediğinin farkında mısın edepsiz herif?!! Defol git başımdan .

Diye fısıltıyla bağırdı. Sesi kısıktı ancak kelimeleri çığlık atıyordu tıpkı genç adamın üzgün bakışları gibi...





SO-NUN-DA (mükemmel türkçem notlarımı siz düşünün sjsj)  jimin'i hikayeye koyabildim bu arada anlamayanlar için jimin pijamalı olan adam 

╰(*°▽°*)╯

WE'LL JUST HUG AND SLEEP      ■jenmin■Where stories live. Discover now