"donghyuck! beni rahat bırakır mısın? hadi, lütfen benden uzaklaş hyuck."
artık neredeyse altı yıldır beraberlerdi. minhyung on bir yaşındayken donghyuck dokuz yaşındaydı.
"beni niye sevmiyorsun hyung?"
minhyung yavaşça arkasını döndü, her zaman donghyuck'un kızıl saçları parıldardı ama şu anda saçlarının ışıltısı sönmüş gibiydi.
minhyung, donghyuck'u üzmüştü.
"seni seviyorum hyuckie, sadece okul iyi geçmediği için kendimi kötü hissediyorum."
"niye hyung? ne oldu okulda?"
minhyung derin bir nefes aldı.
"ikimizin de babası yok hyuckie ve annelerimiz bizi almak için beraber geliyor. bu yüzden sınıftakiler de annelerimizin beraber olduğunu söyleyip duruyor."
donghyuck yavaşça minhyung'a yaklaştı.
"hyung, onları boş ver. annelerimiz çok yakın arkadaş biliyorsun."
"öyle bir şey olursa bize söylerler değil mi?"
"söylerler ama merak etme,onlar kardeş gibiler. bu arada bize önemli bir şey söyleyeceklermiş."
minhyung gözlerini kocaman açtığında donghyuck kıkırdadı.
"merak etme hyung, ben ne olduğunu biliyorum tahmin ettiğin şey değil. galiba bizi bir yere götürecekler."
minhyung yatağından çıkıp donghyuck'a sarıldıktan sonra beraber odalarından çıktılar.
"keşke üzerinize daha güzel şeyler giyseydiniz neyse bunlar da olur."
"nereye gidiyoruz ki anne?"
"bir yakınımızın yanına gidiyoruz tatlım. taeil amcanla uzun zamandır görüşmemiştiniz."
minhyung annesine sorduğu soruyu haerim'in cevaplamasına şaşırsa da gülümsedi. hızlı bir şekilde hazırlanıldıktan sonra minji'nin süreceği arabaya bindiler.
"anneciğim? nereye gidiyoruz?"
"taeil amcan donghyuck'un dayısı minhyung, onun yanına gidiyoruz."
minhyung senelerdir gördüğü ve sevdiği o amcanın donghyuck'un dayısı olmasına hem şaşırmış hem de sevinmişti.
"senin kardeşin var mı anne?"
"tek çocuğum ama haerim sayesinde hiç eksik hissetmedim."
minji gülümsedikten sonra dikiz aynasından minhyung'a bakıp devam etti.
"sen de donghyuck sayesinde kendini eksik hissetmiyorsun değil mi?"
minhyung hızla kafasını salladı o sırada donghyuck konuşmaya başladı.
"johnny hyung ve jungwoo hyung orada mıymış anne? jungwoo hyung'u çok özledim."
"merak etme jungwoo oradaymış."
donghyuck sessizce sevinirken minhyung ona gülümseyerek bakıyordu. birkaç dakika sonra küçük ve sevimli bir eve vardıklarında donghyuck ilk inen oldu.
"jungwoo hyung!"
donghyuck koşarak jungwoo'nun yanına gidip kendini onun kucağına atmıştı.
"donghyuck! ne kadar da çok büyümüşsün. en son minnacık bir şeydin."
"hala küçüğüm ki büyümedim!"
jungwoo donghyuck'la konuşurken ona yaklaşan bir küçük beden daha gördü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
we go up¬markhyuck
Fanfiction"günaydın minhyung, bundan sonra en yakın arkadaşım ve oğlu bizimle kalacak." annesi minhyung'un hayatını değiştiren cümleyi söylediğinde minhyung sadece beş yaşında 'normal' bir çocuktu.