Bu saçmalığı yazmaya başlamamın tek nedeni bunu benden istemiş olman, balım. Şimdi saat sabahın üçü ve aslında kafam pek de yerinde değil. Kulağımda en sevdiğim filmden şarkılar, "belki de bir şeyleri gözden kaçırıyorum" diyor, ama ben belki de "birilerini gözden kaçırmaktan" korkuyorum. O kadar insanı kaybettim ki ben hem de elini tutma olasılığım olmasına rağmen sırf burnumun dibindeki cenneti göremedim diye, bu yüzden en az senin kadar korkuyorum kaybetmekten sanırım.
Yazdıklarımın ne anlama geldiğini sorsan inan söyleyemem, aslında o kadar yorgunum ki bana herhangi bir şey sorsan cevaplayabileceğimden şüpheliyim şu anda. Sadece aklıma seni getirip duruyorum, ve uyku için yalvaran gözlerimi açık tutmaya zorluyor bu, çünkü biliyorum ki eğer yazmazsam dolanıp durur aklımda sabaha kadar, ve baş ağsırı dolu bir güne uyanırım sonucunda. İşte sana sabahın üç buçuğunda mektup yazacak kadar, yahut kimseye söyleyemediğim kelimeleri sana fısıldamak istememe yol açacak kadar seviyorum seni.
İnsan ruhu sever, demem gereken şey bu, sorunu yanıtlamadan önce. Yani eğer seni seviyorsam bunun nedeni bir şekilde, hep gencecik kalan ve büyümeye çalışmayan ruhuna bağlıdır.
Ama her şeyden önce sen beni hiç tanımıyorsun bilmeni isterim. Ben kendimi her kesten saklarım, bilir misin? Yalan söylerim ben, yüzüme maskeler takar, yalandan gülümser gerekirse ağlar ve hatta şikayetlenirim. Asla tam anlamıyla düzgün birisi olmadım, ve olmayacağım da sanırım. Buna rağmen sana tek bir yalan bile söylemek istemiyorum, ve benim özel neyim var ki diye sorduğunda aklıma gelen ilk şey buydu. Ben sana yalan söyleyemiyorum, çünkü günlerce sana yazmamamın nedeni sen olsan dahi, ağlıyorsam nedeni yine sen olsan dahi, tek bir kelimenle hiç bir şey olmamış gibi gülümseye biliyorum. Ruhumu sadece senin çıplak bir şekilde görmene izin veririm demektir bu, çünkü istesen de dağıtamazsın.
Ben insanlarda kusur bulur, insanları dışlarım, ben kırılganım, ben gereksiz yere ağlar, bir şeyleri abartır ,kendimden tiksinmeme yol açacak şeyler hissederim, ben yanımda olmak isteyenleri kolayca görmezden gelebilecek birisiyim, kıskancım ben, bencilim ben. Ve bunları söylediğim ilk kişi sen ol istiyorum, çünkü başka kimsem yok. Bunu sana niye söylüyorum bilmiyorum, bunlarla ne yaparsın onu da bilmiyorum, hakkımda ne hüküm verirsen ver, sana kalmış. Bu dünyada yalnız olmaktan bahsediyorsun da, hangimiz değiliz ki? Beni tam anlamıyla tanımasından korkmayacağım kaç kişi vardır ki, ve seni buldum diye yalnızlıktan kurtulacak da değilim nede olsa.
Benim sevme tarzım nasıldir biliyor musun? Bir şeyleri güzel oldukları yahut özel oldukları için değil de sevdiğim kişiye ait oldukları için severim. Susarken konuşurum en çok, eğer yanında oturmak ve başımı omuzuna yaslamak şansım olsaydı anlardın belki, insanlar içime kapandığımı sanırlar oysa öyle değil. Sadece farklı bir dil konuşuyorum ben, özel falan değil, sadece var olan dillerden daha insanca bir dil. Sen de öylesin. Kurduğun her cümle, hatta her kelime sana ait eşsiz bir şeyler barındırıyor içinde, bu yüzden bundan yıllar sonra yazdığın bir şeyi görsem kime ait olduğunu hemen anlarım inan bana. Ki bu her kes için böyle değildir.
Seni niçin sevdiğimi anlaman için, elimi tutman ve sonra kalbimin atışına kulak vermen gerek. Çünkü kelimelerle anlatılacak bir şey değil, balım.