3.BÖLÜM-Okul

34 2 0
                                    

Yukarı da ki müziği açıp okumayı unutmayalım, öptüm^^

Yer: Han Kolej-Yurt
(Üniversite'nin İlk Günü)
Gözlerimi açtığımda saat çoktan 7.40 olmuştu bile. Su'ya yastığı fırlatıp uyanmasını sağladım. Ha Su mu kim?
Oda arkadaşım :)
Apar-topar kalkıp elimi yüzümü yıkadım. İlk gün olduğu için inanılmaz bir heyecan vardı üstümde.

Okulun açılmasını bekleyene kadar da heyecandan öldüğüm söylenebilir. O sıralar da ise aynı zaman da sürekli Asya, Gökçen, Yağmurlarla falan konuşuyordum zaten sürekli. Arıyorlardı yani asla rahat bırakmadılar beni diyebilirim :(

Üzerime bordo kazağımı onun üstüne de siyah bol kısa kolluyu ve siyah pantolonumu geçirdikten sonra Su'ya öpücük yollayıp yurttan çıktım. Hava müthiş derecede soğuktu. Sonbahar geçmiş kışa girmiştik bile. Montuma iyice sarılıp kollarımı göğsümde birleştirdim.

Sınıfa girip sıralardan birine oturduğum da gözlerim kapıdan gelen çocuğa takıldı.
Evet doğru bildiniz.
Kulaklıklı Çocuk.
Pardon Bora Han.
Kim olduğunu bilmediğim iki çocukla birlikte sınıfa girdiler.
Niye buradaydı ki?
İkinci sınıf değil miydi?
Niye peşimi bırakmıyordu? Saçmalama Güneş.

Hemen elime geçen ilk kitabı alıp yüzümü kapattığım da çok geçti...
"Güneş nerede ya?"
"Sen görüyor musun abi?" Bora'nın sesini duyduktan sonra ;
Yanında ki çocuktan geldi bu kez ses;
"Valla oğlum hava çok soğuk bugün. Güneş Müneş yok."
Sanırım bu çocuğu sevmiştim asdfgödşcw

Kendimi kahkaha atmak için zor tutarken yavaşça indirdim kitabı.

"O kişinin ben olmamasını söylediğimi hatırlıyorum. Hani şu ukala tavırların için falan."

"Sınıfıma geldim?"

"Üst sınıfta olduğunu ikimizde biliyoruz çocuk mu kandırıyorsun?"

"Okul müdürünün babam olduğunu söylediğimi hatırlıyorum ?"

Dudağı yukarı doğru kıvrılırken kaşlarımı çatık bir şekilde ona bakıyordum.
Yanında  oturduğunda ise kaşlarımı daha çok çattım.

"İlk günden yoktur arkadaşın çok. Boş kalmasın diye ;)"

"Hahahaha"

Derken hoca içeri girdi.

Dersten hızlıca çıktığım da Bora'nın beni yakalamaması için dua ettiğime yemin edebilirim.

Koridora çıktığımda okulu asla bilmediğim için koridor da boş boş dolanmaya başladım.
Sınıftan Bora hariç bir arkadaş bulsam sanırım çok iyi olacaktı...

Telefonum çaldığında irlilerek cebimden telefonumu çıkardım.
Arayan Kadirye Hoca'ydı. 
Şok olmuş bir şekilde telefonu açtım.

"Güneşcim, nasılsın evladım?"

"İ-iyiyim hocam siz nasılsınız?"

Derken konuşmuştuk baya havadan sudan.

"Arada arayacağım seni, ihmal etme yani bizi."

Dediğinde gözlerimi devirdim. Umrumda mıydı.
Hayır.
Sonuçta ailem hakkında bana bir tane bile bilgi vermemişti.
Ya da vermek için uğraşmamıştı.

"Hıhı, tamamdır hocam. İyi günler."

"Arkadaş edinmişsindir umarım güzel kızım, hadi kendine dikkat et görüşürüz.

İyi miydi cidden?

Benim tanıdığım Kadriye Hoca yurttaki öğrencilerini asla sevmeyen birisiydi. Ne alaka olum, arayıp sorması falan herneyse.
Çıkar yakında kokusu.

Tam telefonu kapattığım sırada yanıma Bora geldi.

"Aha geldi yine."

"Niye benden bu kadar nefret ediyorsun ki?"

"Niye kendi sınıfında ders görmeyip, üstelik benim yanıma oturup, sınıfa giriyorsun ki?"

"Ben sormuştum soru..."
Gözlerimi devirdim.
....

"Güneş?"

"Hı?"

"Ben bana böyle davranmanı istemiyorum. Yani soğuk olma, iyi anlaşacağımızı ve seninle daha yakından tanışmayı istiyorum. Ciddiyim bak şuan gerçekten."

Ciddi miydi ?
Bora Han ciddi miydi şuan?
Tamam neyse.

Derken sanki bana yalvaran ve güven veren gözlerle bakmış gibiydi.

"Bak Bora, benim gerçekten böyle şeylere ayıracak gram vaktim yok. Benim hakkımda gerçekten bir şeyler öğrenmek istiyorsan söyleyeyim ; Annem ve babam yok yani yetiştirme yurdunda büyüdüm ben. Ve bu hayatta ki tek amacım onları bulmak. Daha da bir şey yok. Şimdi diğer herkes gibi sen de yanımdan gidebilirsin." diye mırıldandım.

Boncuk boncuk terlediğini gördüğümde kaşlarımı çattım.

"B-ben şey özür dilerim. Ve hayır diğerleri gibi yanından gitmeyi düşünmüyorum. Her zaman yanında olucam bu konuda."

Çekinerek söylüyordu sanki?
Ona şaşkın gözlerle baktığımda gerçekten inanılmaz derecede şaşırmıştım. Çünkü normalde ne zaman annem ve babamın olmadığını ve yurtta yetiştiğimi söylesem herkes tarafından bazı kişiler hariç sanırım dışlanıyordum.
Derken ders zili çaldı.

"Şimdi sınıfa gitsek iyi olacak."
Dedi göz kırparak.

Öyle miydi? Yanımda mı olacaktı? İyi birisi miydi Bora Han. Hayatımda sanırım ilk defa böyle birisiyle karşılaşıyordum.
Gülümsedim.

"Gidelim..."

Evet kuzular aşağıda Bora'nın yanında ki çocukları tanıtacağım kısım var. Bu bölüm inanılmaaz kısa oldu yine. Ve bilgisayarım da daha gelmedi maalesef... Geldiğinde dediğim gibi daha mükemmel şeylerin çıkacağına emin olabilirsiniz.
@yalanwattpadd instagram hesabını takip edip güncel bilgileri oradan da alabilirsiniz. Öptüm^^

Cem DağcıBora'nın arkadaşlarından biri

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Cem Dağcı
Bora'nın arkadaşlarından biri. Komik ve açıksözlü bir kişiliği var.

Yalan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin